tag:blogger.com,1999:blog-59928711041653626862024-03-19T05:37:22.131+01:00Mediterranean gal in GermanyZeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.comBlogger1220125tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-90278781124609962452024-03-15T11:10:00.005+01:002024-03-15T11:10:38.394+01:00Hayattan ve insanlardan degil kendinizden bekleyin. <blockquote><p></p></blockquote><blockquote><blockquote><p></p></blockquote></blockquote><blockquote style="text-align: left;"><p></p></blockquote><blockquote><blockquote style="text-align: left;"><p></p></blockquote></blockquote><i>Kendiniz icin yapmadiginiz seyi, birilerinin sizin icin yapmasını istemeyin.<br /></i><blockquote style="text-align: left;"><blockquote style="text-align: left;"></blockquote></blockquote><i>Başkaları icin yapmayacaginiz seyleri hiç istemeyin.<br /></i><blockquote style="text-align: left;"><blockquote style="text-align: left;"></blockquote></blockquote><i>Kendine acımayı ve baskalarini kendisinden sorumlu tutmaya sanat haline getirmiş insanlar var. Bunlardan olmayan. <br /></i><p style="text-align: left;"><i>Kendinizi başkaları icin bir yükümlülük haline getirerek ve karsinizdaki bunu kabul etmeyince onu suclu cikartmaya calisarak, sadece kendinize zarar verirsiniz.</i></p><blockquote style="text-align: left;"><p></p></blockquote><blockquote style="text-align: left;"><p></p></blockquote><p style="text-align: left;">demis Juno Gözlemci. Ne güzel demis. Beni en cok böyle insanlar yordu bu hayatta. Sürekli kendimi suclu hissetme pattern'im oldugu icin de tüm suclamari aldım, kabul ettim hep manipüle oldum. Koca kadın oldugum su 43 üncü yaşımda durdurabildim kendimi. </p><p><br /></p><blockquote><blockquote><p> </p></blockquote></blockquote><blockquote><p></p></blockquote>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-83263048042306713472024-03-11T10:33:00.005+01:002024-03-11T10:39:13.678+01:00Güzide Fikirlerimden Bir Kuple<p>Sobremesa kelimesini ögrendim. Yemek bittikten sonra, masadan kalkmadan muhabbete devam demekmiş. Ne kadar da biz. Ne kadar da Akdeniz. Ispanyol'ca zaten. Bir gün bir yerim olursa adini koymalık.</p><p><span face=""Source Sans Pro", sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(51, 51, 51); font-size: 16px;">Lalka da</span><span style="background-color: white; caret-color: rgb(51, 51, 51); font-size: 16px;"> Polonya'ca oyuncak bebek anlamına gelen, evcil hayvana vermesi cok keyifli olabilecek bir kelime.</span></p><p><span style="background-color: white; caret-color: rgb(51, 51, 51); font-size: 16px;">"Kuvvetli Bir Alkis"i izlemeye calistim ama </span><span style="caret-color: rgb(51, 51, 51);">olmadı. Akmadi, diyaloglar fazla SIKICI ve zorlama geldi. Varolussal orta sınıf sancilarimizi biz her gün çekiyoruz zaten bir de cok bilmiş, bizden daha kibirli Berkun Oya'nin anlatımına ihtiyacımız yok artık. Biraz da bi isin ucundan tutun, sistemi eleştirin, bize bir cikis yolu gösterin bir umut olun. Hep gömüyorsunuz da sistem de orta sinifin sırtından geciniyor iste. Biz olmasak Netflix izleyen de olmayacak zaten. Biraz da fakirleri, asalakları, mega zenginleri, sürekli bizi eleştiren kibirlileri eleştirin artık. Bizim sirtimizdan geçinp bizi eleştirenleri eleştirin biraz da artık. </span></p><p><span style="caret-color: rgb(51, 51, 51);">Kitap okumuyorum bu ara. Almanca kursu, sınav kağıtlari okuma falan derken her isim yarim kaldı. Arada, bir zamanlar okuduğum Tanrilar Okulu'nu dinliyorum. O zaman da cok beğenmemiştim. Hala beğenmiyorum. Yok yani kisisel gelişime kitabinin da iyisi var kötüsü var. Bu maalesef cok iyi degil.</span></p><p><span style="caret-color: rgb(51, 51, 51);">Bugün bir seyi beğenmeme günüm sanirim :) Yok su anda mesela yanımda duran Inci Evine kahve fincanım cok güzel mesela. O da mint yesili, karşımda şöminem de benzer bir ton, bir raftaki Sabanci Müzesi'nden aldigim benzer tondaki vazom, solumda acmis lalelerim. Varolussal sancılı orta sınıf yasamimin güzellikleri. Basımı iyice sola çevirirsem bahçede kayınpederimden yadigar Bethoven heykelimiz, yanında soğuk Mart ayinin güzellikleri acmis tüm soğanlı çiçeklerim. Ben cok sansliyim bir bahçeli evim var. Elim topraga deniyor da çiçek ekiyor, sonra da bakip mutlu oluyorum. Ise gitmiş cok caalisan bir kocam var da, sabahlara yavaş baslayabiliyorum. Bunları olmayanlar nasıl basa ciksinlar varoluşsal sancılarıyla Berkun Efendi. Siz de onlara bir isik olsanız keske. </span></p><div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrOX8L3igul9eLBfT6GtNQCwqb1azYTxKTR8Xpx00hGBsFbN0sohVm79ixJxMto9U19O5HqqMmm_3VTihapnzr9AC1Jrt0oNp289cvsox-B__ThdNWBHCl9z4s-gTUcg5h_Qv0a7Tab3RjDazKCz7rpT-YClsVkdFYmvZ3JvCY2bDCCmQRyhlrzeZRuqBJ/s2000/1E700D2B-CABF-4528-8BCB-930BB0883307.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2000" data-original-width="1125" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrOX8L3igul9eLBfT6GtNQCwqb1azYTxKTR8Xpx00hGBsFbN0sohVm79ixJxMto9U19O5HqqMmm_3VTihapnzr9AC1Jrt0oNp289cvsox-B__ThdNWBHCl9z4s-gTUcg5h_Qv0a7Tab3RjDazKCz7rpT-YClsVkdFYmvZ3JvCY2bDCCmQRyhlrzeZRuqBJ/s320/1E700D2B-CABF-4528-8BCB-930BB0883307.JPG" width="180" /></a></div><br /><span style="caret-color: rgb(51, 51, 51);">Ama sosyalist biyikli Kubilay'in söyledikleri cok güzeldi dizide. Kendine bir amac edin de bilmiş bilmiş ebemizi seetme dışarda diye ama yüzlesemeyen adam da almayacak o mesajı zaten Berkun'um Oya'm sen mesajı alacaklara kullan yeteceğini de enerjini de. Yoksa cok severim seni sadece bu isini beğenmedim. Daha akici olaydı eminim beğenirdim de. Ama yine de denemeye devam tabi. Belki sen de bu dizilerle el yordamıyla cikisi bulmaya calisiyorsundur da ondan gösteremiyorsundur bize. Ahu'yum ben biraz 3. bölümdeki ondan bu atar sanirim.</span></div>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-23992429629820204002024-03-10T07:51:00.000+01:002024-03-10T07:51:00.129+01:00BÜYÜK DEFTER - KANIT- ÜCÜNCÜ YALAN<p> <b><span lang="DE"><span style="font-family: Calibri, sans-serif;">Ágota Kristóf (adini yazabilmek icin Google'dan kopyalamak zorunda </span></span></b><span style="font-family: Calibri, sans-serif;"><b>kaldım.</b></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><span lang="DE">Hayir Agatha Christie'nin yanlış yazımı falan degil. 1935 yılında Macaristan'da doğmuş, 1956 yılında (annemin doğduğu yil) Macaristan'daki ayaklanma sırasında, kocası ve küçük kızıyla birlikte küçük bir grubun parçası olarak ülkesinden yaya olarak kaçan bir kadın <b style="font-family: -webkit-standard;"><span lang="DE"><span style="font-family: Calibri, sans-serif;">Ágota Kristóf. </span></span></b>Avusturya'ya başarılı bir şekilde geçtikten sonra otobüs ve trenle İsviçre'ye gitti. İki çantası vardı; birinde bebek bezi, giysi ve bebeği için bir şeyler, diğerinde ise sözlükler vardı (Büyük Yalan'daki sözlükleri hatırlayın). Tamamen tesadüfen Frankofon bir şehre varmış ve burada, hiç bilmediği bir dille karşılaşm</span>ış.</p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><br /></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;">Eger üçlüyü okuduysanız, ilk farkedeceginiz seylerden biri dilin sadeliği. Kurgu o kadar muazzam, yasananlar o kadar gercek, acılar o kadar büyük ki, yüksek edebiyata ihtiyac bile duymuyor. Ama aslinda Kristóf'un dile yabancılaşması bu sade tarzı ortaya çıkaran. Düzyazıları dilbilgisi açısından son derece yalındır. Tek bir kelime bile boşa harcanmamıştır. Anılarında açıkladığı gibi, "<i>Fransızcayı asla anadili Fransızca olan yazarlar gibi yazamayacağımı biliyorum, ama elimden geldiğince, yapabildiğim kadarıyla yazacağım</i>". Kristóf'un kendi seçmediği bir ülkede, sonradan öğrendiği bir dilde okuryazarlığa giden zorlu ve kararlı yolu, bu radikal düzyazı üslubunun ortaya çıkmasına neden oldu. Kristóf'un anlatımında bir saflık havası var. </p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><span lang="DE">Macarca yazmayı düşünmemişti bile. Fransızca için "<i>anadilimi öldürdü"</i> demişti. Fransızcayı kabul etmekten başka çaresi yoktu. Ancak, çevirmenlerinden Nina Bogin'in yazdığı gibi, onun geçmişi özel bir düzyazı türü yarattı: "<i>Kristóf'un anadili Macarcanın prizmasından yazılmış Fransızca"</i>.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2FJf6HFsuYDVBqksirZKEDOIpp_c-OdXPp0WZlKS-MxLTb9rhsnJEIiyovVC_i0SAuzqHSdIF_f43aSKLrRwBSo7EVO4I2-j9vrSBKN7UsFihoTkm5PTOS2TjqxVfm0DhxZPiYteYLIdsBnVBiwTyvltMXUGhfeJsN7kHbIF26iKo1SNzumann8ckdJxO/s800/524d70eb-cc1d-4f15-b720-0b415e051d8b.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="568" data-original-width="800" height="227" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2FJf6HFsuYDVBqksirZKEDOIpp_c-OdXPp0WZlKS-MxLTb9rhsnJEIiyovVC_i0SAuzqHSdIF_f43aSKLrRwBSo7EVO4I2-j9vrSBKN7UsFihoTkm5PTOS2TjqxVfm0DhxZPiYteYLIdsBnVBiwTyvltMXUGhfeJsN7kHbIF26iKo1SNzumann8ckdJxO/s320/524d70eb-cc1d-4f15-b720-0b415e051d8b.jpeg" width="320" /></a></div><p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><span lang="DE"> </span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><span lang="DE">Önce sözlü, sonra yazılı Fransızca öğrenen Kristóf, şiirler, ardından radyo ve tiyatro için oyunlar yazmaya başladı ve sonunda romana ulaştı. Kristóf'un üçlemesi, Defter (1986), Kanıt (1988) ve Üçüncü Yalan (1991) başyapıtıdır. Defter, ikizlerin bakış açısından birinci çoğul şahıs ağzından yazılmıştır: Her zaman 'biz'. İkinci kitap, Kanıt, üçüncü şahıs ağzından anlatılır ve ikizlerden birini takip eder. </span><span lang="EN-US">Üçüncü ve son kitapta ise tamamen tekil, tedirgin edici yeni bir ses var. </span><span lang="DE">Kristof i</span><span lang="EN-US">kizleri acımasızca ayırıyor. Geçmişlerini değiştiriyor, böylece yalnız yürüyorlar. Onları birer 'yalana' dönüştürüyor. Belki de bu, kendi ailesinden, en çok sevdiği kardeşinden ayrılmayı kolaylaştırmıştır.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><span lang="EN-US"> </span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><span lang="EN-US">Her cümle bir darbe indiriyor. Savaşın dehşet verici detayları ikizler tarafından çocuksu ama tamamen gramatik bir şekilde yaziliyor. </span>İkizler her romanda oradalar, bazen ayrı, bazen birlikte, hikayeleri değişiyor, ve tekrar eden bir kabus gibi ilerliyor. Üclemede utanç yok; neredeyse her karşılaşmanın ya cinsel sapkınlık, ya antisemitizm ya da devlet onaylı şiddetle lekelendiği bir romanda sarsıcı bir eksiklik. Sürekli yeniden anlatımlar, çelişkili detaylar, geri dönen ve kaybolan karakterlerin karmaşası, size tutunacak bir şey bırakmıyor. Dolayisiyla neredeyse karanlıkta el yordamıyla ilerliyorsunuz. Tek cankurtaran, düzyazısının sadeliği: Kristóf'un karakterleri, sadece ikizler değil, kitapçı, kütüphaneci, büyükanne, rahip ve barmen de birden fazla yinelemeyle var oluyor. Ve Mathias. Zavallı Mathias'in kimi temsil ettigini de aci bir sekilde son kitapta öğreniyoruz. Hiçbir şey sıraya girmiyor, çünkü başlangıçta hiç sıraya girmedi; her kitap bir taslak, yaşanmış başka bir hayat. Ama ne olduğunu anlamaya çalışmayı bırakırsanız üçlemenin tadını çıkarırsınız: İkizler asla nasıl hissettiklerini söylemiyor ya da duygularını tartışmıyor. Amaçları bu değil. ikizler için ölçü hakikat. Titiz yöntemlerinin ana hatlarını çiziyorlar: "<i>Büyükanne cadı gibidir"</i> yazmak yasaktır; ancak "<i>İnsanlar Büyükanneye Cadı der"</i> yazmaya izin verilir.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7AbD1xt8GadghzGhwr0Q9z4HGa5bOSSkL6tNwBQHoECZH6sJCnmEmwLuQatjOW44uOVCAzb2uY4BL3Wr-9tePTB2RlkRl-OTxt5hLqrBnYgCf1lNldYSX8SXANm4HLq6sV00n2eQtJHONsLW_xYgi1ZGO4RVqJu4yzFPzKOJeHkVOAt1xwgvEsulHJShu/s420/5174235200001Z.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="420" data-original-width="259" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7AbD1xt8GadghzGhwr0Q9z4HGa5bOSSkL6tNwBQHoECZH6sJCnmEmwLuQatjOW44uOVCAzb2uY4BL3Wr-9tePTB2RlkRl-OTxt5hLqrBnYgCf1lNldYSX8SXANm4HLq6sV00n2eQtJHONsLW_xYgi1ZGO4RVqJu4yzFPzKOJeHkVOAt1xwgvEsulHJShu/s320/5174235200001Z.jpg" width="197" /></a></div><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><br /></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;">Kristóf'un romanı Grimm Kardeşler'in peri masallarıyla pek çok ortak noktaya sahip. Defter, Hansel ve Gretel gibi başlar. İki kardeş, artık onları besleyemediği için anneleri tarafından terk edilir ve isimsiz bir sınır kasabasının kenarındaki bakımsız bir evde yaşayan büyükannelerinin (Cadı) yanına bırakılır. Eve dönüş yolları yoktur. Bu noktadan sonra hikâye, çocuklar ya da yüreği zayıf olanlar için uygun olmayan şiddet, yoksulluk ve sapkınlık dolu bir yaşamı cesur ve sade bir düzyazıyla anlatır.<o:p></o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><o:p> </o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;">İkizlerin neyin 'iyi' ve 'kötü' olduğunu anlama yöntemi sadece yazıya değil, gördüklerine de uygulanıyor:<o:p></o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><o:p> </o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;">İkizler çoğunlukla tarafsız, aşağıdan bakan, şantaj için malzeme toplayan röntgencilerdir, ancak davet edildiklerinde sapkınlığa katılırlar. Büyükannenin arazisinde yaşayan askeri yüzbaşı ikizleri odaya davet edip yatağına yüzükoyun yatırıp her birine birer kemer verdiğinde, ikizler "<i>ne yapacağımızı biliyoruz" </i>derler. İkizlerin bir yüzbaşının cinsel hazzı için onu kırbaçlamaya razı olmaları 'kötü' görünebilir ama onların mantığına göre bu kategoriye girmiyor. Eğer gördükleri ya da deneyimledikleri şey, yüzbaşının sapkınlığı gibi 'doğru' ve dürüstse, o zaman suçluya serbest geçiş hakkı tanınır. İkizler kaptanı arzularından dolayı cezalandırmazlar; hatta gözlerini bile kırpmazlar.<o:p></o:p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7J73rQOtv_MEydkeRdsaQwoZIJLJQoxOMa4faVSMaf351XQ7chYzDZcdDdVaoG6YFhQ50Ymq-ZUHXD50uPuEUdFXwvY6Ll8WO98TQsbmq4ibboP5mHKLDQbhIwHzGT7QyKBNtoe5NTZ7O2EKUB4iZFH8UtCkJsYts3LAvVpXViKZpFfu2oS7F5QEQhYsG/s500/9783763249275-de.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="500" data-original-width="374" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7J73rQOtv_MEydkeRdsaQwoZIJLJQoxOMa4faVSMaf351XQ7chYzDZcdDdVaoG6YFhQ50Ymq-ZUHXD50uPuEUdFXwvY6Ll8WO98TQsbmq4ibboP5mHKLDQbhIwHzGT7QyKBNtoe5NTZ7O2EKUB4iZFH8UtCkJsYts3LAvVpXViKZpFfu2oS7F5QEQhYsG/s320/9783763249275-de.jpg" width="239" /></a></div><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><br /></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;">Ancak ikizlerin bedenlerini ağzıyla 'temizleyerek' cinsel istismarda bulunan genç, taze yüzlü hizmetçiye geçiş izni verilmez (bu kisim Türkce tercümede sansürlenmiş. Bir de tavsan dudağın köpekle cinsel iliskiye girmesi). İkizler onun Yahudi köylüler kamplara sürülürken onlara bir parça ekmek uzattığını ama gülerek geri aldığını görürler. Türkce tercüme sadece bu sebeple cezalandirildigini saniyoruz ve bu okuduklarımızdan ikizlerin hakkaniyet anlayisina tam uymuyor. Cinsel tacizini de öğrenince biraz daha anlamlı hale geliyor. Bu itibarla sansür bu kısımda anlam kaymasına yol açıyor. Neyse, hizmetçinin bu sahtekârca, zalimce ve boş jesti, ikizlerin tahammül edemeyeceği türden bir davranıştır. İkizler kötü kompozisyonları ne yapar? Onları ateşe atıyorlar. Mühimmat bir şekilde hizmetçinin şöminesine düşer ve yüzü havaya uçar.<o:p></o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><o:p> </o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;">Kanit ise farklı bir hikâye. Defter'de birbirlerinden ayrılmayan ve ayırt edilemeyen ikizler, Kanıt'ta birbirlerinden koparılıyor. Lucas'ın sonunda bir ismi vardır. Kristof isimlerle oynamayı sever. Lucas'ın ikizinin adının Claus olduğunu sonradan öğreniyoruz. İsimleri bir anagram. </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizkZCvLnnRVPjFag8eP37ZnJWMDIu1msPPrHDdMfJ5E_uNt5chbSVhM0qGaQvJTJ9PVIESam33Mw8i2mSL36ixtXhw0oaBWReL_5zyOjSN_VTmpiJf2ZOF4hZFMtsXIEIAvmSN_yyc863w8U0fU8DKAOpo1AgjFk51Ww927IJ3g0-iVThRzo2elVtYX5m1/s500/The-Notebook-Trilogy-Cover.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="500" data-original-width="327" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizkZCvLnnRVPjFag8eP37ZnJWMDIu1msPPrHDdMfJ5E_uNt5chbSVhM0qGaQvJTJ9PVIESam33Mw8i2mSL36ixtXhw0oaBWReL_5zyOjSN_VTmpiJf2ZOF4hZFMtsXIEIAvmSN_yyc863w8U0fU8DKAOpo1AgjFk51Ww927IJ3g0-iVThRzo2elVtYX5m1/s320/The-Notebook-Trilogy-Cover.jpg" width="209" /></a></div><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><o:p></o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><o:p> </o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;">Bir şey her zaman diğerini telafi eder ve Kanıt'ın başlarında Lucas küçük bir aile edinir. Buzlu nehrin kenarındaki köprüde -Defter'de ikizlerin inşa ettiği köprü- ağlayan genç bir kadın görür. Kadın çocuğunu boğmayı kendine yediremez. Lucas bebeği boğmayı teklif eder ve "Fareleri, kedileri, köpek yavrularını boğdum" diyerek kadına güven verir. Kadın reddeder ve Lucas ikisini de yanına alır. Büyükannenin evinde bir kez daha üç kişi vardır. Lucas, Yasmin ve Yasmin ile babası arasındaki bir aşk ilişkisinden doğan sakat bir çocuk olan Matthias. Matthias büyüdüğünde, Lucas ona,<o:p></o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><o:p><i> </i></o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><i>"Kardeşimi her yerde görüyorum. Odamda, bahçede, sokakta yanımda yürüyor. Benimle konuşuyor.<o:p></o:p></i></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><i>"Ne söylüyor?<o:p></o:p></i></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><i>"Ölümcül bir yalnızlık içinde yaşadığını söylüyor.</i><o:p></o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><o:p> </o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;">Yalnızlık kitap boyunca geri dönüyor. İkizlerden biri sürekli diğerini arıyor, onu hayalet bir uzuv gibi hissediyor. Lucas'ın başka biriyle bir olmanın nasıl bir şey olduğunu bildiği için yalnızlığını bu kadar şiddetli hissettiğini düsünüyoruz bu kitapta. Oysa son kitapta her zaman yalnız <span lang="DE">oldugunu ögreniyoruz</span>. Iskeletleri -ölüleri, yok olanları- ve hayal edilenleri bir arada tutmak üzerine cok sey var artik.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5TfgonSdG6aUB5YMuZQ5Rn_tTHn4rtFi-Fy2GbAQ2-T7e5gXcTwznBxmTD1Y4vuAoWZGvFlRQVadMAhlOUjfMkKREaP3GiSGUJgfAse1XyMl1byMQ_vWMCxGdCN81qgfbEikH3MhyphenhyphennNeikGd6mUx2FuTSZW1xgViAGfGTjhP9emITrllHLvJ8AZPw1KAU/s750/savasin-insan-hallerinin-sorgulandigi-ucleme-buyuk-defter-ka-DQrmI.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="375" data-original-width="750" height="160" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5TfgonSdG6aUB5YMuZQ5Rn_tTHn4rtFi-Fy2GbAQ2-T7e5gXcTwznBxmTD1Y4vuAoWZGvFlRQVadMAhlOUjfMkKREaP3GiSGUJgfAse1XyMl1byMQ_vWMCxGdCN81qgfbEikH3MhyphenhyphennNeikGd6mUx2FuTSZW1xgViAGfGTjhP9emITrllHLvJ8AZPw1KAU/s320/savasin-insan-hallerinin-sorgulandigi-ucleme-buyuk-defter-ka-DQrmI.jpg" width="320" /></a></div><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><o:p></o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><o:p> </o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;">Kristóf kâğıt hakkında sanki ekmekmiş gibi yazıyor. Her kitabında bir karakter kâğıttan, ona ihtiyaç duymak ve onu tüketmek bağlamında bahsediyor. Köy kitapçısı üçlemedeki her romanın merkezinde yer alıyor. Oldukça yoksuldur; edebiyat ya sansürlenmiştir ya da çok azdır. Bunun yerine bir kırtasiye dükkânı olarak işlev görür.