Öncelikle, bu yazida "Burning" filminin bazı unsurlarını ve kisisel yorumlarımı paylasacagim. Eğer filmi henüz izlemediyseniz, spoiler içereceği icin bi yazıyı okuMAMAnizi tavsiye ederim. Fakat, filmi izleyenlerin yorum ve düsüncelerini merak ediyorum, bu yüzden görüşlerinizi paylaşmaktan çekinmeyin.
First and foremost, in this article, I will share some elements of the film "Burning" and my personal reflections. If you haven't watched the film yet, I advise against reading this, as it contains spoilers. However, for those who have seen the film, I am eager to hear your opinions and thoughts, so please feel free to share.
"Burning", yavaş tempolu ilerleyen ve izleyiciyi düşündüren bir film. Filmdeki olaylar ve karakterler hakkında soydurduğu soruların cevaplarını size bırakarak, zihninizi meşgul ediyor. "Drive My Car" gibi bir Murakami uyarlaması. "Drive My Car"i beğendiyseniz, "Burning"i de sevebilirsiniz.
"Burning" is a slow-paced and thought-provoking film. It leaves many of the questions it poses about the events and characters unanswered, making you ponder. I've heard that it is a Murakami adaptation, just like "Drive My Car," which I enjoyed, and similarly, I found "Burning" captivating.
Filmin bas kahramanı, Hae mi'nin evine valiziyle gidiyor. Cünkü Hae mi seyahatteyken kedisine bakacak ve o sirada Hae mi'nin evinde kalacak. Ancak, ilk soru kedinin varligina dair oluyor. Kedinin var olup olmadigini unutmuş olabilir miyiz bilinmez, ama bir sonraki sahnede bas kahramanımızın babasının evine elinde valiziyle döndüğünü görüyoruz. Bu noktada, "Neden evine döndü ki?" diye düsündüm. Sonra da bu sorumu unuttum. Fakat film sona erdikten sonra, aslında tüm düğümün o noktada kilitli oldugunu düsündüm. Aslında O, evde kalmış ve filmin son sahnesinde gördügümüz gibi, Hae mi'nin evinde kitabini yazmisti. Belki de valiziyle babasının evine döndüğünden, masa basında yazdigi son sahneye kadar yasanan ya da yasandigini sandigimiz her şey, aslında onun hayal gücüyle yarattigi kitabiydi.
The protagonist of the film visits Hae-mi's house with his suitcase, intending to take care of her cat while she's away and stay at her place. This is where the first question arises: Does the cat really exist? This question sets the tone for what's to come. Then, in the next scene, we see the main character returning to his father's house, still holding the suitcase. At this point, I found myself wondering, "Why did he go back home with his suitcase?" However, after the film concludes, I realized that the crux of the story revolved around that moment. In reality, he never left Hae-mi's place, and as we witness in the final scene, he was writing his book at her house. Perhaps, all that we saw and experienced throughout the film were fragments of his imagination, shaping the contents of his novel.
Söz konusu Murakami olunca, cevaplar her zaman basit olmaz elbette. "Burning"i izleyenler, nelerin gercek, nelerin hayal ürünü olduğu konusunda farklı yorumlar yapabilirler. Ama benim görüşüme göre, filmde izlediğimiz bir cok olay ve karakter, aslında ana karakterin kitabinin bir parcasiydi.
When it comes to Murakami, answers are never straightforward. Those who have watched "Burning" may have different interpretations regarding what is real and what is a figment of imagination in the film. In my view, many of the events and characters depicted were part of the main character's book.
"Burning", gerilim ve gerceklik arasında ince bir çizgide dolaşıyor ve izleyiciyi bu belirsizliğin icine çekiyor. Bu yönüyle film, beni oldukça etkiledi. Yavas tempolu olmasina ragmen, sizi düsünmeye iten karmaşık bir temposu var. Sonuc olarak "Burning" yavaş tempolu ama derinlikli bir film. Siz ne düşünüyorsunuz?
"Burning" walks a fine line between suspense and reality, drawing the viewer into its uncertainty. This aspect of the film deeply affected me. Despite its slow pace, it had a complex rhythm that prodded you to think. How do you interpret what is real and what is imagined in the film?
Yorumlar