Tembelsilik, Istanbul ve Diger Seyler ...

 Saat 12:33 ama biz kahvaltıdan yeni kalktık. 

Tatilden yeni döndük. Uzun uyuyoruz. Geç yatıyoruz.

Tatilde hayalini kurduğum "dönüşte her gün spor yapma ve her gün yazma" motivasyonum yerini derin bir tembelligimsilige bıraktı. Tembellimsilik cünkü ayni zamanda yardimcimiz hasta ve evi de temizliyor, bir seri katil gibi tatilden döner dönmez bosalttigim valizimin kendisi dahil tekerleklerine kadar temizliyor, dip köse yaptigimize temizlikte henüz sadece alt katla muvaffakiyete ermiş olsam da makine makine camasir yıkıyor, sade de olsa yiyecek bir seyler hazırlıyorum. Yani aslinda oldukça aktifim ama tüm bunları kendi ritmime göre yapıyorum. Bazen iki saat oturup baska seyler yapıyor sonra kalkıp banyoyu siliyorum, gibi. Yapmak istediğim seyleri yapmadigim icin tembelim ama yapmam gerekenleri yavaş da olsa yaptigim icin caliskanim. Tembelsilik böyle bir şey iste. Sanirim.

Lonhchamp deri sapli ve deri kapakli naylon çantayı ilk defa makinede yıkadım. Cok temiz oldu ve hala sapasağlam. Ama cok nazik bir programda yıkadım. Ama ipekler kadar da nazik degil. 30 derecelik ve bir saatlik bir narinler programında. Narinler :))))

Almanya'da hava bok gibi ama şimdilik beni rahatsız etmiyor. Cünkü Haziran ayinin ikinci haftasında Istanbul'daydim. Ne alaka? Dur anlatıyorum iste. O hafta son 50 yilin mi 70 yilin mi ne en sıcak haziran ayiymis. Haziran Ayi benim icin Acik Hava'da konserde acik ayakkabı ve etekle dondugum aydır. Reina acilir, yaz gece hayatinin en güzel zamanıdır ama üzerine bir keten ya da kot ceket alırsın. Jean, topuklu ayakkabı, spagetti askili camisol ve keten ceket. Dansederken cikarirsin, Sabah eve dönerken giyersin ama en kötü. Neyse arkadaslar öyle olmadı iste. Cok sıcaktı. Temmuz ögleni Edirne'de kot giyip minibüsle carsiye gitmişsin gibi bir sıcak.

Cuma öğleden sonra vardigimdan ve Cumartesi sabah erkenden Büyükada'ya geçip haftasonunu orada geçirdiğim icin, ilkin durumun vehametini anlamadım. Ay 9 kızdık cok egledik. Loc'ada'da kaldik, Otelden hiç cikmadik. Giderken tecrübesiz oldugumuz icin vapur arti ordaki golf arabaları dolmuşlarla gittik cok zor oldu ada ici ulaşım ama dönüşte deniz taksiyle döndük ve müthiş rahat oldu. Pazar günü deniz taksiden inip lise kankitomumn tuttuğu tekneye bindim. Bes saat sonra da ordan eve döndüm. Pazartesi sabah gercekler yüzüme çarptı. Ne islerimi halledebildim, ne gezebildim, ne tozabildim. 

Sadece Sali akşamı yine su yoluyla Bebek'e gidip iki arkadaşımla buluştum, bir iki alisverisimi yaptım. Mesela doğumgünü olan Ispanyol arkadaşıma Midnight Express'ten Rumisu sal/esarp aldım. Yurtdisinda yasayan dostlarınız icin cok özel bir hediye bence. Esimin teyzesi icin badem ezmesi aldım. Aslinda favorim her zaman Kececizade ama Bebek'teydim sonuçta. Envai'den kitap aldım. Bebek Kahve'de oturdum denize bakıp Türk kahvesi ictim. Hala güzel buldum Bebek Kahvesi'ni. Divan'in alt kati sadece yemek yemek içinmiş artık o yüzden tuvaletini kullandım. Kızıma badem sekeri aldım. Sonra kitap dostlarım Ayşegül ve Nina ile Mangerie'de buluştum. Terasta oturduk, rose ictik ve bir seyler atistirdik. Cok güzeldi. 

Persembe günü düğümüz vardi. Sadece kuaföre gittik. Klimaliydi. Arabayla gittik geldik. Klimaliydi. Ama dönüş yolu arabanın kliması bile yetmedi. Evde koridorda iki üc saat falan kıpırdamadan oturduk sacimiz ve makyajımız bozulmasın diye. Giyinirken bile terledik. Cigdem yüzyılın en güzel kararı olarak bize VIP transfer ayarlamisti cok rahat gittik Üsküdar'dan Yeniköy'e. Yolda Ferzan Özpetek'in Disney Chanel icin yeniden çektiği Cahil Periler'deki yalıyı görmeye calistim ama gördüm mü emin degilim. Salacak'ta cünkü o yali enteresan bir sekilde. 

Düğün cok güzeldi. Avukatlik cübbemi giyip Anadolu Lisesi'ne ayak bastigim gibi ilk tanistigim arkadasmin nikahını kiydim. Aglarsam diye korktum ama ağlamadım :) cünkü prova yaparken ağladım. Dansettik, cok sicakladik ama cok güzeldi. Canimin ici de cok güzel bir gelin olmustu.

Cuma gec öğleden sonra Kuzguncuk'a gittik. Eski yasadigim yerin ne kadar cok değiştiğini gördüm yeniden. Met Et'te döner yedik. Güzeldi. Bu gelişimde cok döner yedim. Hepsi güzeldi bence. Bayramoglu'na da gitmek istemiştim ama sıcak malum gitmedim bir yere. Neyse iste biz Kuzguncuk'tayken fırtına cikti gibi bir şey oldu. Sonunda hava serinleyince iki çift lafın belini kirdik Cigdem'le. Oh be! Sonra Irem ve Elif'le buluştuk, Kalamis Develi'ye gittik. Karnım agrıyordu bir şey yemedim su an pişman oldum bak, keske zorlasaydım kendimi.

Ertesi gün havaalanı kesin kalabalık olur, girişinde trafik olur diye erkenden gittim ama bomboştu. Bayramda ya artık cok yurtdisina çıkan olmadı ya da herkes çoktan gitmişti. Bilemiyorum. Türkiye hakkinda tahminde bulunmak beni artık aşıyor. 

Tailin detayları sonra, çünkü tembselsi oldugum icin yoruldum.

Yorumlar

Popüler Yayınlar