<o:p></o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><o:p> </o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;">Üçüncü Yalan'da, Lucas'ı vurduktan sonra inanılmaz derecede acımasız görünen yeni biriyle tanışıyoruz. Bu kitap, ilk iki romanın darbelerinden sonra hiçbir teselli sunmuyor. Klaus adinda bir adam hapishaneden bize her seyin bir yalan oldugunu yaziyor. Derin bir yalnizlik var artik. Acaba ikizler yok Klaus sizofren mi diye düsünmeye basladigimiz nokta da buralara tekabül ediyor. Oysa gercek cok daha aci.<o:p></o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><o:p> </o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;">Bu kitapta Kristof'un en güzel karakterlerinden biri, bütün gece penceresinin önünden ayrılmayan ve gelip geçen herkese zamanını soran bir uykusuzluk hastasıdır. Sadece zamanı, uyanık olduğu saatleri, yalnızlığı olan bir adam; karısı rejim tarafından öldürülmüş bir dul. Bir gece Lucas'a şöyle der: "<i>Hayat böyledir. Her şey zaman içinde akıp gider"</i>. 1999'da yapılan bir röportajda Kristof'a uykusuzluk hakkında sorula soruya, yazarın yanıtı karakterin kesinlikle gercek olduğudur. Kristof böyle bir kadın tanıyordu. Kadin uyuyamıyordu ve balkonunda oturup "<i>Saat kaç? Saat kaç?</i>" diye soran bir kadın tanıyordu. Bazen gerçek kurgudur. Ama Lucas'ın Kanıt'ta söylediği gibi, "<i>Hiçbir kitap, ne kadar hüzünlü olursa olsun, hayat kadar hüzünlü olam</i>az".<o:p></o:p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGH6gEDGQOIdH_nMsfEXtokO-dymNFcrIT5ozhok29ySLzJznHgvzBRNcC5-Ca-rVroi4Qn5le-xMOgezJMGEEEfFNVWErCHlh5uUyR4BQBHv449Xw_aUQ82uSoFeJCrnX2ZXX_nL9iblE4k_IMdjBWHVn-MW9s_PBpxV9vAJGdIbAJ7siLVH2NNPhdXbU/s598/buyuk-defterca8ed5780f841cf6fda37e7f597e3201.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="598" data-original-width="374" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGH6gEDGQOIdH_nMsfEXtokO-dymNFcrIT5ozhok29ySLzJznHgvzBRNcC5-Ca-rVroi4Qn5le-xMOgezJMGEEEfFNVWErCHlh5uUyR4BQBHv449Xw_aUQ82uSoFeJCrnX2ZXX_nL9iblE4k_IMdjBWHVn-MW9s_PBpxV9vAJGdIbAJ7siLVH2NNPhdXbU/s320/buyuk-defterca8ed5780f841cf6fda37e7f597e3201.jpg" width="200" /></a></div><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><br /></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><o:p> </o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;">Üçlemenin cevapları içerdiğine ya da herhangi bir romanın sonunun kesin olduğuna inanmak, Kristóf'un kurgularının amacını ve zevkini kaçırmaktır. </p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><br /></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;">İsviçre'de, ilerleyen yaşlarında Kristóf ödüller almış, yayınlanmış bir yazardır. Bir gün bir arkadaşı Kristóf'a, bütün gün bir fabrikada çalışan ve akşamları çocuklarına bakan kadın işçiler hakkında izlediği büyüleyici bir televizyon programından bahsetmek ister. Arkadaşı devam eder, "<i>ve Fransızca bile bilmiyorlar"</i>. Kristóf ona kendisinin de eskiden böyle yaptığını, hayatının böyle olduğunu söyler. Şöyle yazıyor,</p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"></p><blockquote>Arkadaşım üzgün. Televizyonda gördüğü yabancı kadınlarla ilgili inanılmaz hikayeyi bana anlatamıyor. Geçmişimi o kadar iyi unutmuş ki, bir zamanlar ülkenin dilini bilmeyen, fabrikalarda çalışan ve akşamları ailelerine bakan bu kadın ırkına ait olduğumu hayal bile edemiyor.</blockquote><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOdtfta08PcZshKicqlTlJgtdZCz1Mf2q0ur2-AqzRpa9-H4SkJxdap63lqQjdfaXKMGgo2FrX70xxtxtGPLGF81Ef2JO-P25oeJIhAoWy9PBeq4REcJz8EM4GH4KdgtSmBCqdUc6hdAaidqdg7inow0X6dWPV32FuDC4a-66bWy-2v7oAAjcv7swfjlY1/s250/9789178273720.jpg.webp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="250" data-original-width="250" height="250" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOdtfta08PcZshKicqlTlJgtdZCz1Mf2q0ur2-AqzRpa9-H4SkJxdap63lqQjdfaXKMGgo2FrX70xxtxtGPLGF81Ef2JO-P25oeJIhAoWy9PBeq4REcJz8EM4GH4KdgtSmBCqdUc6hdAaidqdg7inow0X6dWPV32FuDC4a-66bWy-2v7oAAjcv7swfjlY1/s1600/9789178273720.jpg.webp" width="250" /></a></div><p></p><p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;">Ágota Kristóf Macaristan'dan ayrıldıktan sonra evinin yolunu hiç bulamadı. Çocukları İsviçreli, erkek kardeşleri Macar'dı ama o hiçbir zaman iki kimlikte de sabit kalamadı. Dördüncü romanı olan ve artık İngilizce baskısı bulunmayan otobiyografik kitabı Yesterday'i (1995) ve ince anı kitabı The Illiterate'i (2004) yazdıktan sonra, İngilizceye çevrilmemiş bazı kısa metinler dışında çok az şey yazdı ve ölmeden önceki yıllarda yazma isteğini kaybetti. Yazmaya başlayamadı. Hep yalnız, okuma yazma bilmeyen ve sürgün biri olarak kaldı. İsviçre'deki raflarında kendi romanlarının yabancı baskılarının kopyalarını gururla sergiliyordu. Yazdıklarının başka ülkelerde, başka dillerde anlaşılabilir olduğunun kanıtı. "<i>Ülkemi terk etmeseydim hayatım nasıl olurdu? Sanırım daha zor, daha yoksul, ama aynı zamanda daha az yalnız, daha az parçalanmış. Belki de mutlu olurdum"</i> (Bu satırları yazarken de ağladım).</p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><span style="background-color: white; font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 14px; text-align: justify; text-indent: 48px;"><a href="https://socialmariposa.blogspot.com/2023/12/2023-yilinda-okuyup-sevdigim-kitaplar.html" target="_blank"><br /></a></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><span style="background-color: white; font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 14px; text-align: justify; text-indent: 48px;"><a href="https://socialmariposa.blogspot.com/2023/12/2023-yilinda-okuyup-sevdigim-kitaplar.html" target="_blank">Bu kitap savaşın romani, bu kitap göçmen olmanın romani, bu kitap yalnizligin romani, bu kitap sevildiğini bil(e)memenin romani, sevginin ve sevgisizliğin romani ve tam olarak seni seven bir kisi bile varsa bu dünyada yalnız olmadiginin kanıtı.</a> Bu kitap bir şaheser. Mutlaka ama mutlaka okunmalı.</span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><br /></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;">Yazımı <a href="https://sydneyreviewofbooks.com/review/the-notebook-proof-third-lie-agota-kristof/" target="_blank">bu yazidan</a> faydalanarak yazdım.</p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><o:p> </o:p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri, sans-serif; margin: 0cm;"><o:p> </o:p></p>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-69119659986837762832024-03-08T12:00:00.004+01:002024-03-08T12:08:12.660+01:00KOCA KADIN OLDUM, SONUNDA...<p>Bu sefer de koca kadın olunca sonunda anlayabildiğim, belki degistirebildigim ya da en azından o yolda olduklarımdan bahsedeyim. Koca kadın oldum, sonunda,</p><p></p><ul style="text-align: left;"><li>gece yatmadan makyajımı temizlemeye başladım ;)</li><li>herkese her seyi anlatıyorum dedim de onun da bir siniri var, yine anlatılması gerekenden fazla ama eskisinden daha az, cok daha az</li><li>sinir çizmeyi biraz biraz ögreniyorum gibi, bu is zigzaglarla ilerliyor ama ilerliyor</li><li>kismen hayir demeyi</li><li>kismen ne istediğimi söylemeyi</li><li>kismen kendimi sevmeyi</li><li>en acayibi simdi geliyor, gelen online siparişimi acmadan günler gecirebiliyorum, evet arkadaslar oluyor böyle seyler artık bana</li><li>aldigim hediyeyi vermeden de günlerce bekleyebiliyorum, aman Allah'im yoksa sabirli biri mi oldum?</li><li>Baskalarinin hakkımda ne düsüngünü kismen degil baya baya umursamaz oldum, yaşlanmanın en ama en güzel taraflarından biri</li><li>koca kadın oldum hala yapıyorum dediğim seylerin aslanlar gibi arkasında durmak, defolarımla barismis olmak yani (icince tuvalet önünde yatmak haric, ondan hala utanıyorum),</li><li>genel olarak dürüst bir insandım hep de bazen hayir diyemedigim icin masum yalanlar atıyordum, simdi asla, özgürlüğümü bu sekilde asla harcamam, benim hayirimla kirilacak olan icin ben kendimi kirmiyorum artık</li><li>kimsin sorusuna, hiçkimseyim diyebiliyorum artık ve hiçkimse olmakla da en ufak bir problemim yok artık</li><li>baya da derli toplu bir insan oldum, gecenlerde Bertolucci'nin The Dreamers'ini izledim, evin daginikligi ve pisliğinden fenalık gecirdim (ama yine de ortalama Türk kadının bir tik altindayimdir hala bence)</li><li>cok hizli yemek yapabiliyorum, onlarca kisiye tek basıma parti verebilir, yemekler hazırlayabilirim</li><li>oturmuş bir stilim var, adi var midir, nedir bilmem ama artık bana ne yakisir biliyorum</li><li>cok cok daha az alıyorum, almaya hevesim yok, hele öyle tasarimci canta falan neredeyse sıfır, ayakkabı baki ama :)</li></ul><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijTUmbgwUsCyZ_PnYFnT09I9M4At_7ZvboX_N2i1aA6FDJvf5ITbPTkAmm7CTGJ3n3uW8GcfwvtIJFh1sXAuQwdK0yT9SM5HGuAiAmXlWLh9hZgucnHEH21aWElr2cLkDFx9POxLXmU3uRP57GwSXC8tDMSNDqUePI2sNuircl2ccqIqd7XslMICu75rI3/s400/9ecde4d8be9e466689c1f53422077e1d.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="263" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijTUmbgwUsCyZ_PnYFnT09I9M4At_7ZvboX_N2i1aA6FDJvf5ITbPTkAmm7CTGJ3n3uW8GcfwvtIJFh1sXAuQwdK0yT9SM5HGuAiAmXlWLh9hZgucnHEH21aWElr2cLkDFx9POxLXmU3uRP57GwSXC8tDMSNDqUePI2sNuircl2ccqIqd7XslMICu75rI3/s320/9ecde4d8be9e466689c1f53422077e1d.jpg" width="210" /></a></div><br /><div><div>olmaması gereken seyler de oldu:</div><div><ul><li>hayallerim azaldı, cok azaldı. bazen kurmaya bile korkuyorum</li><li>Mart ipini baglamak icin bile kendimi zorladım, nasılsa olmaz diye dilek bile dilemez oldum</li><li>"ilahi adalet falan yokmuş, kimseye bir şey oldugu yokmuş, bize ettikleri kötülükler yanlarına kar devam ediyorlarmış hayatlarına" diye düşünmeye başladım</li><li>uykularım cok bozuldu, bütün gece deliksiz uyumak ne büyük lüksmüş arkadas, degisim yıllarına girdimizden sanirim bu artık</li></ul>Benden şimdilik bu kadar, Hadi bakalım sıra sizde!</div></div><p></p>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-19897992124486545332024-02-18T16:15:00.002+01:002024-02-18T18:28:17.843+01:00KOCA KADIN OLDUM HALA :)<p>Hep konuşuruz, biz küçükken 35 yaşındaki minnoş annelerimiz bize kocaaa kadınlar gibi gelirdi de 44 yaşındaki ben kendime koca kadın gibi asla ve kat-a gelmiyorum. Evet aynaya baktigimda 44 yaşında oldugumu görüyorum, artık orta yas grubundayim ama kendimi hala koca bir kadın gibi hissetmiyorum. Çünkü, evet koca kadın oldum ama hala:</p><p></p><ul style="text-align: left;"><li>kendimi catir cutur gömüyorum, kendimle ölümüne dalga geciyorum</li><li>canim dans etmek isterse sokak ortasında dans ediyorum, kızımla sokak ortasında zıplaya zıplaya yürüyorum</li><li>cok icip klozet önünde yerde yattigim akşamlar hala oluyor, bana en inanılmaz geleni bu ya rezillik</li><li>saftirik saftirik herkese her seye anlatabiliyorum, hala insanlara güveniyorsam demek ki </li><li>yeni bir insan iliskisine bastan güvenerek dolu krediyle başlıyorum bak halaaa</li><li>pek cok seye stres yapmam gerektiğini düşünüp stres yapıyorum ama daha cok "<i>niye kafama takmiyorum lan ben</i>" gibisinden yani, hala aklim bes karis havadaysa demek ki</li><li>ac köpekler gibi öğrenmeye devam ediyorum</li></ul><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgTGksa22SdQZ_a3XWIM2up61P2XaahgBXiJ338c98gac4MSx6Lxsb_SpAniDyL93i61-Z2T6YYbk1MXP8l5xQ6kYC8aqK4lMWap3iDJd-JlrVdCcClwAXclLcZGedN49yVGl4AOaz81x6mtjSGH-_FSGQzxNdMmEe5L7UWfHmR-LcYDY8O8RFsI80tITyf/s1024/the-joy-of-life-1906-1024x737.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="737" data-original-width="1024" height="230" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgTGksa22SdQZ_a3XWIM2up61P2XaahgBXiJ338c98gac4MSx6Lxsb_SpAniDyL93i61-Z2T6YYbk1MXP8l5xQ6kYC8aqK4lMWap3iDJd-JlrVdCcClwAXclLcZGedN49yVGl4AOaz81x6mtjSGH-_FSGQzxNdMmEe5L7UWfHmR-LcYDY8O8RFsI80tITyf/s320/the-joy-of-life-1906-1024x737.jpg" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span face=""Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(117, 117, 117); color: #757575; font-size: 12px; font-style: italic; text-align: start;">Bonheur de Vivre, Henri Matisse, 1906</span></td></tr></tbody></table><ul style="text-align: left;"><li>bazen çizgilere basmadan yürümeye calisiyorum</li><li>param olsun olmasın harcıyorum</li><li>elden bıçak vermiyorum ya da tükürerek veriyorum</li><li>korku filmi izleyemiyorum</li><li>ders calisiyorum</li><li>okula gidiyorum</li><li>ayni okulda hem öğretmen hem de ögrenciyim</li><li>kizcelerle biraraya gelince hala ergen muhabbeti yapıyoruz</li><li>bir kitabi ya da diziyi cok seversem sabahlara kadar oturup bitirip ertesi gün sürünüyorum</li><li>bazen aksam yemeklerinde misir patlatip yiyorum, isin kötüsü bu sene kizceme de bir iki kez yaptim </li><li>beni korkutan seyleri deniyorum, lunaparkta cok dönen seylere binmek ya da kaymak gibi, daha dogrusu kaymak icin türlü cesit korkunç liftlere binmek gibi</li><li>olur olmadık yerde gülme krizine giriyorum</li><li>bazı günler koca kadın gibi giyinip kendimi cok olgun hissediyorum, yaptigim seyden gururlanıp ne kadar da sorumluluk sahibi bir kadın oldugumu düsünüyorum ama mesela o anda, tam bunları düşünürken, önümde bekleyen treni kaciriyorum </li><li>kendimi asla ama asla ciddiye alamıyorum.</li></ul><div><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1BYfT7-fZ6o5Smur0CABv7aMAYmWhHN9BZettWEzeeWPE8Hhffelo3gc9nkvhQrFVbtG3hBnRwzYSsNJynzkqxD66htF_uiHzDSWDjIpdhfo0JLLk685vtc4dvym1MRp1wkFitzFCytnSdoyksdENe_3Br44oV7Rb2ON7my5wPrFlwBmj1kGiHA08No17/s1024/picasso-joie_de_vivre-1946-1024x477.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="477" data-original-width="1024" height="149" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1BYfT7-fZ6o5Smur0CABv7aMAYmWhHN9BZettWEzeeWPE8Hhffelo3gc9nkvhQrFVbtG3hBnRwzYSsNJynzkqxD66htF_uiHzDSWDjIpdhfo0JLLk685vtc4dvym1MRp1wkFitzFCytnSdoyksdENe_3Br44oV7Rb2ON7my5wPrFlwBmj1kGiHA08No17/s320/picasso-joie_de_vivre-1946-1024x477.jpg" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span face=""Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(117, 117, 117); color: #757575; font-size: 12px; font-style: italic; text-align: start;">Joie de Vivre (Antipolis), Pablo Picasso, 1946</span></td></tr></tbody></table></div>Düsünsem, aklıma daha cok madde gelir ama şimdilik bu kadar. Hadi biraz da siz yazın koca kadın olup da hala ne saçma salak seyler yapıyorsunuz? Hayat ne olursa olsun yasamaya deger bir macera, ve koca koca kadınlar olsak da, hala keşfedilmeyi bekleyen kocaaa bir dünya var. Yasasin!!!<div>Edit: bazen adı Murat olan biriyle konuşurken içimden takılmış gibi sürekli “koyayım da tur at” diyorum. <br /><div><br /><div><p><br /></p><p><br /></p></div></div><br /></div>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-69434044068366148372024-02-07T20:39:00.003+01:002024-02-07T21:50:03.056+01:00Lütfen Izleyin ve Izlettirin<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/9R1JAlqOopM" width="320" youtube-src-id="9R1JAlqOopM"></iframe></div>Hakkimi helal etmiyorum! <p></p>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-70242272564831984032024-01-31T21:15:00.002+01:002024-01-31T21:15:19.110+01:00Masumiyet Cagi<p>The Age of Innocence filmini izledim. Bak bak doyulmacak kadar güzel sahneler sanki hepsi birer tablo... bazen doga, bazen still life, bazen portre. Ama böğrüme de zarif bir öküz oturtmadı degil. Öyle hüzünlü. Zarafetle bir bicagi sokup çevirir gibi. </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1ShXZn6otbBroxZy3-o4JqWhqSIgFhC_8dKvRr6WGfQixkqqbkbAXo4K0rIa1e5lRAjLpajn6D-5JoWl-ghbRMlbhMz_Eqqh-wqfw3eS_QaFUMLg6_fnNJ_y-lKr7TBlBpQ_ukV7utLpf0pwFQMKXFq-k9MfxWVUMf3tI30acxnuap99WaPv04fA22Dc3/s696/the-age-of-innocence.jpg.webp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="296" data-original-width="696" height="136" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1ShXZn6otbBroxZy3-o4JqWhqSIgFhC_8dKvRr6WGfQixkqqbkbAXo4K0rIa1e5lRAjLpajn6D-5JoWl-ghbRMlbhMz_Eqqh-wqfw3eS_QaFUMLg6_fnNJ_y-lKr7TBlBpQ_ukV7utLpf0pwFQMKXFq-k9MfxWVUMf3tI30acxnuap99WaPv04fA22Dc3/s320/the-age-of-innocence.jpg.webp" width="320" /></a></div><br /><p><br /></p>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-9095334112479014442024-01-30T18:16:00.002+01:002024-01-30T18:19:02.780+01:00Mishima'dan Mify'e Japonlar <p>Kirkegaard'in <i>bir fikrin hizmetinde yasanmis bir hayat </i>fikrinin pratiğe dökülmüş hali diyebilir miyiz Mishima icin? Elbette diyebiliriz. Mishima Kirkegaard'in izinde bir hayat yasamis midir? Bilmiyorum. Ama bir gün bunların hepsinin cevabini bulacağım. Cünkü Denizi Yitiren Denizci ile öyle bir radarıma girdi ki, didik didik Mishima öğrenmeden, kitaplarının hepsini okumadan rahat edemem artık. </p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6kbr49nFijIfpy2IE2e430ZWbnyCTqx0f7kHKbJPR6ebLz0jLKeiAxy6_4I_GyeF2iBGfsCXHiYjlvwlB9iTgGbwJuI-jRxfNxeExidDxStX2Gknn8itbHmaV26gcZB_TYZz0dVfnoHQk_UZnNDH2p0M-JuAJB31w4uuVqeGCMlYLxE9AkFLeb2EX1_uC/s1000/MV5BNWVmZDE2NmQtZWU5OC00MzUzLTg2MTUtZTQ4NzUwNDljYTFjL2ltYWdlL2ltYWdlXkEyXkFqcGdeQXVyMTc4MzI2NQ@@._V1_.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="1000" data-original-width="772" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6kbr49nFijIfpy2IE2e430ZWbnyCTqx0f7kHKbJPR6ebLz0jLKeiAxy6_4I_GyeF2iBGfsCXHiYjlvwlB9iTgGbwJuI-jRxfNxeExidDxStX2Gknn8itbHmaV26gcZB_TYZz0dVfnoHQk_UZnNDH2p0M-JuAJB31w4uuVqeGCMlYLxE9AkFLeb2EX1_uC/s320/MV5BNWVmZDE2NmQtZWU5OC00MzUzLTg2MTUtZTQ4NzUwNDljYTFjL2ltYWdlL2ltYWdlXkEyXkFqcGdeQXVyMTc4MzI2NQ@@._V1_.jpg" width="247" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Böyle Japon yazar mi olur Allasen?</td></tr></tbody></table><p>Mishima da Kirkegaard gibi tek bir fikrin pesinde yogun, rahatsız ve tutkulu bir hayat sürmüş. O kadar tutkulu ki, 25 Kasım 1970'te henüz 45 yaşındayken sahte bir darbe girişimi sırasında geleneksel bir şekilde hançerle intihar ederek hayatına acı bir son vermis. Onu da elbette sanat gibi teatral bir sekilde yapmış.</p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgnlmo_MQeb6uUFmnweVj3lkUvIqwbkHorclq_T8RavZU5pqtgcZsmj0UyHdyB4-hRsb6rsl5VkMWDcdpSSM1WpH_7tZCMQWGJ7ftMfJqZm1c33dzJ7U0rW9HcmPJE3hNHYyqi5VNXqyWV59NlcSjUhDHCmay3JB7Hlhsjxvx1tCICEECTBCqzCDdgzEo9v/s1136/Japan-Yukio-Mishima-1925-1970-Japanese-author-poet-playwright-actor-and-film-di.