Dünden Kalan...

Bugünün sarkisi.

Icimde bir yas var. Neden oldugunu bilmediğim. Sanki biten bir devrin yasi. Devirler de bitmek zorunda. Gelenler hep daha iyi olmadı evet. Son 20 yildir yasadiklarimiz icin iyi demek zor. Ama babamin dediği gibi ulusların yaşamında 20 yılların önemi yoktur.


Aslinda bu videoyu izlemiştim dün. Türkiye de Istanbul da hep var olacak. Yine yeni yeniden güzellikler yasatacak sakinlerine. Ama sanki benim icin olan o güzellikler öldü gibi bir yas icindeyim.  Artik yepyeni seyler söylemek lazım... kendim icin de... memleketim icin de... dünya icin de...

Erkan Bas '79'luymus. Bizim nesil. Erkin vardi bizim liseden. Bende bir kitabi var, durur hala, kapağında ismi yazılı. Önceki Günün Adasi... Umberto Eco.

Erkin devrimciydi biz lisedeyken. Biz de ağır solcu olmasak da epey politiktik. Leman cikmisti yeniden. Siyaset Meydanı izlerdik, A Takimi ve Alman Liseli satanistler de vardi konuyla alakasız ama. Mesela bizim lise bizi TÜYAP kitap fuarına götürmedi diye üst dönemden bir cocuk saclarını kazitmisti protesto olarak. Umut Utku Bulsun'du adi ve çocuğunun isminin güzelliğini o zaman hiçbirimiz farketmemistik.

Erkin diyordum... Bir yaz fabrika işçilerini anlamak icin bir fabrikada calismisti. Sonra hepimiz bir yerlere dagildik üniversite icin. Ben Etiler Bogaz hattinda küçük bir burjuva olma yolunda ilerken o Isci Partisine katilmis diye duymuştuk. Sonra bir gece kendini atmış partinin penceresinden diye duyduk. Hayir atmışlar diyen bir kaç ses de cikmadi degil. Ondan geriye bir kitap, gittiğimiz piknikten bir foto ve bir kaç ani kaldı bende. Erkan Bas taniyor muydu acaba? 

Erkan Bas yesil parkesini anlatırken ben de yesil postacı çantamı hatırladım. Süslü kankam beni eleştirirken ben kendimi cok havali ve politik hissediyordum. 

Özgür diye bir arkadaşım vardi. Materyalizm ile ilgili 3-4 kitap vermişti bana. Eve gidince babam bence icinden hem gurur duymuş hem de korkmuştu. Kütüphanesinden kapakları kaplanmış bir kaç kitap getirip bana uzatırken ben sevkle saldirince dur bakalım diye yukarı kaldirmisti. Bunlara gireceksen bak burda neler var ama diye hatirlamadigim bazı koşullar belki de cekinceler sürmüştü ileri... hatırlayamıyorum.

Ben o yollara girmedim. Simdi burdan bakınca herhangi bir pismanligim da yok. Üniversite hayatim boyunca gönüllü olarak sivil toplum kuruluslarinda calistim mesela. O vahşi kapitalizmin icinde yine de epey ahlaklı ve onurlu kaldık pek cogumuz. Devrimci yol secmedik, bir miktar hazcı yuppiler de olduk. Bitmek üzere olan bir servetin kalanlarını yedik, ictik eglendik. Ama artık ne cocuklara biracak servet kaldı ne de kendimize yiyecek. Dünyanın sonu geliyor evet ama biz yine yeni ortamlara alisacagiz, hamam böcekleri gibi de olsa yasamaya devam edeceğiz. Evet dünyanın sonu geliyor. Ama karamsar degilim. Yine de güzel günler göreceğiz. 

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Bütün hayatı İstanbul’da geçmiş biri olarak bu aralar sık sık İstanbul’a ağlıyorum, çok değişti eskisi gibi değil diye. Ama tam olarak gerçekten değişti ona mı ağlıyorum, 40 yaş bunalımı dedikleri şey bu mu o kısmı çok anlamıyorum. 4 yıldır Almanya’da yaşıyoruz, geçen iş arkadaşlarıma İstanbul’u anlatırken gözlerim doldu. Kimse de anlamadı tabii neden doldu gözler diye ortam bir saçma oldu :)
Gökçe
Zeynep dedi ki…
Hepsine birden sanırım. Vedalsyirouz hepsiyle. Gencligimizle... Bildigimiz tanidigimiz Istanbul'la... Türkiye'yle...
Benim hala umudum var
İsyan etsem de istediğim kadar
İnat etsem bile bırakmazlar sahibim var
Benim hala umudum var
Seviyorlar bazen soruyorlar
Hayran hayran seyret ister katıl ister vazgeç
Güzel günler bizi bekler
Eyvallah dersin olur biter
Boyun büküp önünde ağlasam sessizce
Şu garip gönlüm affolur mu
Bu fırtına durulur mu, benden adam olur mu?
Korkarım aşka zararım dokunur mu?
Elveda sana yeter tamam
Bitsin artık bu dram, bu fotoroman
Ham meyvayız hala, koparmışlar dalımızdan
Güzel günler bizi bekler
Eyvallah dersin olur biter
Güzel günler bizi bekler
Eyvallah dersin geçer gider
Bıraksam kendimi şöyle, oh ne rahat
Bu da geçer gülüm, yaşamana bak
Alınacak dersler var, sorulacak sorular
Bu da geçer gülüm, bizden bu kadar
Adsız dedi ki…
Çok güzel bir yazı olmuş. Tüm yazdıklarını gözümde canlandırdım. Babanı, Erkin’i, okul yıllarını… huzur için de uyusun Erkin. O dönemlerde hala derin düşünebilen insanlar çıkabiliyormuş. Yenileri yetişir mi? Biz “karabasandan” kurtulur muyuz umut ediyorum…
elif dedi ki…
Sosyal medyaya girmedigimde ve benim gunluk hayat git gel’lerimde hayat küresel ısınma dışında çok uçuk değişmedi , hala resim kurusuna gittiğinde nude model var hala bol bol alkol ve bol sohbet var , eskisi gibi arkadaşlarımız , en sevdiklerimiz ulaşılabilir, Özgür vr Serbes değil ama en azından bulunabildiğimiz günler var , yabancı gibi gelen yeni insanlar yeni mekanlar var ama bana sanki dünyanın kokusu değişmiş gibi geliyor . Annem bu dünyadan gittiğinde, ablam başka ülkeye taşınınca zaten değişmişti istanbul un kokusu ama sonra daha da değişti, tüm arkadaşlarım da yavaş yavaş uzaklaştı dağıldı, yenileri geldi , yeni başka insanlar , biraz karın ağrım oldu ama şimdi yeni bir hayatta yeni normaller oldu , küresel ısınma dışında hiç birşey benim korkutmuyor, bir de endüstri nin gözü kara ortalığı mahvetmedik, politıkacılar gelir geçer , sistemler değişir ama şu doğanın sonsuz kıymetini bilmemiz lazım ama umutluyum, Çinliler çöl lerinin %30 unu ağaçlandırmış bile , hala her zaman umut var

Popüler Yayınlar