Film, Müzik, Adaletsizlikler ve Bahara Dair...
Bu yaziyi okurken müzik dinlemek isterseniz, buraya.
Dünden beri Untouchabe filmini izliyorum. Henüz bitiremedim. Hayir sikici oldugu icin degil. Son iki yildir falan yasadigim ve orta yasa ait oldugunu düsündügüm bir durum. Bir sekilde bir filmi basindan sonuna kadar tek seferde izleyememek. Zamansizlik mi ne desem erken uykusu gelmek mi desem? Bu filmi de cook uzun yillardir sagda solda görüp, miy miy bir sevgi kelebegi filmi zannettigim icin elim gözüm gönlüm varmiyordu izlemeye. Oysaki güzel bir filmmis. Benim ruhuma iyi gelen bir enerjisi, coskusu ve iyimserligi varmis. Varsin hayat von Trier'in anlattigina daha cok benzesin son yillarda, baska hikayeler de var. Hep vardi, hep olacak.
Gectigimiz haftasonu Vera ile birlikte bir film izledik. Zarafa. Bir cocugun, Afrikali bir cocugun bir zürafa ile arkadasligi. Görseller bir tutam Cölde Cay, kölelik ve koloniler de sosu. Bir koca kita böyle bir adaletsizlikle o kadar yil boyunca nasil basa cikmis? Aklim almiyor. Benim, herkes gibi bugünlerde yasadigimiz adaletsizliklere o kadar canim yaniyor ki, kalbim o kadar paramparca ki, bugünün parlayan günesine, baharin gelisine, radyoda duydugum yukaridaki sarki calarken tam o anda günesin yüzüme bir gülümseme kondurmasina izin verirken agzimdan cikan "ne güzel bir gün" sözüyle nasil da irkilirken, aklimda tek bir soru? Bir koca kita, bir koca irk, onlarca ülke, onlarca yüzlerce yil, bu aciyla, bu adaletsizlikle nasil basa cikmislar? Biz saniyoruz ki hep baskalari ölecek. Hep baska kitalarda bizim rahatimizi bozmayan üzüntüler olacak. Geldi kapiya dayandi. Simdi bu aciyla nasil basa cikicaz?
Yorumlar