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="543" data-original-width="1136" height="153" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgnlmo_MQeb6uUFmnweVj3lkUvIqwbkHorclq_T8RavZU5pqtgcZsmj0UyHdyB4-hRsb6rsl5VkMWDcdpSSM1WpH_7tZCMQWGJ7ftMfJqZm1c33dzJ7U0rW9HcmPJE3hNHYyqi5VNXqyWV59NlcSjUhDHCmay3JB7Hlhsjxvx1tCICEECTBCqzCDdgzEo9v/s320/Japan-Yukio-Mishima-1925-1970-Japanese-author-poet-playwright-actor-and-film-di.jpg" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Resmen yakisikli gibi ve baya karizma</td></tr></tbody></table><p>Kirkegaard'in hayatin kisaligi ve yaşamı ölüme hazırlık olarak görmesi ile Mishima'nin ölüme takintili olmasi ve yaşamı ölüme hazirlik olarak görmesi arasında paralellikler var mi, emin degilim. Ikisi hakkında da su satırları yazacak kadar yüzeysel bilgiye sahip olmakla birlikte cevabi verecek derinlikte bilgiye sahip degilim. Ama dediğim gibi, olacağım ve size burada didik didik Mishima anlatacağım.</p><p>Kendisini faşistlikle de komünistlikle de itham eden var. Etiketleri atin bir kenara. Siyasi fikirlerine katılıp katılmamanın bir önemi yok. Mishima'nin edebiyat ve dünyayı görüsü, dünyaya bakisi ve hayati yasasiyisinda o kadar cezbedici bir yan var ki, kiyisindan yaklaşanı mıknatıs gibi kendisine cekiyor.</p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-MNUxZH9kPEiX15jsc-J9AVSGN4ecztNBG2fgS9YSt9fnb4_aojyrD-5ZzIu9dQmYbkRMa9voucpIpFhSokDWOPo_ilpOZMz_JoOhdMqQNejon4zhOp9u6KsE01pk1H-0_jaM2zlCHkP7JXEXXk-kEbOPE5ZeiSGuRNoWS6bDEf1-5hoGxP_LyIRDlfPx/s3840/ED2021F7-1D46-49B0-BC0C-26CFFC1399EC.JPG" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="3840" data-original-width="2160" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-MNUxZH9kPEiX15jsc-J9AVSGN4ecztNBG2fgS9YSt9fnb4_aojyrD-5ZzIu9dQmYbkRMa9voucpIpFhSokDWOPo_ilpOZMz_JoOhdMqQNejon4zhOp9u6KsE01pk1H-0_jaM2zlCHkP7JXEXXk-kEbOPE5ZeiSGuRNoWS6bDEf1-5hoGxP_LyIRDlfPx/s320/ED2021F7-1D46-49B0-BC0C-26CFFC1399EC.JPG" width="180" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Ben Ingilizcesini aldım kitabin</td></tr></tbody></table><p>Shimubi sanki Mishima örnek alınarak yazilmis, kendini üstün insan yapma çabasında bir öz disiplin örnegi. O kadar utangacmis ki, kendine bir "Spartalı öz disiplin kursu" yazmış. Tramvayı her kullandığında, bir yolcunun ya da diğerinin yüzüne bakıyor. Eğer karşısındaki kişi farklı bir yöne bakarsa, bunu bir zafer olarak görüyor. Bu öz yeterlilik deneyiminden esinlenerek, o andan itibaren öğrenci evinin önündeki kaldırıma adım attığımda bilinçli olarak başını kaldırmaya ve ona doğru gelen insanların yüzüne bakmaya karar vermis. Numara işe yaramış ve bazıları başka tarafa bakmış, birçoğu bakışlarına karşılık vermis ve arada sırada kendisine gülümseyen genç bir kadın da olmuş - tamamen yeni, cesaret verici bir deneyim olarak degerlendiriyor tüm bu tecrübeyi. Kendini disipline etme, Denizi Yitiren Denizci kitabında kendilerini nesnellikle eğiten ergen cocuklar olarak karsimiza cikiyor. Ki ayni yöntem Agota Kristof'un Büyük Defter'nde de var. Bu paralellik beni cok heyecanlandırdı. Alin size kazılacak bir dehliz daha. </p><p>Estetige takintili, hayati bir tiyatro sahnesindeymiscesine yasayan bu adamın kitaplarını lütfen okuyun da surda tartisalim. Su filmini de izledim Mubi'de ama tüm kitapları okunmadan iyi anlaşılamayacak bir film. </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcqbrIeja1JZJjn6PuyE3gw706lCaAFxG8BaWk43MwGqrpnk6mIYHBcGlgVjLs5-VduD_n6Es4_PTwWeiIwESfLtvTASQEtXcIvLVb6gO5UWnUq8tQ0yZowzeXbpMpygyaHushu6Ft9duDav6jFOQdHU7V9Y9b5dT0lBPWNQ8TBcf7Akgy_V2pQkXeBCXA/s375/IMG_1372.JPG" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="375" data-original-width="250" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcqbrIeja1JZJjn6PuyE3gw706lCaAFxG8BaWk43MwGqrpnk6mIYHBcGlgVjLs5-VduD_n6Es4_PTwWeiIwESfLtvTASQEtXcIvLVb6gO5UWnUq8tQ0yZowzeXbpMpygyaHushu6Ft9duDav6jFOQdHU7V9Y9b5dT0lBPWNQ8TBcf7Akgy_V2pQkXeBCXA/s320/IMG_1372.JPG" width="213" /></a></div>Mishima konusunu SIMDILIK burada kapıyor ve biraz boş beleş muhabbete daliyorum. Su göz kremini Drunp Elephant'in C vitaminli göz kremini almadan önce kullanıyordum. Merakimdan bu bitmeden DE'i almış hatta iki kutu bitirmiştim. Simdi ben de bir öz disiplin gösterip elimdekileri bitiriyorum yeni krem almadan önce. Bu da bitti. Olağanüstü bir özelliğini görmedim ama doğrular düzgün bir krem. Sevdim. Yine alır miyim, almam cünkü ben sürekli yeni ürünler denemeyi seviyorum.<br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgV-6TsZSh3bnl5cKFlmmvtbcuoANUqvHP8a0gm6s1Z7E657Y8ofhN5yWYMN_VXbgiAInsplsGe7Dj-uSsHlmQat1IFle-mp0F0yrSNIYWbZk8TcSTd2aRIN473W91OEXICM_8JnyRDkdO9czOv8JJeq7iaWg0CTrcwsRZXa6ZGkIHk-KC2eXi0F4req-WB/s4032/IMG_1369.HEIC" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgV-6TsZSh3bnl5cKFlmmvtbcuoANUqvHP8a0gm6s1Z7E657Y8ofhN5yWYMN_VXbgiAInsplsGe7Dj-uSsHlmQat1IFle-mp0F0yrSNIYWbZk8TcSTd2aRIN473W91OEXICM_8JnyRDkdO9czOv8JJeq7iaWg0CTrcwsRZXa6ZGkIHk-KC2eXi0F4req-WB/s320/IMG_1369.HEIC" width="240" /></a></div>Pazar günü ekmek kızartma makinesinde unuttuğum ekmeklerle salata yaptım bugün. Domatesler saman gibi oldugu icin önce fırında zeytinyağı ve kekikle biraz cizlattim öyle ekledim. Kizarmis ekmek, domates ve peynirin bir arada oldugu Bir Sey nasıl kötü olabilir ki?<br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgoY9th1Cz3jmYeqMx-X4czxFejtFzlDBp7BLdqXrtwJg1Des8dJVJh5EEpOX-HyWY3BPZA34xdNF738a2Ca0XfK42C5D5oF2kAuJuGjzu7WAOWcx9cJjiE-OrC_RWaHDqdLYV6Eais4hd2hBij5sCHb_t3CFKRIGevCL7VmOXF-40gB2BffIyTHL61aai/s4032/IMG_1370.HEIC" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgoY9th1Cz3jmYeqMx-X4czxFejtFzlDBp7BLdqXrtwJg1Des8dJVJh5EEpOX-HyWY3BPZA34xdNF738a2Ca0XfK42C5D5oF2kAuJuGjzu7WAOWcx9cJjiE-OrC_RWaHDqdLYV6Eais4hd2hBij5sCHb_t3CFKRIGevCL7VmOXF-40gB2BffIyTHL61aai/s320/IMG_1370.HEIC" width="240" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Kizceme yeni nevresim aldım. Fotoda cok belli olmuyor ama asiri güzel, dusty pink nevresim, gri yastık ve anstrasit büyük yastık bir de ayni nevresimin pembesinde küçük süs yastigi. Aslinda o nevresimin icinde oldugu cantamsi bir seydi, ben icine yastık aldım, süs yastigi oldu. </div><p><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEigx1BYKKczfPwCB13oPF18geIwHnDK3IgONE1v9CLZkjX4iuivStmknlsjIb-XDlv7WjL_pDODF4WCH7FrBnWjV6PaK8-XaP-jfVC-wlvqeRGeFgMGDnQgnzTlOz4m8P0ZVkSuRhEvN9Y5jf9cpliKP9uTtVpG5H_tgyAVgD5YxM4AecwyKHlRtv7lHY7I/s4032/IMG_1361.heic" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="3024" data-original-width="4032" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEigx1BYKKczfPwCB13oPF18geIwHnDK3IgONE1v9CLZkjX4iuivStmknlsjIb-XDlv7WjL_pDODF4WCH7FrBnWjV6PaK8-XaP-jfVC-wlvqeRGeFgMGDnQgnzTlOz4m8P0ZVkSuRhEvN9Y5jf9cpliKP9uTtVpG5H_tgyAVgD5YxM4AecwyKHlRtv7lHY7I/s320/IMG_1361.heic" width="320" /></a></p><p>Cool Mishima ile acitigimiz konuyu baska bir Japon Mify ile bitirerek konuyu da baglamis olayım ya da benden tutarlılık beklemeyin rica edeceğim. </p>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-72140402357127982202024-01-26T17:44:00.001+01:002024-01-26T17:44:57.847+01:00Haftasonu Kiti: Bir Kokteyl Tarifi, Bir Film, Bir Kitap<p>Cumartesi gecesi arkadaşımdan ögrendigim kokteyli yaptım dün aksam. Nefis! Brunch icin de cok uygun. Tarifi veriyorum.</p><p>120 ml gin</p><p>120 ml Aperol (aşşiri soğutulmuş)</p><p>500 ml greyfurt suyu (aşşiri soğutulmuş) Almanya'dakiler Granini marka alsın.</p><p>Hepsini karisitir, icine bir iki dal da biberiye at.</p><p>Servis ederken bardağın kenarını limon suyuna batır, sonra yaptigin toz seker ve ince dogranmis biberiye karisimina batir. Ickiyi bardağa koy ve bol buzla servis et.</p><p><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkl3_vlBrhcXL1d5o2jPu-Qp-2bVEKbnTEOHr7pYJxPCvQGVCihDRG0XoNZPtF9h6aaUwbBK6GJIycm9MFXgrUbeJlamagl6oksPiJsBhrZ95eIQwiI6cbrY7nLtXUAS5kxAZdeUr-nGNM/s4032/IMG_1312.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkl3_vlBrhcXL1d5o2jPu-Qp-2bVEKbnTEOHr7pYJxPCvQGVCihDRG0XoNZPtF9h6aaUwbBK6GJIycm9MFXgrUbeJlamagl6oksPiJsBhrZ95eIQwiI6cbrY7nLtXUAS5kxAZdeUr-nGNM/s320/IMG_1312.jpg" width="240" /></a></p><p><a href="https://mubi.com/tr/de/films/mishima-a-life-in-four-chapters" target="_blank">Mishima</a> filmini izlemeye başladım. Cünkü Mishima'nin "The Sailor Who Fell From Grace with the Sea" kitabini okumaya başladım. Bu kitaba <a href="https://socialmariposa.blogspot.com/2023/12/2023-yilinda-okuyup-sevdigim-kitaplar.html" target="_blank">Agota Kristof'un Büyük Defteri </a>ile ulaştım sanirim. Kitabi henüz okumaya basladigim icin tam olarak yorum yapamayacağım ama kapak yazısından anladigim kadarıyla çocukların nesnellik dediği oyun ve kendilerini eğitmeleri cok benzer. Mishima da büyükannesi ile büyümüş falan filan. Bizim Agota Mishima hayraniydi belki de. Çocukların kendilerine özgü katiliklari ve adalet anlayislari da sanirim. Fakat Mishima'yi lütfen google'layin cok ilginç bir karakter. Maalesef ilgili dört kitabi okumadan filmi anlamak zor ama sanki Sibumi ile Mishima'yi yazmışlar, öyle enteresan bir üstün insan sanki. Neyse bu konuda sizi epey darlayacagim buna emin olabilirsiniz. Beklemede kalın.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEmGKwzMTJFeAY78xUHUT_X2-TqCMV8XtvOfYKYLhUZlk8d_Oe1wy8hbDEOLvOcAZrH4PYnmEflv6o6ZhRFfZSPsJ1J9lsDQwvy9yJU3-GBUAOV3EjuBN9fHtn3YXdg4kHITNcYvMzbgctryGcHRpijjr73ZxC4TV2H2bFu_CH5P-vmt5wGy4qbDc7P7FU/s3840/28A8213B-FAF5-4830-8746-BEA7B2AE9F51.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3840" data-original-width="2160" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEmGKwzMTJFeAY78xUHUT_X2-TqCMV8XtvOfYKYLhUZlk8d_Oe1wy8hbDEOLvOcAZrH4PYnmEflv6o6ZhRFfZSPsJ1J9lsDQwvy9yJU3-GBUAOV3EjuBN9fHtn3YXdg4kHITNcYvMzbgctryGcHRpijjr73ZxC4TV2H2bFu_CH5P-vmt5wGy4qbDc7P7FU/s320/28A8213B-FAF5-4830-8746-BEA7B2AE9F51.JPG" width="180" /></a></div><p>Ve evet yine ayni anda bir sürü kitap okuyorum. Bu konuda tam bir maymun istahliyim.</p><p>Kizcemi bugün okuldan aldım, boğazı ağrıyor. Umarım daha kötü olmaz. Yarin da klarnet dersi başlayacaktı ama sanirim yine bütün planlar iptal. Yeni okul yılı ve tüm sinif sürekli hasta. Seneye daha iyi olacaklar dedi öğretmeni. Neyse minik kurabiyem iyi şimdilik. </p><p><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNSgdVD1HVQEs5tBP5c_uJZbinI8uCxGOllbeLv2ydfolcK_yTg_Tr3rEU1BqyIJ0z2gq2FlH0wyWSfx7aFnTHo-daCnTzNbtolNSaQiNMi6Hcldi3lBmawZln8eQgcQXwx-lXaSEg8Cnp1Qbv4yfbn-sggSRRGQJGvpy9_8UAVQosAVbultJtZ-AWn55_/s4032/IMG_1310.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNSgdVD1HVQEs5tBP5c_uJZbinI8uCxGOllbeLv2ydfolcK_yTg_Tr3rEU1BqyIJ0z2gq2FlH0wyWSfx7aFnTHo-daCnTzNbtolNSaQiNMi6Hcldi3lBmawZln8eQgcQXwx-lXaSEg8Cnp1Qbv4yfbn-sggSRRGQJGvpy9_8UAVQosAVbultJtZ-AWn55_/s320/IMG_1310.jpg" width="240" /></a></p><p>Bugün zor bir hayir cevabi verdim cok sevdiğim bir arkadasima. Kasik kaşık nutellaya malolsa da bana, kendimle gurur duydum. Ögreniyorsun bu isi Zeynep, aferin. </p><p>Dün farla birlikte aldigim <a href="https://www.clinique.com/product/1597/4770/makeup/eyeliners/quicklinertm-for-eyes?shade=Blue_Grey" target="_blank">Clinique mavi gri </a>göz kalemi cok güzel cikti. '98 yılında aldigim ilk göz kalemim ayni zamanda kendisi. Bu sefer ama kalemtraşla asmalık degil çevirmeli kalem. Ama ayni renk. Kahverengi gözlere cok iyi oluyor. </p><p>Ayrıca luvy yüz yogası ve masajı app'ini her gün daha cok seviyorum. Resmen geceleri dis SIKMAKTAN kaynaklı tüm omuz, boyun ve sırt problemlerime bile iyi geliyor. Inanilmaz. Bu salı yine pilatese başladım ama bugün haftada ikinci kez gidemedim. Dün gece yine iyi uyuyamadım, cok yorgundum, ayrıca çalısmam lazımdı, falan filan.</p><p>Siz haftasonu bu kokteyli deneyin ben yine yazarım. Öptüm bye. </p>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-19352451263639879462024-01-25T11:14:00.003+01:002024-01-25T12:41:37.409+01:00Ordan Burdan Güzideler<p>Bu ara herkes olmak istediği yeri paylaşıyor. Ben de günlerdir düşünüyorum ve sanırım enteresan bir şekilde hayatımda yeni bir süreçteyim. Hayır çünkü ben her zaman bir yerlerde olmayı hayal ederim. En olmadı İstanbul’da olmayı, ki aslında benim gitme zamanım geldi Şubat itibariyle. Kızlar çağırıyor, kocam gitsene diyor.</p><p>Fakat hayır ben bir yere gitmek istemiyorum. Kalmak, işlerimi devam ettirmek, ertelediklerimi yapmak, git gel düzen bozmadan evimde olmak, arkadaşlarımla yaptığım bir sürü planlarıma devam etmek ve yeniden Almanca kursuna başlamak istiyorum. Gerçekten şaşırtıcı benim için ama bir yandan da çok güzel. Kalmak istemek de güzel. </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAM9FYhzG7XUidjHU3ERXTnFDspjDWSoyDvIZXritDpxbQgTXWTbXdhmajJfOVQW8o3Ep0cBxjGu9vDmO0sFN7CBFF2ndz0Mrx3d9A7WcK_sYErI7ThYROvI6kQ4oBlDSXId0zWWZcZzeggrYtl97JuQYX65eL9iXQJNC6lUF8KOBb-t2etykQQpROUv45/s4032/16355098-D99C-4B8C-8098-D23739A72866.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAM9FYhzG7XUidjHU3ERXTnFDspjDWSoyDvIZXritDpxbQgTXWTbXdhmajJfOVQW8o3Ep0cBxjGu9vDmO0sFN7CBFF2ndz0Mrx3d9A7WcK_sYErI7ThYROvI6kQ4oBlDSXId0zWWZcZzeggrYtl97JuQYX65eL9iXQJNC6lUF8KOBb-t2etykQQpROUv45/s320/16355098-D99C-4B8C-8098-D23739A72866.jpeg" width="240" /></a></div><p>İşlerim çoktu. Dün son dersimi verdim. Haftaya sınav var. Sabah pediküre geldim. Katır tırnağım düşmüş çünkü bir ayakkabı baskı yapmış muhtemelen. Bu açıklama bana mantıklı geldi :) Yer olmadığı için bir sonraki pedikür randevumu 30 Temmuz’a verdiler. Yok 2025 değil çok şükür hala bu yıl.</p><p>Bir tane Anastasia Bevery Hills bir tane de Dior far beğenmiştim. Kendimi akıllı sandığım için yerlerine büyük bir Douglas far paleti almıştım. Bilin bakalım ne oldu? Sevmedim ve bugün Anastasia Beverly Hills’i aldım. Bir sonraki gelişimde de Dior’u alırım. Ucuz alacak kadar zengin olmadığımı bir gün anlarım umarım. </p><p>Neyse ikinci kuruvasanı söyledim. İçerde çalışanlar kendi aralarında İtalyanca konuşuyorlar.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRLIOdcdc6ABYCjU3xjm4oY6wahuOysQY4f53KQlySVW5D4XrYOK8TF8BVtRch_jhj_t2nDObEBV2K1JO5WXTbowEMjVkYhB1bgKusof4x_YapGg4TT-3ElMO3xEN4tUEFE6sVCHt8I9tpun0NMveagUvQX3VEqAt04Iy3S5mw8beaGS3WbaNumNXrd2IE/s4032/062A661D-3E07-4D35-A61F-8CEA4C0DF6F8.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRLIOdcdc6ABYCjU3xjm4oY6wahuOysQY4f53KQlySVW5D4XrYOK8TF8BVtRch_jhj_t2nDObEBV2K1JO5WXTbowEMjVkYhB1bgKusof4x_YapGg4TT-3ElMO3xEN4tUEFE6sVCHt8I9tpun0NMveagUvQX3VEqAt04Iy3S5mw8beaGS3WbaNumNXrd2IE/s320/062A661D-3E07-4D35-A61F-8CEA4C0DF6F8.jpeg" width="240" /></a></div><p>Kahve dedin mi İtalyan ama kuruvasan dedin mi Fransız italyan kuruvasanları çok iyi değil ama çok acıkmışım. O yüzden ikinciyle de devam. Akşama kızlar gelecekti biri hastalanmış öbürüne dedim sen gel Foccacio yapacaktım onu yeriz peynir zeytinle. </p><p>Yanıma yaşları epeyce geçgin iki erkek geldi. Çift olduklarını düşünüyorum çünkü çok şekerler nazikler ve köpekle iletişimleri bana basit birer erkek olduklarını düşündürtmedi.</p><p>Öğrencilerime soruyorum nelerden hoşandıklarını oğlanlar anca gym’e gitsin ve konsol oyunları oynasın. Kızlar ve gayler kültürlü, analitik düşünebiliyorlar, kitap okumayı ve seyahati seviyorlar. Erkekler üzgünüm ama iyi seks yapan robot erkekler çıktı mı siz damızlık olarak atıl kalacaksınız sanki. Yeni dünyada sizin bu ev hayvanı hallerinize yer yok bak benden söylemesi makas açıldı azıcık çeki düzen verin kendinize.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOX7Re33QMmRXKk0mvCtCMIDijgUhlZIE9yt8rWg-patzCXPP9tNxS0LRPegZKQl5uR9TBW5C8A9xXtpXXoK3YhsKC75qWbpbPyYrqo4bL05e30h3X4Rl7pp8wTJyb9h1dhHx0ffxB3TIFCKcAbgO3a2RBfMzKypZlGmCzeD5YGt3Zsk8cQYy62Mdz1NHZ/s4032/1F13EC62-FC32-4BA2-9A41-FFE89BB6D8AD.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOX7Re33QMmRXKk0mvCtCMIDijgUhlZIE9yt8rWg-patzCXPP9tNxS0LRPegZKQl5uR9TBW5C8A9xXtpXXoK3YhsKC75qWbpbPyYrqo4bL05e30h3X4Rl7pp8wTJyb9h1dhHx0ffxB3TIFCKcAbgO3a2RBfMzKypZlGmCzeD5YGt3Zsk8cQYy62Mdz1NHZ/s320/1F13EC62-FC32-4BA2-9A41-FFE89BB6D8AD.jpeg" width="240" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="text-align: left;"><br /></span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="text-align: left;">Gideyim ben artık sonra güzide fikirlerimi aktarmaya devam ederim. </span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="text-align: left;">Öptüm bye</span></div><p><br /></p><p><br /></p><p><br /></p>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-29955687132677393532024-01-21T20:19:00.003+01:002024-01-21T20:19:24.179+01:00Haftanin Tortusu<p>Gecen haftasonundaki Hamburg gezimizi yazmaya hala üşeniyorum. Pazar döndüğümde epey yorgundum. O yüzden haftam sakin gecti, fakat, Cuma itibariyle yine bir sürü programımız vardi. Cuma akşamı arkadaslarimiz yemeğe geldiler. Amanda Bravo'nun karnabaharını yaptım. Instagram hesaplarında tarif var, kesinlikle yapmanızı tavsiye ederim. Cocuklar icin de makarna ve cacık yaptım. Cok prosecco içmişim gece iyi uyuyamadım. </p><p>Cumartesi sehrimizde asiri sağcı parti AFD aleyhine protesto yürüyüşü vardi. Biz de gittik tabi ki esim ve arkadaslarimizla, hatta o aksam evlerine gideceğimiz arkadaslarimizla da karsilastik alanda. Fakat cok soğuktu. O yüzden yürüyüsü tamamlamadan eve döndük. Ama öncesinde sıcak kakao ictik.</p><p>Bu haftasonu Almanya çapında tüm şehirlerde AFD karsiti gösteriler yapıldı. Yüzbinlerce insan sokaktaydı. Bir yandan sevindirici bir yandan bu topraklarda Nazi'lerin yeniden bir tehlike haline gelmiş olması gercekten sürreal. Fasizm geldi geliyor derken ensemize dayandı. </p><p>Evde bir saat dinlendikten sonra arkadaslarimiza yemeğe gittik. Cok beyaz şarap ictik. Neyse ki komsuyuz eve yürüyerek döndük. Ama yine iyi uyuyamadım.</p><p>Baska bir komşumuz bugün öğleden sonra bize waffle yemeğe gelecekti, yemeğe gittiğimiz arkadaslarimizi da davet ettik. Bugün evde şömine önünde waffle ve pirasali kıymalı börek yedik. Pırasalı kıymalı börek cok güzel oluyormus arkadaslar, ilk defa yaptım ama herkese tavsiye ederim. </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMOXlz3NMgchBEYFeTQnjIFSBSayAOwv8q20puj57SowgpewPK0AZ4hsL0fZFrwNGrUTxDRXUINzWllxLrozNqvJdKV5aBoLG0MAqs7HmeE83x4LACGURxezhsZfP1lcoZH77recC8UZUv8F8Rs31yGXeuLzMMn5eMlbaHOgU8HFjZauXA5Q9KMK61KKE-/s4032/IMG_1294.heic" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3024" data-original-width="4032" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMOXlz3NMgchBEYFeTQnjIFSBSayAOwv8q20puj57SowgpewPK0AZ4hsL0fZFrwNGrUTxDRXUINzWllxLrozNqvJdKV5aBoLG0MAqs7HmeE83x4LACGURxezhsZfP1lcoZH77recC8UZUv8F8Rs31yGXeuLzMMn5eMlbaHOgU8HFjZauXA5Q9KMK61KKE-/s320/IMG_1294.heic" width="320" /></a></div><p>Waffle yaparken yumurtanın beyazlarını ve sarisini ayiriyorum. en son tıraş köpüğü kıvamındaki beyazları diger tüm karisima ekliyorum. Bu sayede hem cok yumuşak hem de cok kabarık oluyorlar. </p><p>Komsular olarak daha sik toplanalım diyerek ayrıldık. Malum dünya zor, biz de bir şey değiştiremiyoruz. Bari kendimiz gibi insanlarla daha cok birlikte olalım da dünyadan umudumuzu kesmeyelim. Biz sandigimizdan daha coguz. Makul ve mantıklı insanlar olarak, en azından varligimizla birbirimize destek ve mutluluk vermeye devam edelim. </p><p>Haftasonu tam üc ekmek pişirdim. Cünkü önümüzdeki pazar arkadaşlarıma ekmek workshop'u yapacağım. Aylardır ekmek yapmadigim icin hamlamisim, biraz pratik yaptım. Hayat böyle iste bir haftasonu orospu turu burlesk show, öbüründe evde eksi maya ekmek. </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEMgmToWX-0J4frByVpG1GOsIYIQTxCQSdp6Nxb1Obm8FFADgY2g-87dhRYvPTstQUeaJQ-XpHlhdk9y6flPggseFUMlLvh5hvLpytvAoz9WZKBDTuqUrtCbID1iHm3SKPJHpcnGAi5Lvd5Zs75-s_x-64en0V4ZrJXnYuguqHLC1LnbZ8xala7_-TZVUS/s3840/58F4608E-765C-44D7-B6AC-880547563542.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3840" data-original-width="2160" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEMgmToWX-0J4frByVpG1GOsIYIQTxCQSdp6Nxb1Obm8FFADgY2g-87dhRYvPTstQUeaJQ-XpHlhdk9y6flPggseFUMlLvh5hvLpytvAoz9WZKBDTuqUrtCbID1iHm3SKPJHpcnGAi5Lvd5Zs75-s_x-64en0V4ZrJXnYuguqHLC1LnbZ8xala7_-TZVUS/s320/58F4608E-765C-44D7-B6AC-880547563542.JPG" width="180" /></a></div><br /><p>Bu kitabi kizima aldım, cok sevdi. 10 yas çocukları icin harika da bir doğumgünümü hediyesi ayni zamanda.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgTs1YCBGTBjJe88bgxKmHZ-i5chgFa21xw7oVm-hHFr2_usMafl97JyjbBxaSeESR41X4uGha2R5vvqhqXxdI99E69F8xmw85NxZLukLdQO5UJruh_X2vy8QDcnt_T7Y0ko1cO3h3K-2loNBRdTK_mxTl7q3PrVDbOgtiQswJZ_QlEqlGHVDlT5aWSyqjL/s3840/E42C2584-65BA-4D31-8005-C59BC5657919.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3840" data-original-width="2160" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgTs1YCBGTBjJe88bgxKmHZ-i5chgFa21xw7oVm-hHFr2_usMafl97JyjbBxaSeESR41X4uGha2R5vvqhqXxdI99E69F8xmw85NxZLukLdQO5UJruh_X2vy8QDcnt_T7Y0ko1cO3h3K-2loNBRdTK_mxTl7q3PrVDbOgtiQswJZ_QlEqlGHVDlT5aWSyqjL/s320/E42C2584-65BA-4D31-8005-C59BC5657919.JPG" width="180" /></a></div><br /><p>Bu canta aksesuvarini da Cuma akşamı gelen arkadaşım dikmiş bana hediye. Beyazini da Vera'ya. Bayildik.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidx5676GkhOTMPx4WwXugzym6GJxtHBVLKBoBwiFARslYi_KXHPr57vLqfWFIgSQxXLqk_SAWJYrZfbCTVHgAf19482UabVSH6O3MOnrB0KqkJ-h92LAsbQBV2IQAeL1jYITrpPeKFnYo31fLXeyDVerNb541mdz84R0gmaJWCi6FgBOgaW6AcMFTku7DZ/s3840/6B087684-702C-496C-A4A9-FC11EA4BF726.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3840" data-original-width="2160" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidx5676GkhOTMPx4WwXugzym6GJxtHBVLKBoBwiFARslYi_KXHPr57vLqfWFIgSQxXLqk_SAWJYrZfbCTVHgAf19482UabVSH6O3MOnrB0KqkJ-h92LAsbQBV2IQAeL1jYITrpPeKFnYo31fLXeyDVerNb541mdz84R0gmaJWCi6FgBOgaW6AcMFTku7DZ/s320/6B087684-702C-496C-A4A9-FC11EA4BF726.JPG" width="180" /></a></div><p>Bu arada Yorgos Lanthimos'un Kutsal Geyigin Ölümü filmini izledim. Izlemesi zor bir film. Ari Aster gibi, Haneke gibi zor bir yönetmen zaten Lanthimos da. Insanin kurtulusu baskasını kurban etmekte degil de kendi yüklerinden kurtulmakta bana kalırsa. Adam kendini o kadar suclu hissetmese, o çocuğa asla o kadar güc vermemiş olurdu. </p><p>Ayrıca Daniel Levy'nin Good Grief filmini izledim. Kendisini cok severim ama filmine cok bayılmadım ama yine de izlenir. </p><p>Bu hafta cok az Paul Murray'in The Bee Sting kitabini okudum. Pek vaktim olmadı ama okuduğum kadarıyla sevdim. </p><p>Yarin yeni hafta basliyor. Hepimiz icin güzel, verimli, nese dolu, bolluk ve bereket icinde gecsin insallah. </p><div class="css-121byfp e13k4j4f7" style="align-items: flex-start; border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(255, 255, 255); clear: both; color: white; display: flex; flex-wrap: nowrap; font-family: DMSans, Helvetica, Arial, "Lucida Grande", sans-serif; font-size: 14px; font-stretch: inherit; line-height: inherit; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;"></div>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-13587796942953579632024-01-19T21:55:00.003+01:002024-01-21T20:50:41.790+01:00Yine Ayakkabı Aldım<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br />Görüyorum ki boş beleş muhabbetlerimi özlemişsiniz. Özellikle “ayakkabı aldım, kendimi kötü hissettim” isteği geldi. Ayol ben ayakkabı alıp kötü hissetmem. Olsa olsa gerek de yoktu falan demişimdir ama geçti o günler arkadaşlar. <p></p><p>Ben kabullendim. Ayakkabı seviyorum ve son nefesime kadar almaya devam edeceğim. Hamdolsun. </p><p>Aldığın ayakkabı değil, almadığın ayakkabı pişmanlık. </p><p>Sene 2006. Stefanael’de nasıl güzel bir kahverengi dolgu topuklu ayakkabı var size anlatamam. O zamanki erkek arkadaşım sanki kendi ödeyecekmiş gibi aldırmadı bana. Aklıma geldikçe küfrediyorum ona da, ona uyan bana da. Neyse çok benzerini 2011’de Roma’da gördüm ve aldım. Beni caydırmayan yanımdaki adam kocam oldu :)</p><p>Kasım’da İstanbul’da bot beğendim. Dükkanda denedim ama o sırada beni arayıp husumetlisine saydıran sevgili arkadaşım Elif A’ya ve onunla konuşurken o güzelim botun kıymetini anlamayıp almayan bana saydırıyorum. Allah’ını seven bana Pabuççi’den yukarı çıkarken sağdaki ayakkabıcıdaki küt burun kalın topuklu İtalyan botu satan ayakkabıcının adını ve telini bulsun. Google map’ten bulamadım. O botu almazsam bu sene eğer hayatımın sonuna kadar o Stefanel ayakkabı gibi aklımda kalıcak. </p><p>Neyse gelelim yeni aldığım ayakkabılara:</p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPAz3XnG2sbmQgtMZ-ei151Z3e0pON4b4JZ15somfb7L2RXSIpnrI2hi-70UDIJooAlrlq_0LZmsfP7V1l0gFoN73QAw5o011BGvmh1WcUzpfy8FDEHWqi0KsENio9MUwIbL8i4mOd8Ab9Y5gLxfhDVxdBCVd2m5_DbatXjYKO4asORWCTEnykdwhsdEDF/s4032/3A30B066-3B53-4F3A-BB25-12A2023B7908.jpeg" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPAz3XnG2sbmQgtMZ-ei151Z3e0pON4b4JZ15somfb7L2RXSIpnrI2hi-70UDIJooAlrlq_0LZmsfP7V1l0gFoN73QAw5o011BGvmh1WcUzpfy8FDEHWqi0KsENio9MUwIbL8i4mOd8Ab9Y5gLxfhDVxdBCVd2m5_DbatXjYKO4asORWCTEnykdwhsdEDF/s320/3A30B066-3B53-4F3A-BB25-12A2023B7908.jpeg" width="240" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Ocak 2024’ün ikinci ayakkabısı. </td></tr></tbody></table><p>Bu gümüş rengi mary jane. Jean’lerle nasıl güzel duruyor anlatamam. Payetli siyah pantolon aldım bir de esas onun altına süper oldu. Hava muhalefeti sebebiyle şimdilik sadece evde giyiyorum.</p><p>Yılın ilk ayakkabısı ise siyah çizme ama henüz fotosunu çekemedim siyah dümdüz çizme arkadaşlar. Dördüncü siyah dümdüz çizmem dersem kendimi kötü hissetmem gerektiğini düşünebiliriZ hepimiz, ki kendimi kötü hissetmeye de zorladım yalan yok ama no. Almasaydım onu da unutamazdım.</p><p>2024’ün üçüncü ayakkabısını da haftasonu Hamburg’tan aldım.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEigEbCni6i3pM0dznbKzmkJ-oXntKtvvxMtv4L_gxq_q1CGOnLhpPqZRemJDFq6NxZA06w6zpZFOcsxA2qGW8KB6qg8d5x035bLdrtSOYL-PbDa-UWNJTMtKTJ6Z6bUBtWaPQkXguMtFl0fTUPEYuoFNzPHeKMF82ryZcJfDTn3BXnMqtXAWcYzH83nNHQg/s3840/0B535921-5DA5-45DA-8FD5-3C4CB6CA82F4.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3840" data-original-width="2160" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEigEbCni6i3pM0dznbKzmkJ-oXntKtvvxMtv4L_gxq_q1CGOnLhpPqZRemJDFq6NxZA06w6zpZFOcsxA2qGW8KB6qg8d5x035bLdrtSOYL-PbDa-UWNJTMtKTJ6Z6bUBtWaPQkXguMtFl0fTUPEYuoFNzPHeKMF82ryZcJfDTn3BXnMqtXAWcYzH83nNHQg/s320/0B535921-5DA5-45DA-8FD5-3C4CB6CA82F4.jpeg" width="180" /></a></div><p>Fotoda göründüğünden çok daha güzel. Stan Smith’ten başka spor ayakkabı beğenemeyen bana kendini aldırdı, sahi diğer ayağımdaki de bahsettiğim çizme ama pek gözükmüyor. </p><p>Çorabımı da Hamburg’tan aldım. Hamburg’lu bir kadının kendi markası vallahi yünü öyle sıcak ve yumuşaktı ki şaştım kaldım kalitesine. Markası Unio Hamburg.</p><p>İlk fırsatta da Hamburg’u yazıcam size çünkü çok enteresan bir şey yaptık. Seks işçisi bir kadının düzenlediği bir şehir turuna katıldık. Orospu turu yazıp bırakacaktım ama çok yanlış anlaşmaya müsait olacaktı. Neyse siz o zamana kadar merak edin ne menem şeymiş o diye.</p><p><br /></p>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-73769915762243134492024-01-12T09:01:00.001+01:002024-01-12T09:01:00.134+01:00Copie Conforme - Asli Gibidir <p><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; white-space: pre-wrap;">"Şiir gibi değil, masal gibi de değil, uzun süredir evli herkesin kendinden bir şey bulabileceği, kah hüzünlendiren kah gülümseten ama galiba en çok zarafetle hüzünlendiren Abbas Kiarostami filmi. Juliette Binoche, 2010'da Cannes'de en iyi kadın oyuncu ödülünü bu filmle almış. Az bile almış, gelmiş en iyi oyunculardan biri hakikaten kendisi.</span></p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKFQJPAeaw-tVthp6ObO7EBpjZC9V-4mDef0wpGykokY0cuuldoSnkVnB7u4B1zbTyWCjgMi1DVZHVhZkJVDMusQiGQUpIQZdwQj_vBu5frHOkiEhDtig4Uy9hgnwBTgBd1gGe9aLr_63-jsbv4F7lkz9-9DxlHhShXUpLDuUxrtIxkgmsqfJAKh9xe2Ct/s309/images-7.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="163" data-original-width="309" height="163" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKFQJPAeaw-tVthp6ObO7EBpjZC9V-4mDef0wpGykokY0cuuldoSnkVnB7u4B1zbTyWCjgMi1DVZHVhZkJVDMusQiGQUpIQZdwQj_vBu5frHOkiEhDtig4Uy9hgnwBTgBd1gGe9aLr_63-jsbv4F7lkz9-9DxlHhShXUpLDuUxrtIxkgmsqfJAKh9xe2Ct/s1600/images-7.jpeg" width="309" /></a></div><p></p><p><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; white-space: pre-wrap;"></span></p><blockquote>Her şey değişir, söz vermek bunu durduramaz. Kimse bir ağaçtan, bahar bitince çiçeklerini korumasını bekleyemez. Çünkü sonunda çiçekler meyveye dönüşür. Ve sonra, sonra ağaç meyvesini kaybeder.
— Ya sonra?
— Sonra yapraksız bir bahçe.
— Yapraksız bir bahçe mi?
— Farsça bir şiir. Yapraksız bir bahçe. Güzel olmadığını söylemeye kim cesaret edebilir?</blockquote><p></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;"><strong style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; color: var(--tw-prose-bold);">Yapraksız Bahçe</strong></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Ey bulut, o giydiğin nemli, soğuk gocukla,
Gel, yapraksız bahçede gökyüzünü kucakla.
Bahçe yalnız başına bütün gün, gece gündüz,
Masum, üzgün ve sessiz.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Rüzgâr onun şarkısı, müziği yağan yağmur,
Elbisesi çıplaklık, işte, üstünde durur.
Bir başka giysi ona gerekiyorsa, rüzgâr altın iplikle diker.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Yeşerir mi bilinmez, kimbilir o nerede,
Bahçıvan da yok orda, yolu düşen kimse de,
Gelecek ilkbaharı beklemeden, kendince
Yitip gider o bahçe.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Gözlerinden ısıtan bakışlar saçmasa da,
Yüzünde gülümseyen bir yaprak açmasa da,
“Güzel değil” denemez o yapraksız bahçeye.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">O bize şöylesine bir öykü anlatıyor:
Üstten bakan meyveler, bir zamanlar her şeye
Şimdi toprak altında, mezarlarda yatıyor.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Yapraksız bahçe,
Gözyaşları kanlı, gülünce.
Sarı yelesi savrulan atını sürerek,
Hükmediyor oraya sonsuza dek
Her mevsimde hükümdâr sonbahar.</p><p><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; white-space: pre-wrap;"></span></p><p>— Mehdi Akhavan Sales </p><p>DIKKAT! Burdan sonrası SPOILER içerir.</p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvKCiRwutaHZVgbEeF17shbCped0Kx-Ki29KTBksNA_r_UHGwLHICvxtpZn88DIZjCK7_X_Zp0hEOST4TQH2Hvx9Fy4QsK_fawJBP-5SVsEfHaY3Q0lY4rP3-iEqDCqfrk5hY1DcpKU_7S1JC1CtRWKCXAbgZ4eQ5ckSlTve-Epx7gmJrGjecsJMF0eTrM/s1400/b5sbfvyl.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1400" data-original-width="1050" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvKCiRwutaHZVgbEeF17shbCped0Kx-Ki29KTBksNA_r_UHGwLHICvxtpZn88DIZjCK7_X_Zp0hEOST4TQH2Hvx9Fy4QsK_fawJBP-5SVsEfHaY3Q0lY4rP3-iEqDCqfrk5hY1DcpKU_7S1JC1CtRWKCXAbgZ4eQ5ckSlTve-Epx7gmJrGjecsJMF0eTrM/s320/b5sbfvyl.jpg" width="240" /></a></div><br /><div class="content content-expanded" style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-stretch: inherit; line-height: inherit; margin: 0px 0px 5px; max-height: 100%; overflow: hidden; padding: 0px; position: relative; vertical-align: baseline;"><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-style: inherit; font-variant-caps: inherit; white-space: pre-wrap;">Diyaloglar... Diyaloglar... Arka fonda Toskana. Ne kurgu, ne gerçek, asil ve kopya birbirine karışmış, ama ne önemi var. Diyaloglar o kadar güzel ki... Toskana o kadar güzel ki... Şarabın mantarını bile hissettim damağımda. Kadınla adam... Diyaloglar o kadar gerçek ki... Koypa mı, asil mi? Ne önemi var. Aşkın baki kaldığı tıkanmış evlilikler, ancak bu kadar güzel ve sahici anlatılabilir. Ya da belki de sadece </span><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; white-space: pre-wrap;">kadının askinin baki kaldigi...</span></div><div class="content content-expanded" style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-stretch: inherit; line-height: inherit; margin: 0px 0px 5px; max-height: 100%; overflow: hidden; padding: 0px; position: relative; vertical-align: baseline;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRWi0_QnYyx5tm2j5bZh9SwSbDsu4nSUtveZFmSFBiBa6vrWd5TAkigDSoH3UX9B4eh1Oj364sz7Phtf4hLTTB_vijBEWIJlhZezsandCryo9CDEjRmaYggeVgiOr_0aZcWjkyxXUOGEu9fsxCTQb_FAFVXMOfDjx2XiT1RxIiddQe87gXUr8UTXoTWJNh/s930/still3_wide-9d772eaa851c2451a92d29a64b0adfa8458d20ee-s1400-c100.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="523" data-original-width="930" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRWi0_QnYyx5tm2j5bZh9SwSbDsu4nSUtveZFmSFBiBa6vrWd5TAkigDSoH3UX9B4eh1Oj364sz7Phtf4hLTTB_vijBEWIJlhZezsandCryo9CDEjRmaYggeVgiOr_0aZcWjkyxXUOGEu9fsxCTQb_FAFVXMOfDjx2XiT1RxIiddQe87gXUr8UTXoTWJNh/s320/still3_wide-9d772eaa851c2451a92d29a64b0adfa8458d20ee-s1400-c100.jpg" width="320" /></a></div><br /></div><div class="content content-expanded" style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-stretch: inherit; line-height: inherit; margin: 0px 0px 5px; max-height: 100%; overflow: hidden; padding: 0px; position: relative; vertical-align: baseline;"><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; white-space: pre-wrap;">"Herhangi bir nesneyi alıp müzeye koyuyorlar ve insanların o nesneye bakışı değişiyor. Burada önemli olan nesne değil, senin algın."</span></div><div class="content content-expanded" style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-stretch: inherit; line-height: inherit; margin: 0px 0px 5px; max-height: 100%; overflow: hidden; padding: 0px; position: relative; vertical-align: baseline;"><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">"Şu selvi ağaçlarına bak, ne güzeller. Hepsi eşsiz. Hiçbiri birbiriyle aynı değil. Yaşlılar. Bin yaşında olan bile varmış. Orijinallik, yaş, güzellik, işlevsellik; bu bir sanat eserinin tanımı. Tek fark galeride değil kırlarda olmaları. Bu yüzden kimse onları fark etmiyor."</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5JsH5ji4AQwiKT2a1bqdmAxS6Ns7l3vIlm1cdldbhkPLV4MstHFprpnadktmf_vMVEeBja9yTpWbvKG3EBccjIOMmdhVd1r24IaDrjoBqgVW0bh7o6-A4pr94D36WbJPyMm3Ax-gG1Omvw6BvDWwCxNJxqRcKm8xHcB7_nD01QcV5LKI9KibIvPhRyORH/s1280/Certified_Copy_008.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="693" data-original-width="1280" height="173" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5JsH5ji4AQwiKT2a1bqdmAxS6Ns7l3vIlm1cdldbhkPLV4MstHFprpnadktmf_vMVEeBja9yTpWbvKG3EBccjIOMmdhVd1r24IaDrjoBqgVW0bh7o6-A4pr94D36WbJPyMm3Ax-gG1Omvw6BvDWwCxNJxqRcKm8xHcB7_nD01QcV5LKI9KibIvPhRyORH/s320/Certified_Copy_008.jpg" width="320" /></a></div><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;"><span style="font-style: inherit; font-variant-caps: inherit;">"Birbirimizin zaaflarına karşı biraz daha hoşgörülü olsaydık, bu kadar yalnız olmazdık."</span></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;"><span style="font-style: inherit; font-variant-caps: inherit;">Fedakârlık yapan kadın, çocuğu ve kocası tarafından görülmeyen kadın, sorumluluklardan yorulmuş ve öfkeli kadın, hala seven hala asik kadın. Asik olduğunu iddia eden ama öyle davranmayan erkek. Bence gerçekten evlilerdi. En son sahnede adam 9 trenine binmeyecek gibi geldi ama çok da emin değilim. Binmese de bir cacık olur mu o ilişkiden artık ondan da emin değilim.</span></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVnr1otEEYWmv6brNtglQoiQ7HXzH_RE1ZvS-aPJez_yt5auf5s2kg9Rwhvz6ydcj_a7p_GTZEb5vGCBy_7zw0dxOPR-oBLASlTmarw_NJ6qgh_Z9vuSQNkBQuAAbvu6zyX5b4VbH0dZYb4gAUIxfjsoMArfi4lE535NMsS171aOGyHK6KCWYm4-ffhHep/s1160/f27766eefbc169a16812165882c8cc11.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="632" data-original-width="1160" height="174" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVnr1otEEYWmv6brNtglQoiQ7HXzH_RE1ZvS-aPJez_yt5auf5s2kg9Rwhvz6ydcj_a7p_GTZEb5vGCBy_7zw0dxOPR-oBLASlTmarw_NJ6qgh_Z9vuSQNkBQuAAbvu6zyX5b4VbH0dZYb4gAUIxfjsoMArfi4lE535NMsS171aOGyHK6KCWYm4-ffhHep/s320/f27766eefbc169a16812165882c8cc11.jpg" width="320" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><span style="font-style: inherit; font-variant-caps: inherit;">Adam kopyanın orijinalden az da olsa farklı olduğunu ve tam da bu yüzden kopyanın da bir değeri olduğunu savunuyor. Kadınsa, insanların kopyaya baktıklarında orijinalin yaşattığı ile aynı duyguyu yaşayıp yaşamamalarına göre bir değeri olacağına inanıyor. Arabada </span><span style="color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, Segoe UI, Roboto, Ubuntu, Cantarell, Noto Sans, sans-serif, Helvetica Neue, Arial, Apple Color Emoji, Segoe UI Emoji, Segoe UI Symbol, Noto Color Emoji;">bakış acısı örnegini veren adam nerede? Kadinin cirpinislari, anlatmak icin, kalbimi acıttı.</span><p></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; margin: 1.25em 0px;"><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; font-style: inherit; font-variant-caps: inherit; white-space: pre-wrap;">Bunu seven, bunu da sever: Before Midnight. </span></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; margin: 1.25em 0px;"><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; font-style: inherit; font-variant-caps: inherit; white-space: pre-wrap;">PS: Anatomy of a Fall'daki çok dilliliği düşünüyorum. Buradaki çok dillilik çok güzeldi. Bir ara herkesin kendi dilinde tartışması hele. Bi anlamı var mı bu detayların, bir amaç var mı çok dillilikte yoksa yabancı oyuncularla çalışan yönetmenler herkesin işini kolaylaştırmak için mi çok dilli yapıyorlar filmlerini? Uzun süre daha kafamı meşgul edecek bu konu benim.</span></p></div>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-7236953442287393032024-01-11T08:38:00.027+01:002024-01-11T08:38:00.135+01:00Arzular<p><span face=""Source Sans Pro", sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-size: 16px;"></span></p><blockquote><p><span face=""Source Sans Pro", sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-size: 16px;">Mahrumiyetler, arzularımızın önünde bir engeldir ve engellenmek insana acı verir. O halde bizim mutlu ya da mutsuz olmamız arzularımıza kavuşabilecek gücümüz olup olmadığıyla ilgilidir. insan bebeklik döneminde mutsuz değildir, çünkü arzu ve iktidarı denge halindedir. </span></p><p><span style="background-color: white; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-size: 16px;">Insanın arzuları ne kadar çoksa çaresizliği de o kadar büyüktür. Cünkü imkanlarının ötesine geçen arzularını tatmin edmeyen kişi, kendisini zayıf be değersiz hisseder. </span></p><p><span style="background-color: white; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-size: 16px;">Yumuşak ve olumlu ihtiraslar kendini sevme hissinden, haşin ve çirkin ihtiraslar da benlikten doğarlar. O halde insanı esasta iyi yapan, ihtiyaçlarının az oluşu ve kendisini başkalarıyla az mukayese edişidir. Kötü yapan da çok ihtiyaçları oluşu ve çok gösteriş yapmak isteyişidir. </span></p></blockquote><p><span style="background-color: white; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-size: 16px;"></span></p><p><span face=""Source Sans Pro", sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-size: 16px;">- Jean Jacque Rousse, Emile </span></p><p></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpkQA2Ka9yC3jzLqsMu8wKeZQt9dzYjRs0JUmfm0xOg3lqEpW69jIar3TU5nYROYLpbsaERz0Xt3MINDpkKPcGWZ9_8OQHxJzFubi-dFfody7x0wEFMwM6VPhPslAyEDEMeqLE6-Kc6weRSDPdlLRELqF66HZx2kjxkClzBqX12O0XjohPYNa27ju2EGrQ/s1600/055_Sommernacht.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="1368" data-original-width="1600" height="274" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpkQA2Ka9yC3jzLqsMu8wKeZQt9dzYjRs0JUmfm0xOg3lqEpW69jIar3TU5nYROYLpbsaERz0Xt3MINDpkKPcGWZ9_8OQHxJzFubi-dFfody7x0wEFMwM6VPhPslAyEDEMeqLE6-Kc6weRSDPdlLRELqF66HZx2kjxkClzBqX12O0XjohPYNa27ju2EGrQ/s320/055_Sommernacht.jpg" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span face="HaasGrotesk, Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: #cce9e6; font-size: 12px; text-align: start;">Edvard Munch: </span><span face="HaasGrotesk, Helvetica, Arial, sans-serif" style="border: 0px; box-sizing: inherit; font-size: 12px; font-stretch: inherit; font-style: italic; line-height: inherit; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-align: start; vertical-align: baseline;">Sommernacht am Strand</span><span face="HaasGrotesk, Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: #cce9e6; font-size: 12px; text-align: start;">, 1902/03</span></td></tr></tbody></table><br /><span face=""Source Sans Pro", sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-size: 16px;"><blockquote><span face=""Source Sans Pro", sans-serif" style="color: #333333;">1776 Amerikan Bağımsızlık Bildirgesiyle birlikte insanların eşit olduğunu düşünülen demokratik bir toplum kurulmaya başlanıldı. Lakin 1830'larda Fransız tarihçi Tocqueville Amerika'yı gezerken toplumdakı yeni bi hastalığı farketti. Bolluk içinde yaşayan insanlar her zaman daha fazlasını istiyordu. Eşitsizlik kural olduğunda büyük eşitsizlikler hiç dikkati çekmez. Ama eşit toplumda yaşayan insanlar en küçük eşitsizliği bile farkederler. Işte tam bu yüzden bolluk içinde yaşayan demokratik toplumlar kendilerini melankolinin içinde bulurlar, Fransada intihar ve Amerikada delirme vakalarının sayısının artma sebebleri belki bunlardır diye düşünüyordu.</span></blockquote><p>- Alain de Botton, Statü Endisesi </p><p>Ve tam bu sebeple aslinda Avrupali insanlar gösteris yapmıyor. Gösteris sevmedikleri icin degil, göze batmamak icin.</p></span><div><span face=""Source Sans Pro", sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-size: 16px;">PS: Berlin'in dibindeki Potsdam'da mükemmel bir Munch sergisi var 1 Nisan'a kadar. Denk gelirseniz aklınızda olsun.</span><p></p></div>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-60963524626073252682024-01-09T14:46:00.005+01:002024-01-09T14:55:31.081+01:00Sanal Suclarda Yeni Bir Boyut: Metaverse'de Genc bir Kiza Cinsel Saldırı<p> Ilginc bir habere dikkatinizi çekmek istedim. <span style="color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, Segoe UI, Roboto, Ubuntu, Cantarell, Noto Sans, sans-serif, Helvetica Neue, Arial, Apple Color Emoji, Segoe UI Emoji, Segoe UI Symbol, Noto Color Emoji;"><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); white-space: pre-wrap;">kThe Guardian'dan Nany Jo Sales'in haberine göre, </span></span><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; white-space: pre-wrap;">İngiliz polisi, sanal bir çete tecavüzüne maruz kaldigi iddia edilen bir cçocuğun vakasını araştırıyor. </span></p><p><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; white-space: pre-wrap;">Meta, metaverse'i bizlere</span><span style="color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, Segoe UI, Roboto, Ubuntu, Cantarell, Noto Sans, sans-serif, Helvetica Neue, Arial, Apple Color Emoji, Segoe UI Emoji, Segoe UI Symbol, Noto Color Emoji;"><span style="white-space: pre-wrap;"> "sanal gerçeklik size yeni dünyaları ve paylaşılan deneyimleri keşfetme olanağı tanır" diye pazarlıyor. Ancak görünen o ki, Birleşik Krallık'ta bir genç kız için bu "paylaşılan deneyim", iddia edilen bir çete tecavüzüydü.</span></span></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">İngiliz polisi, sadece 16 yaşın altında olduğu belirtilen kızın cinsel saldırısını araştırıyor; bu, İngiltere'de türündeki ilk soruşturma olduğu söyleniyor. Kızın iddia edilen saldırı sırasında sanal gerçeklik gözlüğü takılı olduğu ve metaverse'de etkileşimli bir oyun oynadığı bildirildiğinde, avatarı birkaç kişi tarafından saldırıya uğramış.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Tabi hukukun cevaplaması gereken büyük bir soru var burada? Bu gerçekten tecavüz müydü? New York Post'ta yayınlanan habere yorumlar da gecikmemiş tabi. "Sadece kapatabilirdi değil mi?" "Lütfen gerçek hayattaki suçlara odaklanabilir miyiz?" "Call of Duty adlı savaş video oyununda öldüm, katilimin adalet önüne çıkarılmasını bekliyordum" demi bir baska kisi de. Sanal oyunlarda amac cogu zaman öldürmek zaten de, bir genc çizin tecavüze uğramayı beklemesi hem beklenmedik hem de absürt. Dolayisiyla burada hukuken olmasa da etik olarak bir sorun oldugu muhakkak. Hukuken sorun olup olmadigini ise hep birlikte göreceğiz sanirim.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdrYQ0JUSJ8kvgEBV3urNW9p2ckDwiYzGQMUi2nle0b3tIJ0gAt_dryzbIkxeCJDILxmOfrnbWGJy46w6mPFUTvzdW6q5z7gSuhIIltWmG9n6j3RDPwejZRnVL9jWiwDEiCzPDiOR3X5iD6YwvvyhgmcTy1N7IiEuOd1Ajan9gSG4WGwiqWiJVe6cdlhKK/s620/xl-2021-jazz-singer-1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="360" data-original-width="620" height="186" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdrYQ0JUSJ8kvgEBV3urNW9p2ckDwiYzGQMUi2nle0b3tIJ0gAt_dryzbIkxeCJDILxmOfrnbWGJy46w6mPFUTvzdW6q5z7gSuhIIltWmG9n6j3RDPwejZRnVL9jWiwDEiCzPDiOR3X5iD6YwvvyhgmcTy1N7IiEuOd1Ajan9gSG4WGwiqWiJVe6cdlhKK/s320/xl-2021-jazz-singer-1.jpg" width="320" /></a></div><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Gazetedeki habere göre, sanal tecavüzün "gerçekten tecavüz" olup olmadığı sorusu, en az 1993'e kadar uzanıyor. Julian Dibell adında bir kisi, Village Voice'de "bir çevrimiçi tecavüz" makalesi yayınlıyor. Dibbell'ın yazısı, bir sanal topluluktaki cinsel saldırıya uğrayan avatarların arkasındaki kişilerin, fiziksel tecavüz kurbanlarının duygularına benzer duygular hissettiklerini bildirmis. Cok olası gercekten de , özellikle de 16 yaşında bir kiz icin. </p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Olaya aşina bir üst düzey polis memuruna göre, metaverse'de saldırıya uğrayan kız da aynı duyguları hissetmiş; "Fiziksel yaralanmalardan daha uzun vadeli duygusal ve psikolojik etkisi var" dedi. Ayrıca, metaverse deneyiminin bu kadar etkileyici olması, çocuğun özellikle gerçek ile hayal arasındaki farkı ayırt etmesini daha da zorlaştırıyormus.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Bu durumu soruşturmak polis için gerekli olsa da - mahkemelerin iddia edilen suçlulara uygun cezayı vermesi - <b><u>metaverse oyunlarının arkasındaki şirketlerin kötü niyetli aktörlerden sorumlu tutulması da aynı derecede önemlidir.</u></b></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Ancak Meta'nın çocukları ve gençleri koruma konusunda kötü bir sicili var. 2021 yılında, içeriden bilgi veren Frances Haugen, Facebook'un (şirketin sahibi olduğu) Instagram'ın kullanımının genç kızların özgüvenini ve beden imajını olumsuz etkilediğini gösteren Facebook'un kendi iç araştırmasını ortaya çıkardı. Geçen yılın ekim ayında, 33 eyalet başsavcısının oluşturduğu çapraz partili bir koalisyon, Facebook ve Instagram'un "ulusal gençlik zihinsel sağlık krizi"ne sorumlu olduğunu iddia ederek Meta aleyhine Kaliforniya'da dava açtı.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px 0px; white-space: pre-wrap;">Eğer denetlenmezse, metaverse'in gelişmekte olan dünyasında, hem çocuklara hem de yetişkinlere karşı işlenen cinsel suçlar daha yaygın hale gelebilir. Bir polis soruşturucusu, metaverse'in zaten cinsel suçlarla "dolup taştığını" söyledi. Meta oyunu Horizon Worlds, iddiaya göre birkaç cinsel saldırının yaşandığı yer olmuştur. 2022'de, metaverse üzerine araştırma yapan psikoterapist Nina Jane Patel, Horizon Venues (şimdi Horizon Worlds) adlı oyunda grup tecavüzüne uğramanın "gerçeküstü bir kabus" olduğunu yazdı. "Fiziksel dünyada olduğu gibi, metaverse'de net ve uygulanabilir kuralların eksikliği var" dedi Patel.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Yazinin aslini <a href="https://www.theguardian.com/commentisfree/2024/jan/05/metaverse-sexual-assault-vr-game-online-safety-meta" target="_blank">buradan</a> okuyabilirsiniz. Ben epey bir kismini tercüme etmiş oldum. Görsel de <a href="https://www.ecommercetimes.com/story/arts-and-cultures-virtual-survival-story-the-show-must-go-on-87063.html" target="_blank">burdan</a>.</p>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-33834698730413940552024-01-09T05:32:00.000+01:002024-01-09T05:32:00.247+01:0014 Yil Önceki Ben, Görünmez Seytanlar, Kuyucakli Yusuf ve Diger Seyler<p>Tesadüfen <a href="https://socialmariposa.blogspot.com/2010/11/frankfurt-lufthansa-loungeundan.html" target="_blank">su yazima</a> denk geldim. Yazida bahsettigim küçük sehir, su anda yasadigim sehir. Tam 14 yil önce su anda hayal ettigim hayati, su anki hayatimi hayal ederek yaşıyordum ;) </p><p>Almanya tespitlerim de süpermiş. Bu dönüş ucusunu hatırlamıyorum ama o zamanlar THY Istanbul Bremen direkt ucusu yoktu. O yüzden Lufthansa ile Münih aktarmalı uçmuştuk. Paralel koltuğumda Kenan Dogulu oturuyordu. Kuvvetle muhtemel o da Munih'ten Los Angeles'a uçacaktı ama eli kolu bomboştu cok tuhafıma gitmişti. O zamanlar bir kiz arkadaşım kendisini catara cutura götürüyordu bu arada, görmesin yazdigimi kızar :)</p><p>Görünmez Seytanlar diye bir belgesel izledim. Delhi'deki hava kirliliği ne korkunç, izlerken nefesim daraldı. Dünyanın en az değer gören halki bu Hintliler sanki. </p><p>Sabahattin Ali'nin Kuyucakli Yusuf'unu bitirdim. Anadolu'nun kederine yine icim buruldu. Köylü kurnazlarına kuruldum ama en cok Yusuf'a dev kuruldum. Öyle böyle degil. Seni gerizekali capsiz. Ve zavallı Muazzez. </p><p>Bu aralar haber okumaya başladım yine. Anksiyetem arttı. </p><p>Bu arada vizyon panosu yapmadım. </p><p>Yeni yil hastalıklarla başladı ama Pazar günü güneş açtı. Arkadaslarimizla Kuzey Denizi kiyisinda Dangast adında bir kasabaya gittik. Karlar altında bembeyaz bir bahçenin icinde Edo adındaki cok tatlı bir restaurantta yemek yedik. Sonra da biraz yürüyüş yaptık. Kar beklemediğimiz icin deri çizmelerimle yürümek zorunda kaldım ama neyseki sadece küçük bir tur arttik. Hayalimdeki 1 Ocak'i bir hafta gecikmeyle yasamış oldum. </p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2mzK7B31lIuryQRTGjmz50Oyq5nyZfRm1IUrIYovsRE24HPL32X8UJxK7u3YyJFDH_mLbKUzOqM97OE7febAbUTNRjeea-ZGvp6TtCbxWVbP2ZoMZ4EfRoXLeVPhaS6fjsdD6gKLrQ6LaexVDqJGihjNbbGurSnRDihev5iepmJoDtPmgnmMe6jT49k5Q/s2048/4fad65fa-748a-4b14-923a-a4f7b243102d.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="1536" data-original-width="2048" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2mzK7B31lIuryQRTGjmz50Oyq5nyZfRm1IUrIYovsRE24HPL32X8UJxK7u3YyJFDH_mLbKUzOqM97OE7febAbUTNRjeea-ZGvp6TtCbxWVbP2ZoMZ4EfRoXLeVPhaS6fjsdD6gKLrQ6LaexVDqJGihjNbbGurSnRDihev5iepmJoDtPmgnmMe6jT49k5Q/s320/4fad65fa-748a-4b14-923a-a4f7b243102d.JPG" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">En sagda dikilen heykel, ayrıca bu sahilde dev bir penis heykeli var.</td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXFPK9ko0fU026LU0Qi3tY_iV0PkrObF9jqgD3xGnipNpmAo6ZaSqynsFlFaJbgqCmbj5h9WhpRReLdUudJZL_v890nQp8kGFPvDPYe1x9O2EL52goZZDZsSO7IPSInElaL-ZXhjSNhNEWVinT1KOedJyjo0fr7lANiXv70qCMcb_uubyz2bErqQnMyzS4/s4032/IMG_1066.HEIC" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="3024" data-original-width="4032" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXFPK9ko0fU026LU0Qi3tY_iV0PkrObF9jqgD3xGnipNpmAo6ZaSqynsFlFaJbgqCmbj5h9WhpRReLdUudJZL_v890nQp8kGFPvDPYe1x9O2EL52goZZDZsSO7IPSInElaL-ZXhjSNhNEWVinT1KOedJyjo0fr7lANiXv70qCMcb_uubyz2bErqQnMyzS4/s320/IMG_1066.HEIC" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Deniz bu kadar cok çekilmişti</td></tr></tbody></table><p>Gisbert Pöppel adında bir ic mimar kesfettim. Web sitesinde yaptigi evlere bir bakin.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjfYuEI3SLPBBkkLo7PWc70sjaIDtfRt56h9UN7cR58w3fQfnl_LsHwNc33Pr8dtD5WUpf__iDF2CadglK-1u7-xalOUcnvTd8pmJvF7DDFbqKLSdrtIxClknDoapq6ABRhnr-Yb4Fw_vJ4W300PCI1HdekS379Nb7m5eZl1GdcUStltKMMAuIOZoZqIssG/s1003/IMG_1039.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="800" data-original-width="1003" height="255" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjfYuEI3SLPBBkkLo7PWc70sjaIDtfRt56h9UN7cR58w3fQfnl_LsHwNc33Pr8dtD5WUpf__iDF2CadglK-1u7-xalOUcnvTd8pmJvF7DDFbqKLSdrtIxClknDoapq6ABRhnr-Yb4Fw_vJ4W300PCI1HdekS379Nb7m5eZl1GdcUStltKMMAuIOZoZqIssG/s320/IMG_1039.JPG" width="320" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Duvar rengi, kitaplık, şömine ve heykel...</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdwvJZ5FM-az8XOsnIkVFyn3BwKzZ1Ll_WyvwyDp2KcyHkGy1rKBxJTR2SEbE630WSf_gpq7adOnwaIdeTdfYHh-8Sn7ot_7tsX4okWzqUYO0GWaMkr-gflr2h1gZnh32ZvgqAFQfPj3gMKRCiK-FGlBqeGLrlf66YduVnspf2oAjO1qITHV9d0HSuGuXS/s1348/IMG_1037.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1348" data-original-width="899" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdwvJZ5FM-az8XOsnIkVFyn3BwKzZ1Ll_WyvwyDp2KcyHkGy1rKBxJTR2SEbE630WSf_gpq7adOnwaIdeTdfYHh-8Sn7ot_7tsX4okWzqUYO0GWaMkr-gflr2h1gZnh32ZvgqAFQfPj3gMKRCiK-FGlBqeGLrlf66YduVnspf2oAjO1qITHV9d0HSuGuXS/s320/IMG_1037.JPG" width="213" /></a></div><div style="text-align: center;">somon ve sarabi renginin ahengi...</div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: left;">Geçtiğimiz yil, son Moleskine defterim bitti ve bu kez baska bir deftere yazmaya başladım. Kendisini cok sevdim. Yine alırım. Tabi ki Japon, MD Notebook. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglxpe3LMkhnwYq-ky5GlE8NpCzcV8j4yDrrCzVJFDsjoXO2OWBVvTIgCLISHliXM2Sx2IxbX6PSXu78wUtMJurVxl0H7zhIgyGW2Kzc4oQstzB9Wj_bRTwnVdN2zsl_vhrTpz6kr_-LcUdduvEuiHerFiA-neW46NHvAeNa9QEdEM20eFiEH2YTMLUY7Rh/s3024/IMG_0933.heic" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2808" data-original-width="3024" height="297" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglxpe3LMkhnwYq-ky5GlE8NpCzcV8j4yDrrCzVJFDsjoXO2OWBVvTIgCLISHliXM2Sx2IxbX6PSXu78wUtMJurVxl0H7zhIgyGW2Kzc4oQstzB9Wj_bRTwnVdN2zsl_vhrTpz6kr_-LcUdduvEuiHerFiA-neW46NHvAeNa9QEdEM20eFiEH2YTMLUY7Rh/s320/IMG_0933.heic" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAEUWneSUI_jI6Wn2CR-hKyYaq6_Kutw8GFlpYZZ3uQL2VhkV1YNdkc385Z0xvRaqgwYwMzeRdRGcih1oVA0ozKtpryPRhe8KnKWkIUVYP5CSlWVXibXAh_AjjUMtT20rR9ZmsDm7hllvdwqHqczB6ZSSKVNyIjFFpUgPUsgC-E8xPCKDsYPRQ6uT6y_Mp/s4032/IMG_0934.heic" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAEUWneSUI_jI6Wn2CR-hKyYaq6_Kutw8GFlpYZZ3uQL2VhkV1YNdkc385Z0xvRaqgwYwMzeRdRGcih1oVA0ozKtpryPRhe8KnKWkIUVYP5CSlWVXibXAh_AjjUMtT20rR9ZmsDm7hllvdwqHqczB6ZSSKVNyIjFFpUgPUsgC-E8xPCKDsYPRQ6uT6y_Mp/s320/IMG_0934.heic" width="240" /></a></div>Aralik 2023 hayatımda en cok mum yaktigim dönem oldu sanirim. Araligin ilk 2 haftası da kizim hastaydı. Noele kadar olan zamanda sürekli deliler gibi yağmur yagdigi icin eve tikilip kaldık. Noel tatili boyunca da o kadar cok yağmur yağdı ki, bazı yerler sular altinda kaldi, sehrimizdeki bazı evlerin tahliye edilebilme ihtimali dogdu, bir sürü insan bana iyi misiniz diye mesaj attı. Iyiyiz. Şimdilik...<br /><div style="text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxZ-jMa9X0EBjng-TtKEw0koP_ITbqwHyGwZs40yDbon6VdpEX8sTS7g0OVMBLEvHrTwQDDWsxRPYeAdk9sl4DdSt2zDQJGVgKIeQLiqYhSwAjTUsvZdZ8i8pawwUQJbNHhG7VtKwNyPECLWG1bdpsqX6p6peipPFPkS5cUgoxwIAy2djlEeJYaimYzYsX/s2000/8023FD29-3C2C-4309-93AC-662223442E6E.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2000" data-original-width="1125" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxZ-jMa9X0EBjng-TtKEw0koP_ITbqwHyGwZs40yDbon6VdpEX8sTS7g0OVMBLEvHrTwQDDWsxRPYeAdk9sl4DdSt2zDQJGVgKIeQLiqYhSwAjTUsvZdZ8i8pawwUQJbNHhG7VtKwNyPECLWG1bdpsqX6p6peipPFPkS5cUgoxwIAy2djlEeJYaimYzYsX/s320/8023FD29-3C2C-4309-93AC-662223442E6E.JPG" width="180" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgYYqVee4B2FrrATsytgzpy6z6RJmhrj1285t5KZG0p5c2W1GMVgDRO6OOE94V3JKT3HU_WZaRyrtswLS3G4XZO4VcNzX6sbBTAiW2ko4u9dGXoTcmapzDgiYwHEpsJfkymxQ8WOQgEI_H0d2LL4SgDMa_p7-tsKNB7TUN996UjSSCV7IvaTOSVIFzRtLi/s2000/897FD451-5D6E-472B-A472-3AE8382D36D8.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2000" data-original-width="1125" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgYYqVee4B2FrrATsytgzpy6z6RJmhrj1285t5KZG0p5c2W1GMVgDRO6OOE94V3JKT3HU_WZaRyrtswLS3G4XZO4VcNzX6sbBTAiW2ko4u9dGXoTcmapzDgiYwHEpsJfkymxQ8WOQgEI_H0d2LL4SgDMa_p7-tsKNB7TUN996UjSSCV7IvaTOSVIFzRtLi/s320/897FD451-5D6E-472B-A472-3AE8382D36D8.JPG" width="180" /></a></div></div>Döne döne gördüğüm kabuslardan biridir sudan kalmak. Bazen tsunami, bazen yükselen sular.<div><br /></div><div>Noelde, bir aksam hariç sofralarimin fotografini bile çekemedim. Gerci benim sofralarım da öyle hiçbir zaman dev özenilmiş, dev stil sahibi sofralar degil. Ama yine de her zaman belli bir sadelik ve güzellikleri oluyor.</div><div><br /></div><div>Bu yil devasa bir ağaç aldık, cok güzeldi. Alttaki süs gecen yil almistim. Bu yil aldiklarimin fotosunu çekmemişim ama onları da seneye çekerim. Genelde dizimin Advent takvimine koyuyorum. Hem ona hem bize hediye oluyor. <br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5UGwDScxCJcjOuD-dfOpqpajmTkmS-Y9yyo2YzZ5FzfJ0EUWJLwjXIpHb2qbTZMor8wNOPu6D-0bJySe9Yfr9ndLURE0LHY-BZda7swEJzQm2R6lvMHG7uEAnCGL2xYz7uRHYanxqzpHKAAD1GjglcClTy8pS6XPtgZZv49dl0KEFejGhh-iIdzcP_zPb/s2000/AA1CE3D2-E78E-4B76-A85B-64F4C6811620.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="2000" data-original-width="1125" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5UGwDScxCJcjOuD-dfOpqpajmTkmS-Y9yyo2YzZ5FzfJ0EUWJLwjXIpHb2qbTZMor8wNOPu6D-0bJySe9Yfr9ndLURE0LHY-BZda7swEJzQm2R6lvMHG7uEAnCGL2xYz7uRHYanxqzpHKAAD1GjglcClTy8pS6XPtgZZv49dl0KEFejGhh-iIdzcP_zPb/s320/AA1CE3D2-E78E-4B76-A85B-64F4C6811620.JPG" width="180" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwRvUyxiESKyhjo2-UU9IFAbMEuO6DlplNBeA06-7h1vrMf4uKdvoup_uYEviXpG54qWGaSAqvRWQRVM2c47vhHo8YZbePMbwCJiu1-Ki6B84aeuK9vxBuh-bFEPdvBnfXPiAmMGf9oPuAzJiKsIRmBUtX99lXk5tg7TGciPUviLN32DC9DVNdHBFzuRwZ/s2000/BAA17C25-B048-4BAF-9FEC-410E0E3F3E37.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="2000" data-original-width="1125" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwRvUyxiESKyhjo2-UU9IFAbMEuO6DlplNBeA06-7h1vrMf4uKdvoup_uYEviXpG54qWGaSAqvRWQRVM2c47vhHo8YZbePMbwCJiu1-Ki6B84aeuK9vxBuh-bFEPdvBnfXPiAmMGf9oPuAzJiKsIRmBUtX99lXk5tg7TGciPUviLN32DC9DVNdHBFzuRwZ/s320/BAA17C25-B048-4BAF-9FEC-410E0E3F3E37.JPG" width="180" /></a><br />Cok mum yaktim demistim, degil mi? Alttaki de mutfağımdan. <br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNIuQ4VK-gOOskUuzwyB7irpoQdg0yFkXDGwpRgT_LJihOEv9g5F_g0_gz3kh5sbqQnDpSzGRTZNbsCiCQOZL4FjVIYaF1NNrP5rDkvrPqYG0qcPJEIJS_ifzfSXhhTCwnPuN_ozw59sW2RNGVuh-B4OHeKcsmmD5ql7eHmU6fRA_7RZd4gYO5pDSYFC7i/s4032/IMG_0649.heic" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3024" data-original-width="4032" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNIuQ4VK-gOOskUuzwyB7irpoQdg0yFkXDGwpRgT_LJihOEv9g5F_g0_gz3kh5sbqQnDpSzGRTZNbsCiCQOZL4FjVIYaF1NNrP5rDkvrPqYG0qcPJEIJS_ifzfSXhhTCwnPuN_ozw59sW2RNGVuh-B4OHeKcsmmD5ql7eHmU6fRA_7RZd4gYO5pDSYFC7i/s320/IMG_0649.heic" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwweZ3cvNGyt8JAQRJMZB1cvXTpHLcS-MDv785UNDfUg_s2v8N3ehUarJByJcjGWT59dIx6N8CPPwUd8R1b-4zVHEi5VhF_gnfiHlJ3wFSH4JIdTvhOX9IyMOShIV0kqfY3dVQJtoZPIIEuO-N8cVK3elZKNcB-sR1HD6Whaaw-66YwHnKeT7JN7Bfvvq_/s4032/IMG_0763.heic" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwweZ3cvNGyt8JAQRJMZB1cvXTpHLcS-MDv785UNDfUg_s2v8N3ehUarJByJcjGWT59dIx6N8CPPwUd8R1b-4zVHEi5VhF_gnfiHlJ3wFSH4JIdTvhOX9IyMOShIV0kqfY3dVQJtoZPIIEuO-N8cVK3elZKNcB-sR1HD6Whaaw-66YwHnKeT7JN7Bfvvq_/s320/IMG_0763.heic" width="240" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiGjAF9owo5dvESsoeOxmIvY8RSypVj4LJ_GHoY1HGgLcOoIbCSqKMHUc8_7_5O7MBlmfOxiwp0y_YIrHFHugfq8OGUNITCm3cbVbzgGy5PWu6C4KxOk_UXuWJvuzVgiQryFHtbRDo3hHqAJfbRqRDVh9HbjttRnXnj8U0SBo4c4PiUR6Rvktu0ErflzFO/s4032/IMG_0775.HEIC" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiGjAF9owo5dvESsoeOxmIvY8RSypVj4LJ_GHoY1HGgLcOoIbCSqKMHUc8_7_5O7MBlmfOxiwp0y_YIrHFHugfq8OGUNITCm3cbVbzgGy5PWu6C4KxOk_UXuWJvuzVgiQryFHtbRDo3hHqAJfbRqRDVh9HbjttRnXnj8U0SBo4c4PiUR6Rvktu0ErflzFO/s320/IMG_0775.HEIC" width="240" /></a></div>Kendime noel brosu aldim.<br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj5AmvGbxFdXtE9bWuyWC4JqFaLAbRoPjaeeXjMFnccMdEK4RoQRlSPhOTp8WhT0OfzO-Zj7Io2m_1z16S7gVOa3ugyvRRky43nsXeNCRnT2ydNgFHbKHjLHcKLNMx1JcMyyoKMub8HBUUQjUOnWslslAuzKw6jK74dSl5FgbtCDrgx_5LjD_sFZExAWY-3/s4032/IMG_0865.heic" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj5AmvGbxFdXtE9bWuyWC4JqFaLAbRoPjaeeXjMFnccMdEK4RoQRlSPhOTp8WhT0OfzO-Zj7Io2m_1z16S7gVOa3ugyvRRky43nsXeNCRnT2ydNgFHbKHjLHcKLNMx1JcMyyoKMub8HBUUQjUOnWslslAuzKw6jK74dSl5FgbtCDrgx_5LjD_sFZExAWY-3/s320/IMG_0865.heic" width="240" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNCkRu6abgD9TErWHiiGI4oeRtLx5L-UMOvDIyUYu69r_qF4SCSOp3ADXn9YanT9y-XBsOP6R-_e1zt-CLk_y3GLMUknsbNMp9RHGRRH0F9JncL5-bwTkd9vAfL1cRrKitcWdKQmMmJEjoh3UEbZuht-pmoy6_r1SosDSrhsd-kz_baSxx3GhyphenhyphenoEyBJarK/s3088/IMG_0874.heic" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3088" data-original-width="2316" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNCkRu6abgD9TErWHiiGI4oeRtLx5L-UMOvDIyUYu69r_qF4SCSOp3ADXn9YanT9y-XBsOP6R-_e1zt-CLk_y3GLMUknsbNMp9RHGRRH0F9JncL5-bwTkd9vAfL1cRrKitcWdKQmMmJEjoh3UEbZuht-pmoy6_r1SosDSrhsd-kz_baSxx3GhyphenhyphenoEyBJarK/s320/IMG_0874.heic" width="240" /></a></div>Güzel proseccolar ve kirmizi saraplar ictim. Noel arifesinde yemeği ben yaptım, birinci günü esim. Yilbasinda da ana yemeği o, yancilari ben. Ama ondan da foto yok. <br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiONMtV9cApX5ECVuUB35oxnsHmNvk7ZDX5cUQozGIg9snXNGF7cev3HeFp-dDk2NtYuLOnSUIu4MSfQqK3V1dX91vaVpewvNkr3SxXaDedUF1kgmYKdpGMcxQZcfW8qVtqPD8VSJQRCkrYOQzKAG62jnfn0RijfoovSxjj26YrlZJAfIbnwXKqgTlS3Dm-/s4032/IMG_0881.heic" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiONMtV9cApX5ECVuUB35oxnsHmNvk7ZDX5cUQozGIg9snXNGF7cev3HeFp-dDk2NtYuLOnSUIu4MSfQqK3V1dX91vaVpewvNkr3SxXaDedUF1kgmYKdpGMcxQZcfW8qVtqPD8VSJQRCkrYOQzKAG62jnfn0RijfoovSxjj26YrlZJAfIbnwXKqgTlS3Dm-/s320/IMG_0881.heic" width="240" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh79NU9gpTzy-z_hF1h2JizyUB8EeIU6dyFlZ37ErQKXZh5P-LpNLfhzg3JN-oBDGPe5_7MGi3at-aUtrp8vxJL6gHalRFRwVM3MBq15UPIr5rZyMhVhEW0ZFknxNrlepaIfojugu8qrvnkwcFmwgFwK5QljZcwdC-64SeJZzm1yf4v9sMI4wY-HbLGZ_1A/s4032/IMG_0884.heic" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh79NU9gpTzy-z_hF1h2JizyUB8EeIU6dyFlZ37ErQKXZh5P-LpNLfhzg3JN-oBDGPe5_7MGi3at-aUtrp8vxJL6gHalRFRwVM3MBq15UPIr5rZyMhVhEW0ZFknxNrlepaIfojugu8qrvnkwcFmwgFwK5QljZcwdC-64SeJZzm1yf4v9sMI4wY-HbLGZ_1A/s320/IMG_0884.heic" width="240" /></a><br /><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">14 yil önceki beni yazacaktım, buralara kadar geldim. Özlemisim böyle her telden boş yazismalarimi. </div><p><br /></p></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br />Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-25937075723412233452024-01-08T12:06:00.003+01:002024-01-08T12:12:29.786+01:00Almanya'da Neler Oluyor?<p>Kizim 27 Aralik'tan beri hastaydı. Bugün iki haftalık Noel tatili sona erdi ve okullar yine acildi. Hastaligi tekrar etmesin diye sabah okula arabayla götürmek istedim. "Anne hayir ciftciler gösteri yapıyorlar, cok trafik oluyor, geç kalırım" diye epey evham yaptı. Hemen baktık internetten evet bugün de varmış protestoları, traktörleri ile tüm yollar kapatıyorlar, peki tamam cok iyi giyin bisikletle git dedik.</p><p>Evet bunca girizgah Almanya'daki çiftçi protestolarını anlatmak icindi. Fakat günlük hayatimizi ne kadar cok etkilediğini de göstermek istedim önce.</p><p>Tabi protestocular sadece ciftciler degil. Kamyon şöförleri ve demiryolu çalışanları da ücret ve çalışma koşullarından tarımsal sübvansiyonlardaki kesintilere ve yol geçiş ücretlerindeki artışa kadar uzanan şikâyetler nedeniyle bu hafta Almanya çapında düzenlenen protesto gösterilerinde grev tehdidinde bulunanlar arasında yer alıyorlar.</p><p>Öncelikle hatırlarsanız 4 yil önce, Merkel CDU'ya veda etmişti ve secimlerin sonucunda Sosyal Demokrat Parti olan SPD, Yesiller ve neoliberal FDP'den olusan koalisyon SPD lideri Olaf Scholz önderliğinde Almanya'yi yönetmeye bslamisti. Tarim Bakani da Yesiller'den Cem Özdemir. bu arada Kolalisyonun performansından Alman seçmenlerin %82'si ya kismen ya da tamamen memnun değil. Bu sınıfta kalmış sol koalisyonunun da radikal sağcı parti AFD'nin yükselisinde pay sahibi oldugu bilgisini gelecek icin akılda tutun. Bununla ilgili bir yazıda <a href="https://www.theguardian.com/world/2024/jan/07/germany-mass-strikes-far-right-afd" target="_blank">surada</a>.</p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1cPZSrFdJ1Vm6wl0gi4rlMrTilEpXzMEUezkBHMn_jsjdCMZJLeAb1SovKaHIu1bQUD0MPBhrIAyCEb_vl1dJl8J1kB9ITqF0rWx4AsbCRMeuEWkGr3ev3HPjQLUTmViXEXCm36MRE3xG-fR9pmAegukeSB694dKxC8jpHArTyvmQStaBVmww87JRxUOG/s700/5500.jpg.webp" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="420" data-original-width="700" height="192" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1cPZSrFdJ1Vm6wl0gi4rlMrTilEpXzMEUezkBHMn_jsjdCMZJLeAb1SovKaHIu1bQUD0MPBhrIAyCEb_vl1dJl8J1kB9ITqF0rWx4AsbCRMeuEWkGr3ev3HPjQLUTmViXEXCm36MRE3xG-fR9pmAegukeSB694dKxC8jpHArTyvmQStaBVmww87JRxUOG/s320/5500.jpg.webp" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">AFD, çiftçilere sizi destekliyoruz pankartı acmis.</td></tr></tbody></table><p>Koalisyon ülkenin mevcut sorunlarının çoğunu devraldı ve bunları düzeltmek için büyük reformlar vaat etti. Merkel'in de gencler tarafından en cok eleştirildiği konulardan biriydi modernleşememek, özellikle dijitalleşme konusunda geri kalmak ve fazla muhafazakar olmak. Dolayisiyla bu vaadler getirdi bu partileri de yönetime. Ancak Covid, Ukrayna'ya destek ve enerji krizi vs. bu modernleşme vaadini büyük ölçüde zorladı. Ayrıca <a href="https://www.theguardian.com/commentisfree/2023/nov/13/germany-jewish-criticise-israel-tv-debate" target="_blank">su yazıdan</a> da anlayacaginiz üzere yeşiller ifade özgürlüğü hususunda da hayal kirikligi yarattılar. Tabi bu pek kimsenin umrunda degil ama ben belirtmiş olayım.</p><p>Uzun süredir Avrupa'nın güç merkezi olan Almanya, bölünmüş ve etkisiz görünen bir hükümetle birlikte ekonomistlerin "A<b><u>vrupa'nın hasta adamı</u></b>" olarak anılmasına yol açan kısa vadeli ve daha derin yapısal sorunların güçlü bir karışımıyla mücadele ediyor. Almanya'da neden hasta adam oldu peki? Asagidaki videolar size biraz bilgi verecektir.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/q2-0OTx004k" width="320" youtube-src-id="q2-0OTx004k"></iframe></div><br /><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/jBdyqE20smI" width="320" youtube-src-id="jBdyqE20smI"></iframe></div><p>Bu genel bilgilerden sonra, gelelim eldeki probleme:</p><p>1. Almanya'nın ulusal denetim ofisi, tamamı devlete ait olan demiryolu ağı Deutsche Bahn'ı, 30 milyar Avroluk borçları ve son sekiz yılın en düşük dakiklik seviyeleri ile kalıcı bir kriz içinde olarak tanımladı.</p><p>Sendikalara göre bunun sorumlusu onlarca yıldır yapılan yetersiz yatırımlar. Tren Makinistleri Sendikası (GDL) 8 Ocak'tan itibaren "sınırsız grev" çağrısında bulunarak, özellikle haftada 38 saat yerine 35 saat çalışma talebi nedeniyle büyük aksamalara neden olabilecek.</p><p>2. Perşembe günü hükümetin kısmi U-dönüşüne rağmen çiftçiler, tarım sektörü desteğinde planlanan 900 milyon Avroluk kesintinin bir parçası olarak dizel sübvansiyonlarının ve tarım araçları için vergi indirimlerinin azaltılması planlarına karşı protestolarına devam ediyor.</p><p>Çiftçiler, planlanan kesintilerin geçim kaynaklarını ve Alman tarımının rekabet gücünü tehdit edeceğini söylüyor ve 8 Ocak'tan itibaren "ülkenin daha önce hiç yaşamadığı bir şekilde her yerde var olacakları" uyarısında bulunuyor.</p><p>3. Nakliyeciler/kamyon şöförleri daha yüksek geçiş ücretleri için ayaklanırken, 9 Ocak'tan itibaren bazı doktorlar, mesleğinin üzerindeki fazla yükler sebebiyle daha fazla devlet desteği taleplerini desteklemek üzere muayenehanelerini kapatmaya karar verebilirler.</p>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-26492273645672551642024-01-04T20:19:00.004+01:002024-01-06T01:10:34.524+01:00Sicak Süt ve Diger Seyler<p data-pm-slice="0 0 []">Ocak ayinin dördüncü gününden merhaba!</p><p>Ocağın dördünde oldugumuzu anlamam icin takvimime bakmam gerekti cünkü neredeyse ayin ortasına gelmişiz gibi hissediyorum. Oysaki sadece dört gün gecmis yilbasi kutlamamızdan beri. Ocak ayi uzun olacak belli ki. </p><p>"Ocak ayı" ifadesini yazarken bilgisayarın otomatik düzeltme özelliği, "Ocak Ayı" ifadesindeki "a" harfini büyük yapması, Instagram'da gördüğüm bir kitap önerisini hatırlattı; kitap, bir kadının ayıyla olan ilişkisini konu alıyordu. Bu tür konular insanın zihninden uzun süre çıkmıyor ve ara ara rahatsız edici imgelerle zihnimizi meşgul ediyor. Maalesef. Umarım politik doğruculuk, hayvanlarla cinsel ilişkiyi de normalleştirmeye kalkmaz. Gerçekten bu kadar liberal olmaya gerek yok bence.</p><p>Büyük Defter üçlemesi de bu konuda düşündüren kitaplardan biri oldu açıkçası. Kitabı bitirdikten sonra, Başak'la konuştuğumuzda, bende iki konunun havada kaldığını ifade ettim. Eksi Sözlük'te okuduğu yorumlara göre, tam da o kısımların sansürlendiğini belirtti. Kitabın Almanca versiyonunu okuyarak, sansürlenen kısımları inceledik ve birinin hayvanla cinsel ilişki, diğerinin ise pedofiliyle ilgili olduğunu gördük.</p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEir8uwJCcPq6EYLKrzINqLnab8kFXuOwdCMd22u7W79XUpTt4tnmyV32Ad9E3zmWSdu52yQU0tQq_Q9Q0M68fEJRCHQ_tG1agy3FfNU_x7AkNV9_NkiR716riblIaVTlpsHcXtjjf6NpohAI_GbquuxxC3g20cqhAGtmIce0ApL44efL6JQa7535aXxXstY/s960/52d0a8f70d56c0553597c346fb4a8a75.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="960" data-original-width="960" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEir8uwJCcPq6EYLKrzINqLnab8kFXuOwdCMd22u7W79XUpTt4tnmyV32Ad9E3zmWSdu52yQU0tQq_Q9Q0M68fEJRCHQ_tG1agy3FfNU_x7AkNV9_NkiR716riblIaVTlpsHcXtjjf6NpohAI_GbquuxxC3g20cqhAGtmIce0ApL44efL6JQa7535aXxXstY/s320/52d0a8f70d56c0553597c346fb4a8a75.jpg" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: x-small;">Angela Barrett, Snow-White, 1993</span></td></tr></tbody></table><p>İlk başta sansüre karşı çıktım çünkü anlam bozulmuştu. En azından yayınevi sansür uygulanmadığını belirtmeliydi. Ancak, kitapta detaylı olarak işlenen hayvanla cinsel ilişki ve pedofili gibi suçların detaylı bir şekilde anlatılıp anlatılamayacağı konusunda düşünmeye başladım. Burda yazarın bu eylemleri övmek gibi bir derdi olmadıgı kesin. Tasra yaşamına ait bir gercek olarak anlatılan bir olgu. </p><p>Fakat, geçtiğimiz günlerde, Fransız bir yazarın pedofili içeren kitaplarıyla ilgili Instagram'da gördüğüm bir paylaşım da beni düşündürdü. Yazarın katıldığı bir televizyon programında, bir grup erkeğin 15 yaşında kızlarla cinsel iliskinin dünyanın en normal şeyiymiş gibi bahsetmesi beni dehşete düşürdü. Kaldı ki 15 yaşındaki kızlarla ilişki Fransa'da yakin zamana kadar yasalmış (patriyarkanin uçkuru söz konusu oldugunda rızanın imalatı dünyanın her yerinde ne kadar da kolay). </p><p>Sonuc olarak bu durum, toplumdaki cinsellik algısının ve normlarının değiştiği, hatta çürümeye başladığı hissini uyandırıyor bende. Huxley'in Cesur Yeni Dünya'sına anımsayarak, günümüzdeki toplumsal normların değişimini ve cinselliğin açık bir şekilde ele alınmasının getirdiği riskleri düşündüm. Bu duruma sebebin köksüz bireylere ürün pazarlamanın birbirine bağlı topluluklara pazarlamaktan daha kolay oldugunu göz önünde bulundurarak aile yapisini, genel ahlaki ve toplulukları un ufak eden<a href="https://eksisozluk111.com/entry/159578516" target="_blank">*</a> neoliberalizm oldugunu düsündüm.</p><p>İnsanların özgürlükleriyle toplumsal normlar arasında sağlıklı bir denge kurmak ne kadar da zorlaşıyor, değil mi? Çünkü bir yanda senelerce hor görülmüş ve bastırılmış LGBT+ hakları ve kadın cinselliği ve tüm bu grupların haklı meşrulaşma çabası, diğer yanda da bu kırılgan ve yeni edinilmiş haklara zeval getirmeden bir distopyaya doğru yozlaşmakta olan cinsellik meselesini ele almak ve toplumun en yüksek faydası doğrultusunda sınırlamak, keskin bir kılıç üzerinde buz pateni dansı yapmak kadar zor (Bu lafın dogrusu neydi yahu?).</p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXs6tO4cB21S-QuPLEnentOSCACXy-Dfw8TGchiRrsnR3NQ_hx2uDcemQmvY_H6syl43snUqbJgpfd0zL8uzn0D4DgGOvOwsZa-TDvXdQDKV_yk7_FHesE0wYakSzwxiv0OJDUDGT1ZAA13RBIBQlrafIKxkB_cZR8Jx-FjypSbDMxiVLhdHEiKtRwueSQ/s800/apple-offered.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="600" data-original-width="800" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXs6tO4cB21S-QuPLEnentOSCACXy-Dfw8TGchiRrsnR3NQ_hx2uDcemQmvY_H6syl43snUqbJgpfd0zL8uzn0D4DgGOvOwsZa-TDvXdQDKV_yk7_FHesE0wYakSzwxiv0OJDUDGT1ZAA13RBIBQlrafIKxkB_cZR8Jx-FjypSbDMxiVLhdHEiKtRwueSQ/s320/apple-offered.jpg" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: x-small;">Angela Berrett</span></td></tr></tbody></table><p>Son haftalarda düşündüklerim bunlarla sınırlı kalmadı, elbette. Eşimle birlikte Netflix'in yeni animesi "Mavi Gözlü Samuray"ı izledik. Fazla şiddet dolu bulsak da, çizgi film olmasına rağmen Japonya'nın güzelliklerini agzimiz acik izledik. Diğer bir cinsellik meselesi de Japon kültürüne ait. Bu kadar onurlu, muhafazakar ve saygılı bir toplumun, cinsellik konusundaki sınırları zorlayan yönleri oldukça ilginç. Eminim bu konuda yazılmış doktora tezleri ve araştırmalar vardır. Bir ara bir araştırma yapmak faydalı olabilir. Gay evliliğinin örneğin Almanya'da yasal olmasına rağmen toplum tarafından tam anlamıyla kabul edilmemesi, Japonya'da yasal olmamasına rağmen toplumun açık fikirli bir şekilde kabul etmiş olması da belirtmeden geçemeyeceğim bir çelişki.</p><p>2023'ün son günlerinde okumaya basladigim Deborah Levy'nin Türkçe'ye "Sıcak Süt" adıyla cevrilen "Hot Milk" adlı romanını bitirdim. Kitap 2016 yılında Man Booker ödülüne aday gösterilmiş. Ama bence cok daha fazlasını hakeden bir roman. Derdini sessizce, usulca ama bazen keskin bir bıçakla yüreginizi delerek anlatan bir roman.</p><p>Kitap, ana karakter Sofia'nın, annesi Rose ile birlikte İspanya'nın kıyısındaki bir sahil kasabasına gelmesini konu alır. Rose, gizemli bir hastalığa yakalanmıştır ve yürüyemez durumdadır. Sofia, annesini sorunun kökenini bulmak amacıyla Armeria'daki Gomez kliniğine getirir.</p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEict1EgccTXcKuulctTL4fJWWHh3nJfIXIPOF_pGpQ9ra5IHikGbcG3hSo_OVGxCGP1YM64siZ-pazZGJwM6eHicsMcngCDJcOf09vOpn6uZUd55NgPgr3Bp91YQykj3kzrq8OerjaOnwuFpwSCL0MWty4_0LSo8crhg5nOYchu44HpfYPNObPTz5D2yxgy/s720/Angela-Barrett-006.jpg.webp" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="291" data-original-width="720" height="129" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEict1EgccTXcKuulctTL4fJWWHh3nJfIXIPOF_pGpQ9ra5IHikGbcG3hSo_OVGxCGP1YM64siZ-pazZGJwM6eHicsMcngCDJcOf09vOpn6uZUd55NgPgr3Bp91YQykj3kzrq8OerjaOnwuFpwSCL0MWty4_0LSo8crhg5nOYchu44HpfYPNObPTz5D2yxgy/s320/Angela-Barrett-006.jpg.webp" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;">Angela Berrett, The Hidden Haus, 1990</span></td></tr></tbody></table><p>Hikaye, aile ilişkileri, kadınlık, kimlik ve güç dinamikleri gibi temaları işler. Sofia'nın kendi kişisel gelişimi ve annesiyle olan karmaşık ilişkisi kitap boyunca derinlemesine incelenir. "Sıcak Süt," sürükleyici bir atmosfer ve simgesel bir dil kullanarak, okuyuculara duygu yüklü bir deneyim sunuyor. Ama bundan fazlası var. Karakter gelişimi, bırakmayı gerektirir. Bu aslinda bırakmanın romanidir. Sofia'nin annesi Rose'u birakabilmesinin romanidir. </p><p>Sofia, “[Annemin] hayatımı gasp eden bir gangster olduğunu hissediyorum” der bize. “Anneme olan sevgim balta gibi. Çok derin kesiyor.” Sofia'nın annesine karşı duyduğu derin sevgi ve aynı zamanda onun hayatını olumsuz etkileyen bir güç oldugunu anlamasi ve bu hislerinin arasındaki çatışma, ne kadar da tanıdık degil mi?</p><p>Yaz aylarında geçen hikaye, normalde neşeli olan Akdeniz atmosferini, Sofia'nın bu ic catismalari ve annesinin hastaligi araciligiyla Sofia'ya soluksuz bırakmasiyla birlikte kasvetli bir hale dönüştürüyor.</p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBoSHjjeWCGBzsKiQaBYMeJB3m_nAwwjMFTJsjnzNJ_FbltrA2cfIY-UjKvtO0AWTe6namCjOVOvSzKN0Y9b7XLza88DZEkiR8BMudLeQfDpcNlt8d_dYKeFb9UWs686hlG4K8Pqc2sj9NJLDCsGfiCfCrua1YWWZHdP3mrz1qhFsbxOyyXEczp1WcYvmV/s720/Angela-Barrett-008.jpg.webp" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="434" data-original-width="720" height="193" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBoSHjjeWCGBzsKiQaBYMeJB3m_nAwwjMFTJsjnzNJ_FbltrA2cfIY-UjKvtO0AWTe6namCjOVOvSzKN0Y9b7XLza88DZEkiR8BMudLeQfDpcNlt8d_dYKeFb9UWs686hlG4K8Pqc2sj9NJLDCsGfiCfCrua1YWWZHdP3mrz1qhFsbxOyyXEczp1WcYvmV/s320/Angela-Barrett-008.jpg.webp" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: x-small;">Angela Barrett, Snow White, 1993</span></td></tr></tbody></table><p>Yazarin, kisilerin ailelerinden kaçıp yasamlarinin geri kalanlarını onlari unutarak harcaması ile bir derdi var. Dolayisiyla bu Sicak Süt'ün de meselesi. Sofia’yı kötürümleştiren, taş kesilmesine neden olan Medusa’lar sadece annesi, annesinin rahatsızlığı değil kendi tutumlarıdır aynı zamanda<a href="#" rel="noopener noreferrer nofollow" target="_blank">*</a>. Gomez'in ifadesiyle, Sofia'nın annesini bir kalkan gibi kullanarak gerçek hayattan kaçma eğilimiyle yüzleşmesi, hikayenin temel dinamiğini oluşturur. Tam da bu yüzden, "Sıcak Süt," sadece bir büyüme hikayesi değil, aynı zamanda geçmişi bırakma ve gerçek bir yaşam sürme çabasını anlatan güçlü bir hikayedir.</p><p>Beni çarpan diger bir mesela de Sofia'nin “Babam sadece kendi çıkarına olan şeyler yapar,” demesi üzerine üvey annesinin: “Bana deliymişim gibi bakıp güldü. ‘Neden kendi çıkarına olmayan şeyler yapsın ki?” demesi ve Sofia'nin "Cikarima olmayan seyler yapıyor muyum?" diyerek kendini kolla(ya)mayisiyla yüzleşmesi benim de kalbime bıçak sokan cümlelerden biriydi.</p><p>“Kendi çıkarına olmayan şeyleri yapacak kadar nezaketin sütüyle dolu değil memeleri. Babamınkiler de değil. Onların yaşadığı mükemmel bir eşleşme, üstelik bir de dünyalarını benimkinden daha güvenilir hale getiren bir tanrıya iman ediyorlar.”</p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj60GBPW8OSibMYXRwusEcOz6r8DETj5niatm8xO1hXDH_K3muj26cbaqr9XEWB_qKlVu5UBaaa2A9SKwhpmy_38JPuQ1z4n3e4snt48Qfe2RNmI7dnJMYwlI_ZGXejj7hZ4k9nIo6dLYhhnPIqUk1sLPT-7X6-qeevvK1ZbuofpnlbFDUUXZfJPMAJagJ2/s720/Angela-Barrett-009.jpg.webp" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="319" data-original-width="720" height="142" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj60GBPW8OSibMYXRwusEcOz6r8DETj5niatm8xO1hXDH_K3muj26cbaqr9XEWB_qKlVu5UBaaa2A9SKwhpmy_38JPuQ1z4n3e4snt48Qfe2RNmI7dnJMYwlI_ZGXejj7hZ4k9nIo6dLYhhnPIqUk1sLPT-7X6-qeevvK1ZbuofpnlbFDUUXZfJPMAJagJ2/s320/Angela-Barrett-009.jpg.webp" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: x-small;">Angela Barrett, Snow White, 1993</span></td></tr></tbody></table><p>Deborah Levy bu cümlelerle bize hem kendimizi kollamamizin önemini hem de sadece kendini kollayan insanların bencilliğini öyle güzel anlatıyor ki. Sessizce ve usulca. Sofia'nin kendi kollamamasinin diger bir yansıması da sinirlerinin olmaması. Bakiniz bu cümlelerle de sokulan bıçak döndürülmek suretiyle okuyucunun kendi sinirsizliklari ile de yüzleşmesini usulca sağlıyor yazar.</p><p><i>Ingrid Bauer’i anlamaya başlamıştım. Beni her seferinde öyle veya böyle bir köşeye atıyordu çünkü sınırlarımın kumdan yapıldığını biliyordu. Ona izin veriyordum. Evet, ona dile getirmediğim bir rıza gösteriyordum çünkü benim çıkarıma olmayacaksa bile bundan sonrasını bilmek, yaşamak istiyordum. Kendine zarar veren biri miyim ben, acınası şekilde etkisiz ya da boş vermiş biri? Belki sadece bir denek ya da işinde gücünde bir kültür antropoloğuyumdur. Yoksa yalnızca âşık mıyım?”</i></p><p>Sofia'nin dile getirilmeyen öfkesi, benim dile getirdiğim öfkeme ragmen kendimi kollamamam ve sinir cizememis olmam hala canimi acıtıyor zaman zaman. Tamam artık anladın önüne bak desem de kendime, canimin acısı hala dinmedi. Kendime ettiklerimin acisini hala dinmedi. Bu kitabi belki de o yüzden cok sevdim.</p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxzTcV67tdVTRjLh3347l8BW2GekhGDnhT7gyfjRJuTfLRcWGrC-_l9cx9oEl-WWQuZb7d0Ym1eA5ae__Rl67oJB7kMjzR0EWVjj3owjawq6d5SJHkyw6i4An1TKIxhv2R2b3R_JH6N67SW9daAY_zZWqnD2Gp9XoowfX0q_f5cI2yPczKxdzHvLF-nyg6/s720/Angela-Barrett-013.jpg.webp" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="447" data-original-width="720" height="199" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxzTcV67tdVTRjLh3347l8BW2GekhGDnhT7gyfjRJuTfLRcWGrC-_l9cx9oEl-WWQuZb7d0Ym1eA5ae__Rl67oJB7kMjzR0EWVjj3owjawq6d5SJHkyw6i4An1TKIxhv2R2b3R_JH6N67SW9daAY_zZWqnD2Gp9XoowfX0q_f5cI2yPczKxdzHvLF-nyg6/s320/Angela-Barrett-013.jpg.webp" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;">Angela Barrett, Snow White, 1993</span></td></tr></tbody></table><p>Ve son olarak Gomez'in de cok yerinde ifade ettigi gibi ölülerimizin yasini tutmalıyız ama hayatimizi ele geçirmelerine izin vermemeliyiz. </p><p>Sizlere dün gece izlediğim Bir Düsüsün Anatomisi hakkında da yazmak istiyordum, ancak yazı zaten fazlasıyla uzun oldu. O da bir sonraki sefere kalsın. </p>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-45378497115098731612023-12-30T22:33:00.010+01:002023-12-30T23:08:13.701+01:002023 En'lerim<p data-pm-slice="0 0 []">Bu yılın en özel ve unutulmaz anlarını ve favorileri....</p><p><strong>Parfüm:</strong> Megamare Orto Parisi. Bu yıl, hangi ülkede olursam olayım, her ortamda bu parfümü soran en az bir kişi oldu. Ne zaman siksam mutlaka birilerinin soracagini biliyorum.</p><p><strong>Saç Bakımı:</strong> Le Labo Hair Mask, saçlarımı gençlik günlerimdeki gibi parlak ve sağlıklı yaparak beni büyüleyen bir ürün oldu. Kokusu ise tam bir bonus!</p><p><strong>Cilt Bakımı:</strong> Luvly yüz masajı ve yüz yogası app'i, cildimi 15 günde yeniden canlandırıp, meditasyon etkisiyle rahatlatan bir mucize. Bir de Drunk Elephant'in C vitaminli göz kremi.</p><p><strong>Makyaj:</strong> Westmann Atelier, fondoteninden farlarına kadar her ürünüyle beni etkileyen bir marka oldu. Özellikle high lighteri favorim!</p><p><strong>Moda:</strong> Xirene gömlekler ve Rag & Bone jean'ler, içinde kendimi güzel ve rahat hissettiğim en sevdiğim alışverişlerim oldu.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUuk2M7CVVruNEReSftXTldXNdKNxNgcepjwRfmnncFVpdQUb9Q6FYIi4JHZ0D_WqSWNWo5NtJKXQ3pwAO2O3Ce7fygbLEDh3oRZgchqQq4munrpPxmTCl5z1QcaZ6WC6KcV9AJGZCw4OqzrIQNHv_SdP2fNth5_kmiTDZyAvBCZ62fhauAVxbztbOGk0A/s1160/2340358F-1D23-40A5-9D01-FFCD068D7F42.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1160" data-original-width="1125" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUuk2M7CVVruNEReSftXTldXNdKNxNgcepjwRfmnncFVpdQUb9Q6FYIi4JHZ0D_WqSWNWo5NtJKXQ3pwAO2O3Ce7fygbLEDh3oRZgchqQq4munrpPxmTCl5z1QcaZ6WC6KcV9AJGZCw4OqzrIQNHv_SdP2fNth5_kmiTDZyAvBCZ62fhauAVxbztbOGk0A/s320/2340358F-1D23-40A5-9D01-FFCD068D7F42.jpg" width="310" /></a></div><p><strong>Tatiller:</strong> Güney Tirol'deki "La Dolce Vita" yılbaşı haftası, İsveç kırsalında doğayla bütünleşme anları, Corfu'nun turkuaz sularında yüzdüğüm sonbahar tatili ve kiz arkadaşlarımla sanki Ibiza'daymisim gibi eğlendiğim İstanbul seyahati en unutulmaz anılarım arasında.</p><p><strong>Sergi:</strong> Zeyrek Cinili Hamamı'ndaki "Kalıntıların Sifasi" sergisi ruhuma cok iyi geldi. </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWS7zrxlQfdVDDCul9-TO9VR9pow5J5oqKeHLnIo8Cni-5AQewaTPRTa6YU8Xo_XpPB4rGdt_Fd8-0OWSdivq-ltUseatunVchRrgylA8s81j1QhsemgQQmERI25ZOkM9_MlE2TmH_hC5uSNI2sc7u4ynczVA6DKr5cZh3VvwRYFDXHUCbrLSZB7nteL_x/s1600/27b202e8-2ac5-45bd-bd32-6fd068f04ec4.JPG" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="900" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWS7zrxlQfdVDDCul9-TO9VR9pow5J5oqKeHLnIo8Cni-5AQewaTPRTa6YU8Xo_XpPB4rGdt_Fd8-0OWSdivq-ltUseatunVchRrgylA8s81j1QhsemgQQmERI25ZOkM9_MlE2TmH_hC5uSNI2sc7u4ynczVA6DKr5cZh3VvwRYFDXHUCbrLSZB7nteL_x/s320/27b202e8-2ac5-45bd-bd32-6fd068f04ec4.JPG" width="180" /></a></div><p><strong>Kişisel Zafer:</strong> Hamburg seçimlerinde gece yarısı bodruma indirilen sandıkların eksik sayıldığını fark edip, kanun elimde, bir bodrum dolusu maco iktidar yanlısı adama karşı tek başıma mücadele ettiğim an, hayatımın en cesur anlarından biri oldu. Whats app grubundan destege cagirdiklarimdan biri sonradan bana "YSK başkanı sandim sizi" dedi. Cesaretimle yeniden kavuştuğumuz gecedir o gece. </p><p>Bu yil korka korka da olsa 43 yaşında kaymayı ögrendim. Hala trainersiz lift kullanma ihtimalim yok ama olsun cesaretimi seveyim.</p><p>Yillar sonra panayırda, saçma sapan dönen aletlerden birine bindim. Bir ara korkudan ya bayıldım ya da gercekten akısına bırakıp baska bir korku eksiğimi astım. Her halükarda essiz bir deneyimdi.</p><p><strong>Konser:</strong> Hamburg Elb Filarmoni'deki yeni yıl konseri, eşime aldığım noel hediyesiydi. İçimi dolduran müzik ve gülümsemelerle dolu bir anı. Anlatamacagim kadar güzeldi.</p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhn-c_I6e66UF6oFIy0HlqE10yNFl41gStIMVfZGK-21Ug8ijb6jxa7oEyx9NY_4SN_RdjdwLFEo5vTg2rpj3rsyEKD6CDVM9e0f9XNWhD_7da0xgHYgGqVaVwT4EJEGOT7HJXZMsxBVIt-uhoOyDJSc1-kFhwWK1p6eTDGVALA0W1i0c4voeb4Zp6BtthW/s4032/IMG_2785.HEIC" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="3024" data-original-width="4032" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhn-c_I6e66UF6oFIy0HlqE10yNFl41gStIMVfZGK-21Ug8ijb6jxa7oEyx9NY_4SN_RdjdwLFEo5vTg2rpj3rsyEKD6CDVM9e0f9XNWhD_7da0xgHYgGqVaVwT4EJEGOT7HJXZMsxBVIt-uhoOyDJSc1-kFhwWK1p6eTDGVALA0W1i0c4voeb4Zp6BtthW/s320/IMG_2785.HEIC" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Üstelik bu kadar geniş bir köse koltuğuna denk geldim</td></tr></tbody></table><p><strong>Yemekle Dolu Bir Yıl: Lezzetli Anılar</strong></p><p>2023, damak tadımı zenginleştiren bir yıl oldu. </p><p><strong>Semsa Denizsel'in Fava Tarifi: </strong>Bu yıl, Semsa Denizsel'in muazzam fava tarifiyle tanıştım. Yaptığım fava üzerine koyduğum kırmızı soğan turşusuyla birleşince, ortaya çıkan lezzet damağımda unutulmaz bir tat bıraktı. Bu basit ancak şahane kombinasyon, sofralarımın baş tacı oldu.</p><p>G<strong>üney İsveç'teki Uzak Doğulu Lokanta: </strong>Bir evin garajında işletilen bu Uzak Doğulu lokanta, uzun zamandır yediğim en lezzetli Asya yemeği oldu. </p><p><strong>Maastricht'teki Tapas Lokantası: </strong>Tesadüfen keşfettiğimiz Maastricht'teki tapas lokantasının, kalamarlarinin tadı damağımda hala canlı. </p><p><strong>Güney Tirol'deki OMA'nın Kaiserschmalz'ı: </strong>Kaldigimiz otelin sahiplerinin OMA'larının yaptığı Kaiserschmalz, Güney Tirol'deki kalmamızı unutulmaz kılan bir lezzetti. Aynı lokantanın gece yarısına doğru yaptığı "yat geber spagetti aioli"si, yeni yıl sabahı beyaz sosis ve bretzelli Bavyera kahvaltısı ile birlikte oyster ve şampanyalı kahvaltı su anda canimin istediği tek sey.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEioP3EFF3J9fX-BZlnJBWtu2tYbKtwQLzrfcfm00BlcopmaHhHYaKlCrAJW-KMzrFUwa3RXObiUgHYXfv0970L5Bz0m0vBLFBst9-wDVwdU1XMeuDZBBPtvtW5w5MhLOtTfKuiu_HkGqOkBc6W1nTaYaVDeWLIGfZo8kKMRiRGFXA8W8zInqVF_2a71VBC9/s1600/D9BE8477-741A-47F4-8E83-C7E08CD72E7B.JPG" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1280" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEioP3EFF3J9fX-BZlnJBWtu2tYbKtwQLzrfcfm00BlcopmaHhHYaKlCrAJW-KMzrFUwa3RXObiUgHYXfv0970L5Bz0m0vBLFBst9-wDVwdU1XMeuDZBBPtvtW5w5MhLOtTfKuiu_HkGqOkBc6W1nTaYaVDeWLIGfZo8kKMRiRGFXA8W8zInqVF_2a71VBC9/s320/D9BE8477-741A-47F4-8E83-C7E08CD72E7B.JPG" width="256" /></a></div><p>Hamburg'ta Cox Restaurant'in bu portakal aromalı profiterolünü de unutamadım </p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlu4Zj_Zi3cqUbiOo4Q0tIByKVbTA0Ae7tsd3lTg6jIZSentMWn7b18S06i2VbRWyPGbEdvBXtnU1sFxYldl_IT4a37i-Aa8tnRl29otrbrFza-qffQfj3LX-zyyKu2ien6M8yqsy_eYeHcl93IM-4ex-YaU1DjT27LaAy59zdX4ZuT2SV3Hw87uw9XPPT/s4032/IMG_3152.heic" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlu4Zj_Zi3cqUbiOo4Q0tIByKVbTA0Ae7tsd3lTg6jIZSentMWn7b18S06i2VbRWyPGbEdvBXtnU1sFxYldl_IT4a37i-Aa8tnRl29otrbrFza-qffQfj3LX-zyyKu2ien6M8yqsy_eYeHcl93IM-4ex-YaU1DjT27LaAy59zdX4ZuT2SV3Hw87uw9XPPT/s320/IMG_3152.heic" width="240" /></a></div><p></p><p>Yillarin hayali bu yil gercek oldu ve eksi mayalı ekmek yaptim. </p><p><strong>Kokteyller:</strong> Hamburg'da Le Lion - Bar de Paris'te içtiğim fesleğenli kokteyl ve İstanbul'da keyifle içtiğim pul biberli passion fruit kokteylleri, bu yılın favori içecekleri oldu.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjxwW7_FQdU3kp7JnMA9IjUhgAuwU0x_cV4Sr7SobCTKweL9veSDl-VisLVrUYrNTgAxC1y2MIiO5Fgdy2dR0IkrzkQklMRRIDpL-J2VbgD8mkdcjQ4TF3pB0iuHBeIYm0JraZL_cHlxioDl3vEeh4IbM5shMwfANn6PqzEw0cUURT8rsrvwf9F0hpB9F0/s4032/IMG_2817.HEIC" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3024" data-original-width="4032" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjxwW7_FQdU3kp7JnMA9IjUhgAuwU0x_cV4Sr7SobCTKweL9veSDl-VisLVrUYrNTgAxC1y2MIiO5Fgdy2dR0IkrzkQklMRRIDpL-J2VbgD8mkdcjQ4TF3pB0iuHBeIYm0JraZL_cHlxioDl3vEeh4IbM5shMwfANn6PqzEw0cUURT8rsrvwf9F0hpB9F0/s320/IMG_2817.HEIC" width="320" /></a></div><p>En cok Haya Molcho, Sinem ve Sanem'in enerjisini sevdim bu yil. Kardeşimin Montenegro'daki düğününde her sabah Arzu ve Sinem ne giymişler diye baktım. Ikisi de birbirinden tarzdi ama öyle Nisantasi kizi gibi degil normal insan tarzı. </p><p>Yine nefis filmler izledim ama en cok Jim Jarmusch'unkileri sevdim. En cok Vera ve esimle Ted Lasso izlemeyi sevdim. Dizimin artık benimle yetişkin dizileri izlemesini cok sevdim ama Friends'i Almanca izlemesine biraz bozuluyorum. Ingilizce izleyeceğimiz günleri sabirsizlikla bekliyorum. </p><p>Yili en cok Italya özlemi ile kapatıyorum. Su anda olmayi istediğim tek yer. </p><p>2023, benim için, cüret ettigim, yüzlestigim, büyüdüğüm, cok aci çektiğim, sen kahkahalarla cok güldüğüm, kendimi en cok sevdiğim ve kolladigim, dört yıllık ilerleyememenin sebeplerini anladigim, bir adet devasa "a ha moment" yasadigim, son dört yilin yasar gibi yapmasının sonuna geldiğimizde, henüz hala cok heyecanlanamasam da gercekten yeniden yasamaya basladigim ve birçok unutulmaz anı biriktirdiğim özel bir yıl oldu. 2024 cok cok daha iyilerini güzellerini getirsin. Bolluk ve bereket icinde cesaretle parladigimiz bir yil olsun. Bu yil basardigimiz, yasadigimizi tekrar hissettiğimiz, ilerlediğimiz, potansiyelimizi kullandigimiz, ne istediğimizi bildigimiz, harekete geçtiğimiz bir yil olsun. </p><p>Sizlerin bu yılki favorileri nelerdi?</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dzxG8ciPWeAoMhu3YZU3zqr_V2PH-AvmrPfVXRGpiQAxgV88zinHYsCblTc0nmOZrOsmC_l37iM-0Aya0pcng' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></div>PS: Söyle bir düsününce, aferin kiz gurur duydum bu yil seninle! <3Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-33715055442016025982023-12-28T12:46:00.004+01:002023-12-29T11:24:56.776+01:002023 Yilinda Okuyup Sevdiğim Kitaplar<p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">Bir sürü kitabi ayni anda okuduğum icin<span lang="DE">,</span> yine <span lang="DE">,</span>yil bitmeden bitiremedi<span lang="DE">gi</span>m onlarca kitabi<span lang="DE">m</span> var. Ama ben secimlerimi bitirdiklerim arasından yapacağım. Siralama en'lere göre degil. Goodreads listemi açtım ve ilk kitapla başl<span lang="DE">iyorum.</span></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><span lang="DE"><br /></span></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Theodore Zeldin, Conversation: How Talk Can Change Our Lives</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); white-space: pre-wrap;">Theodore Zeldin'in eserleri, sıradan konuları bile derin bir bakış açısıyla ele alarak günlük hayatımıza yenilik katan eserler. Bu kitap ise sohbetin hayatımızdaki dönüştürücü gücünü keşfetmemize yardımcı oluyor. Vedat Milor aracılığıyla keşfettiğim Zeldin'in eserleri, gerçekten de sıradan
konulara bile derinlik katabiliyor ve günlük yaşantımıza dair öğreneceklerimizin henüz bitmediğini bize
farkettiriyor. Bu<span lang="DE">, hepimizin cok iyi bildigimizi sandigimiz, </span>nasıl sohbet edeceğimiz olsa bile.</span></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); white-space: pre-wrap;"><br /></span></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Amor Towles, Moskova'da Bir Beyefendi</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); white-space: pre-wrap;">Towles'un kaleminden Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin günlük yaşamına dair bir bakış açısı sunan bu eser, karakterin hayat dolu zarafetiyle dikkat çekici. Yemek, şarap ve yaşamdan </span><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); text-indent: 36pt; white-space: pre-wrap;">aldığı zevklerle dolu bir karakterin hikayesi, keyifli bir okuma sunuyor.</span></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); text-indent: 36pt; white-space: pre-wrap;"><br /></span></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b><span style="background-color: white;">Grigoriy Petrov,</span></b><span style="background-color: white;"> </span><b>Beyaz Zambaklar Ülkesinde</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><a href="https://socialmariposa.blogspot.com/2023/03/tatminkar-bir-hayat.html" style="text-align: left;" target="_blank">Burada</a> detaylı <span style="text-align: left;">anlatamimi bulabilirsiniz. </span></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiF360oV0j8khbQut7Syz3PvplOa2pPnVjP9ht90JM60eWquNHRTKzDePrkOlGxEiQpUSftFIPZbJ-XzoF4-o1bAMCKgpYH223WlsWrMJEYmNwH3gC6PpRpJd7akM1WNpBJXmLgaHBiDMPesALW35rXEAF_moSJRGc5DfykBxd8vSvjb40jf69hm5-0JOpR/s1024/GettyImages-829647308.jpg.webp" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="665" data-original-width="1024" height="208" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiF360oV0j8khbQut7Syz3PvplOa2pPnVjP9ht90JM60eWquNHRTKzDePrkOlGxEiQpUSftFIPZbJ-XzoF4-o1bAMCKgpYH223WlsWrMJEYmNwH3gC6PpRpJd7akM1WNpBJXmLgaHBiDMPesALW35rXEAF_moSJRGc5DfykBxd8vSvjb40jf69hm5-0JOpR/s320/GettyImages-829647308.jpg.webp" width="320" /></a></td></tr></tbody></table><p></p><h2 class="c-gallery-vertical-featured-image__title" style="border-style: solid; border-width: 0px; box-sizing: border-box; font-family: neue-haas-unica, Helvetica, sans-serif; line-height: 2rem; margin-bottom: 5px; margin-top: 5px; padding-bottom: 0px; padding-top: 0px; text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;">Joshua Reynolds, <em style="border-style: solid; border-width: 0px; box-sizing: border-box;">Portrait of Omai (Mai)</em>, ca. 1776</span></h2><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Alp Karaosmanoglu, Eyvah Kötü Bir Sey Olacak: Endise Kiskaci: Evham ve Vicdan</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">Tüm analara gönülden tavsiyemdir cünkü hepimiz cocugumuz doğduğu gün bir anskiyete yumağına dönüyoruz. Hayat da üc asagi bes yukarı o doğrultuda devam ediyor. O yüzden<span lang="DE">, hayata</span> biraz kalite katmak lazım.</p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b> </b></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Hua Hsu, Stay True</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">Bu kitap 2022'nin New York Times cok satanlar listesinde görüp aldigim bir kitapti. <span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); white-space: pre-wrap;">Yazarın yalın ve etkileyici dili, benzer yaşlardaki okuyucular için bir döneme tanıklık etme fırsatı</span> sunuyor. Büyürken dinlediğimiz müziklerden tutun, hayatima dair pek cok paralellikler bulduğum bir kitap oldu. Hiçbir şey anlatmadan cok şey anlatan kitaplardan. Ben cok sevdim.<o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><br /></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Muazzez Ilmiye Cig, Kur'an, Incil ve Tevrat'in Sümer'deki Kökeni.</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); white-space: pre-wrap;">Muazzez Ilmiye Cig'in Sümer kültürüne dair sunduğu bakış açısı, kutsal kitapların kökenlerine dair sorgulayıcı bir yaklaşım sunuyor. Bu konuda getirdiği farklı perspektif, düşündürücü ve bilgilendirici. Yine </span><a href="https://socialmariposa.blogspot.com/2023/04/kuran-incil-ve-tevratin-sumerdeki-kokeni.html" style="font-family: -webkit-standard; text-align: left; text-indent: 0px;" target="_blank">burada</a><span face="-webkit-standard" style="text-align: left; text-indent: 0px;"> </span><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); white-space: pre-wrap;">detaylı anlatımı bulabilirsiniz. <o:p></o:p></span></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivmvQA1iwSlfUM2VbnBGJ2CwQS2StII-sNHqW1oi_iuOST0Fs8R2UVNP6YYM-Cz7zbs9iFNekUxNUbKgwwefeRBJ4AQYQ17M4F-ITZuW2YsXdDP_bAshq_lLcaQYQa5eSvhzisES64a_0SPWc3xYsM16GL-fqrGK5KJmAV-WUvrBLSwM4Cufu5evHua_L0/s1024/TionaNekkiaMcClodden_KunsthalleBasel_2023_02.jpg.webp" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="682" data-original-width="1024" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivmvQA1iwSlfUM2VbnBGJ2CwQS2StII-sNHqW1oi_iuOST0Fs8R2UVNP6YYM-Cz7zbs9iFNekUxNUbKgwwefeRBJ4AQYQ17M4F-ITZuW2YsXdDP_bAshq_lLcaQYQa5eSvhzisES64a_0SPWc3xYsM16GL-fqrGK5KJmAV-WUvrBLSwM4Cufu5evHua_L0/s320/TionaNekkiaMcClodden_KunsthalleBasel_2023_02.jpg.webp" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><span face="Helvetica, sans-serif" style="background-color: white; text-align: start;">Tiona Nekkia McClodden, </span><em style="border-style: solid; border-width: 0px; box-sizing: border-box; font-family: Helvetica, sans-serif; text-align: start;">DOUBLE BIND,</em><span face="Helvetica, sans-serif" style="background-color: white; text-align: start;"> 2023, installation view</span></span></td></tr></tbody></table><p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><br /></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Marina Abramovic, Walk Through Walls</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">2023 <span lang="DE">y</span>ili mantram "cüret et"ti. <span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); white-space: pre-wrap;">Cesaretin ön planda olduğu bu kitap, sanat ve hayatı sınırlarını zorlayarak anlatıyor. Abramovic'in cesur girişimleri, kitabı soluksuz okunan bir deneyim haline getiriyor.</span></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b><br /></b></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Donatella Di Pietrantonio, A Sister's Srory</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">Aile, anılar, sevgi, iliskiler üzerine bir roman. Bu yila özel bazı sebeplerden beni epey düşündürdü okurken.<o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><o:p> </o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Ernest Hemingway, The Sun Also Rises</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">A Moveable Feast yazarın Paris, hatta biraz da Avrupa, yill<span lang="EN-US">a</span>rini anlattıgi kurgu disi kitabi. Bu ise o yılların kurgusu. Agzimda benzer bir tad bıraktı. Hemingway'e şahsi olarak biraz gicigim. Macolugu olsun, Zelda Fitzgerald'a yaptıkları olsun. Ama yine de keyifle okuduğum bir yazar. Bu Dolce Vita Avrupa hayatlarına dair kitaplari da ayrı bir keyifle okuduğumu belirtmeliyim. <o:p></o:p></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjq-jvbgVI01SAmwYB8rG5tvboBxNEbBF6-DTKJiV7_TafT3slPG39XyKy0miLB-JMiuYRjk-dRHElnC9KllY8C96JcsquMU0KzAOneRMk2FBOjZJzQGTes5s1KdYtsUPakCexe9v7-ooeKQ-Rb_CPh2vF6qMOBPZAcU3JSyx2RrpPYzcautTBXTysj_fH6/s1024/Pippa-Garner-at-Art-Omi-2023_Second-Edit.00_02_31_14.Still027.jpg.webp" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="576" data-original-width="1024" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjq-jvbgVI01SAmwYB8rG5tvboBxNEbBF6-DTKJiV7_TafT3slPG39XyKy0miLB-JMiuYRjk-dRHElnC9KllY8C96JcsquMU0KzAOneRMk2FBOjZJzQGTes5s1KdYtsUPakCexe9v7-ooeKQ-Rb_CPh2vF6qMOBPZAcU3JSyx2RrpPYzcautTBXTysj_fH6/s320/Pippa-Garner-at-Art-Omi-2023_Second-Edit.00_02_31_14.Still027.jpg.webp" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span face="Helvetica, sans-serif" style="background-color: white; text-align: start;"><span style="font-size: xx-small;">Pippa Garner's Haulin Ass! (2023) takes a test drive in Brooklyn, NY</span></span></td></tr></tbody></table><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><br /></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Jean Said Makdisi, Teta, Other, and Me: Three Generations of Arab Women</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">Ünlü entelektüel merhum Edward Said'in kiz kardeşinin hatıratı. Edward Said'in kendi hatıratı üzerine okumaya basladigim kitabi, hem o kitabin hatiralarina farklı bir bakış olarak okudum hem de Arap Yarimadasi'nin tarihine bu aile üzerinden baktım. Temposu yavaş ve yavaş okunan bir kitap ama gündemdeki Israil-Filistin meselesine Hristiyan ve Filistinli bir ailenin gözünden bakma şansı da elde edebiliyorsunuz.<o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><o:p> </o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Jojo Moyes, Paris for One and Other Stories</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">Bu yaz chic-lit* askim kabardı. Jojo Moyes zaten okuduğum ve sevdiğim bir yazardı. Bu kisa hikayelerin hepsi olmasa da bazisi, özellikle Paris'in gecmisinde ve bugününde gecen iki paralel hikaye cok güzeldi.<o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><br /></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Alexandra Potter, Confessions of a Forty-Something F**k Up</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><span lang="EN-US">B</span>u yaz<span lang="EN-US">ki</span> chic-lit askimin fitilini ateşleyen kitap. Eglenceli, iyi vakit geçirmedik kitaplar bunlar. <o:p></o:p></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnrl2c6XYeBpm6H8hc_9bFwTz8nOpEZ-dzRFzQHuq8yCWG7566wohG1fVH8GjfbjL_Z4VKNTkLHAqNBpiO8J62SmaegKYWZ3dEML66Giz6_NbSBt7G5kxcnb4LTd0OS5GrNV8dB-VNXkKSnNpiBXulzdel0JekXRNG0tCPo7YgOjEVMqrcLA42F5hue7fi/s1024/photo-joshua_white-4q6a9409.jpg.webp" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="682" data-original-width="1024" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnrl2c6XYeBpm6H8hc_9bFwTz8nOpEZ-dzRFzQHuq8yCWG7566wohG1fVH8GjfbjL_Z4VKNTkLHAqNBpiO8J62SmaegKYWZ3dEML66Giz6_NbSBt7G5kxcnb4LTd0OS5GrNV8dB-VNXkKSnNpiBXulzdel0JekXRNG0tCPo7YgOjEVMqrcLA42F5hue7fi/s320/photo-joshua_white-4q6a9409.jpg.webp" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><h2 class="c-gallery-vertical-featured-image__title" style="border-style: solid; border-width: 0px; box-sizing: border-box; font-family: neue-haas-unica, Helvetica, sans-serif; line-height: 2rem; margin-bottom: 5px; margin-top: 5px; padding-bottom: 0px; padding-top: 0px; text-align: start;"><span style="font-size: xx-small;">Judith F. Baca, <em style="border-style: solid; border-width: 0px; box-sizing: border-box;">The Great Wall of Los Angeles</em>, 1974–present</span></h2></td></tr></tbody></table><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Marien Keyes, Under the Duvet</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); white-space: pre-wrap;">Marien Keyes'in kurgu dışı makalelerinden oluşan bu kitap, yazarın mizahi üslubunu yansıtıyor. Eğlenceli ve hafif bir okuma deneyimi vadeden bir eser.<o:p></o:p></span></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); white-space: pre-wrap;"><br /></span></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Frederic Lenoir, Öngörülemeyen bir Dünyada Yasamak</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">Pandemiden beri belirsizlikle barışmakta problem yaşıyoruz. Bu kitap da felsefe ve psikoloji gibi bilimlerle bize belirsizle hayatta kalmak üzerine bir kılavuz sunuyor. Theodore Zeldin'in örneginde oldugu gibi entelektüel kimselerin, kisisel gelişimin zırvalık kisimlarina girmeden, hayata dair bu tarz kilavuzlarini seviyorum. Hatta bu tarz kitaplar üzerine bir post yapsam cok güzel olur diye düsündüm su anda. Ama yine de tatmin edici cevaplar veremedigi icin kitaba puanım 5 üzerinden 3. <o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><br /></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm;">"<i>Krizler, sarsıntılar, hastalıklar tesadüfen ortaya çıkmaz. Bir gidişatı düzeltmemiz, yeni yönelimler keşfetmemiz, başka bir yaşam yolunu deneyimlememi için gösterge görevi görürler.</i>”<br />- Carl Gustav Jung<br /><br />“<i>Felsefe ve şiir kitapları okuyarak zihnini geliştirenler, düzenli olarak yoga ve meditasyon yapanlar, yaratıcı faaliyette bulunanlar, toplumla iç içe yaşayarak sevgi ve merhamet duygularını yeşertenler, varoluşlarına bir anlam vermeye çalışanlar, hayattaki zor zamanların üstesinden gelmek bakımından tartışmasız daha donanımlıdır.</i><br />…<br /><i>Hayatıza anlam (signification) vermek, yaşamak için sebepler bulmak demektir. Geçici de olsa şu soruyu yanıtlamaya çalışmaktır: Neden yasamaya devam etmek istiyorum? Ölümün yakınlığıyla karşı karşıya kaldığımızda bu soru daha güçlenir: derinlerde, içgüdüsel olarak ve ölüm korkusuyla hayatta kalmak için mi savaşıyorum yoksa bundan da öte, dolu dolu yaşamak mı istiyorum? İstiyorsam, bunun sebebi nedir? Gerçekleştirmediğim neyi hayata geçirmeyi arzuluyorum hala? Bana, asli, önemli ya da gereksizmiş gibi görünen şeyler nelerdir? Kalan ömrüm boyunca enerjimi hasretmek istediğim, değer verdiğim şeyler nelerdir? Etrafımda sevgimi paylaşmak istediğim insanlar var mı? Hangisiyle ya da hangileriyle bireysel veya müşterek bir projeye atılmak istiyorum? Kime yardım edebilirim ve neleri destekleyebilirim? Kime faydam dokunabilir? Kendimi bu şekilde sorgulayarak varlığıma anlam katmayı, yaşamak için iyi sebepler bulmayı başarabilirim</i>.”<br />- Frédéric Lenoir, Öngörülemeyen Bir Dünyada Yaşamak, 2020.<o:p></o:p></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8wnH9XObIjuInQnf06wEl4RlxQirQ7YdVgWmZHS914MBtjN_lIim1tnJOrzh6vlBWCnYacOqO-UbO0g7AFfiS-EqUY0sApvnywFT4BNawxGk1-TCUuWGeGB93lzsdjAVIHQO_vXxwhg1Wvc2DOyMsVns9_3bQG8W7fdumuMU5Zp8ypH-d6S5-uCvDZ3vC/s1024/Hum-II.jpg.webp" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="682" data-original-width="1024" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8wnH9XObIjuInQnf06wEl4RlxQirQ7YdVgWmZHS914MBtjN_lIim1tnJOrzh6vlBWCnYacOqO-UbO0g7AFfiS-EqUY0sApvnywFT4BNawxGk1-TCUuWGeGB93lzsdjAVIHQO_vXxwhg1Wvc2DOyMsVns9_3bQG8W7fdumuMU5Zp8ypH-d6S5-uCvDZ3vC/s320/Hum-II.jpg.webp" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><h2 class="c-gallery-vertical-featured-image__title" style="border-style: solid; border-width: 0px; box-sizing: border-box; font-family: neue-haas-unica, Helvetica, sans-serif; line-height: 2rem; margin-bottom: 5px; margin-top: 5px; padding-bottom: 0px; padding-top: 0px; text-align: start;"><span style="font-size: xx-small;">Hajra Waheed, <em style="border-style: solid; border-width: 0px; box-sizing: border-box;">Hum II,</em> 2023</span></h2></td></tr></tbody></table><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Narsistle Ateskes, Wendy T. Behary</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">Herkesin birbirini narsist olmakla sucladigi bir dönemde okumak size gercek narsistleri, narsist olmasa da narsistik özellikleri baskin olan insanları ayirdetmeniz konusunda yardimci olacaktır. Ve tabi manipülasyona gelmemeyi öğrenmek de uzun bir sürec ama bir yerden başlamalı herkes. Bana cok iyi geldi, ihtiyaci olan<span lang="DE"> herkese</span> tavsiye ederim.<o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><o:p> </o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Irvin D. Yalom, Günübirlik Hayatlar</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">Irvin Yalom'un kisa kisa terapi ordasi hikayelerinden olusan kitabini, okumasi kolay ve keyifli.<o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><o:p> </o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Ege Soley, Sakin-Kosmayi Biraktigin Gün Vardigin Gün, Yakin ve Baska Üclemesi</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">Kolay okunan bazen akip giden bazen tıkanan, kurgu disi, yazarın kendi kisisel gelişimine dair anektodlar. Ben sevdim.</p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmXh9DdSffuvqWX26R2l-lurMTfzTughkwNK7Jl7uQicLTfMuuFZkiDhYk2MpaF9BnGzvWkz5Cqe1lhBR0Sn-TitGEn9rMg2OM2CmBdcaaY11vah5fJd5rLY3vvb_CiKg5N_hX9LaaSke7C8loEQ9rrT5v3OSEly5Ntb2QCPYPeHt2epxpn_B0x3JktWsY/s642/petrovich.jpeg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="642" data-original-width="430" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmXh9DdSffuvqWX26R2l-lurMTfzTughkwNK7Jl7uQicLTfMuuFZkiDhYk2MpaF9BnGzvWkz5Cqe1lhBR0Sn-TitGEn9rMg2OM2CmBdcaaY11vah5fJd5rLY3vvb_CiKg5N_hX9LaaSke7C8loEQ9rrT5v3OSEly5Ntb2QCPYPeHt2epxpn_B0x3JktWsY/s320/petrovich.jpeg" width="214" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><span face="Apercu, Arial, sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(33, 37, 41); color: #212529;">Françoise Pétrovitch, </span><em style="box-sizing: border-box; caret-color: rgb(33, 37, 41); color: #212529; font-family: Apercu, Arial, sans-serif;"><a href="https://www.artsper.com/us/contemporary-artworks/print/1629735/le-secret" rel="noreferrer noopener" style="box-sizing: border-box; color: black; font-weight: 700;" target="_blank">Le Secret</a></em><span face="Apercu, Arial, sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(33, 37, 41); color: #212529;">, 2021</span></span></td></tr></tbody></table><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><br /></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Alper Hasanoglu, Gel Hayattan Konuşalım</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">Alper Hasanoglu'nun videolarını keyifle izlediğim icin almistim bu kitabi. Benim gibi hayati edebiyat, sinema, daha dogrusu sanatla anlamaya calisanlar icin bulunmaz bir terapist kendisi. Enetelektüelligini seviyorum. Ama bu kitabi biraz zayıf buldum. Bazen tek bir doğru varmış gibi bakış acisini da bu kadar entelektüel birine yakistiramadim acikcasi. Dolayisiyla kitap benim icin biraz hayal kirikligi oldu.<o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><br /></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Ayn Rand, Hayatin Kaynağı</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><a href="https://socialmariposa.blogspot.com/2023/07/bilinc-akisi.html" style="text-align: left;" target="_blank">Burada</a>, <a href="https://socialmariposa.blogspot.com/2023/09/hayatin-kaynagi-ii.html" style="font-family: -webkit-standard; text-align: left; text-indent: 0px;" target="_blank">burada</a> ve<span class="apple-converted-space"> </span><a href="https://socialmariposa.blogspot.com/2023/09/hayatin-kaynagi-iii.html" style="font-family: -webkit-standard; text-align: left; text-indent: 0px;" target="_blank">burada</a><span style="color: black;"><span class="apple-converted-space"><a href="https://socialmariposa.blogspot.com/2023/09/hayatin-kaynagi-iii.html" style="color: #954f72;" target="_blank"> </a></span></span>anlatmistim biraz. Kendi bireyselcilik yolunun yolcusu herkese tavsiye ederim. Insana kendini sevmeyi biraz faistce de olsa cok güzel anlatan, <span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); white-space: pre-wrap;">özellikle kendi değerlerini ve seçimlerini anlamak
isteyenler için önemli bir kitap. </span>Ayn Rand'i sevin sevmeyin önemli degil. Siz bireysel olarak alacaginiza bakin bu kitaptan.</p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTozuMewpIhTPwjWnMLw-92AAIgs-fcS8Kdnt5njVM23aqemaKiftUwrvJJ7hQcgtnk1gjYjBJ58CfaFQKFOLY-DPBcGQysgtbV57KFkhDE-QyuYX6ep-8M6j7sSV3thH8VCrZkwJosGO85LXYCaWQ-Wr_nU0xQLjO5j0WGUw4D18BBFXA6yWzy9L89D5g/s644/nara-1.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="644" data-original-width="430" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTozuMewpIhTPwjWnMLw-92AAIgs-fcS8Kdnt5njVM23aqemaKiftUwrvJJ7hQcgtnk1gjYjBJ58CfaFQKFOLY-DPBcGQysgtbV57KFkhDE-QyuYX6ep-8M6j7sSV3thH8VCrZkwJosGO85LXYCaWQ-Wr_nU0xQLjO5j0WGUw4D18BBFXA6yWzy9L89D5g/s320/nara-1.jpg" width="214" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><span face="Apercu, Arial, sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(33, 37, 41); color: #212529;">Yoshimoto Nara, </span><em style="box-sizing: border-box; caret-color: rgb(33, 37, 41); color: #212529; font-family: Apercu, Arial, sans-serif;"><a href="https://www.artsper.com/us/contemporary-artworks/design/1488711/yn-lamp" rel="noreferrer noopener" style="box-sizing: border-box; color: black; font-weight: 700;" target="_blank">Y.N. Lamp</a></em><span face="Apercu, Arial, sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(33, 37, 41); color: #212529;">, 2021</span></span></td></tr></tbody></table><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><br /></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Stefan Zweig, Dünün Dünyası</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">2023 bu dünyanın vatandaşı olmaktan en cok korktuğum yıllardan biri oldu.<span class="apple-converted-space"> </span><a href="https://socialmariposa.blogspot.com/2023/11/kalbimi-actan-seyler.html" style="font-family: -webkit-standard; text-align: left; text-indent: 0px;" target="_blank">Surada</a><span style="color: black;"><span class="apple-converted-space"><a href="https://socialmariposa.blogspot.com/2023/11/kalbimi-actan-seyler.html" style="color: #954f72;" target="_blank"> </a></span></span>anlatmistim Almanya'nin hukuk ihlali bana ,10 yil sonra AFD yönetime gelirse bu ülkedeki hukuka ve demokrasiye güvenemeyecegimi göstermişti. Ben de o korkuyla bu kitabi elime aldım ve hangi noktada bu ülkeden kaçmam gerekeceğinin ipuclarini görmek icin okudum. Bu korkuyu yaşasanız da yaşamasanız da harika bir otobiyografi okumak istiyorsanız, bu kitabi mutlaka okuyun. Ve evet işaretler başladı. Maalesef. Dünya kendine ceki düzen vermezse 10 seneye kendimize gidecek bir yer bulmamız gerebilir.</p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><br /></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Pinar Gedik, Hatırladın mi Beni?</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">Pinar benim Outlook 22'den arkadaşımdi. O zamanlar da basili bir kitabi zaten vardi. Bambaska bir kitabinin da taslağı vardi ki bence epey iyi ve derinlikli yazilmisti. Hatırladın mi Beni'yi bir solukta okudum. Kendini okutan keyifli bir kitap. Fakat benim derdini acikca söyleyen kitaplarla biraz derdim var. Gerci Pinar'in y<span lang="DE">i</span>llar sonraki ilk kitabi. Bence acemiliği üzerinden atınca cok daha derinlikli ve edebi bir eser çıkaracak ortaya. Bu kapasitesi var. Bunu bilerek derinlikli bir edebiyat beklentiniz olmadan okursanız mutlaka keyif alacaginiz, kendinizden bir seyler bulabileceginiz bir kitap. Türkiye icin fazla cesur kalemi de ayrica takdire sayan. Kendisini takipta kalin, cok daha güzel eserleri gelecek.<o:p></o:p></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzXSbJ7YHzWGqmNUD9dUzgX5-crYrRI-4_PRgvAe7bT_kRoLoJ2h-y7bTbSgBBtVz5Xqh1WkqGnRRzUydFojz77qG4q8DrHL9QwOzlxhiY_uotdt66NVDrwf6DtxtSppd6fFpBQI79RqECFt40n059g5yiKb2OzTR7SiKpGRf9p_xlFOsAYUh87uISC1iN/s430/kallweit.jpeg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="430" data-original-width="430" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzXSbJ7YHzWGqmNUD9dUzgX5-crYrRI-4_PRgvAe7bT_kRoLoJ2h-y7bTbSgBBtVz5Xqh1WkqGnRRzUydFojz77qG4q8DrHL9QwOzlxhiY_uotdt66NVDrwf6DtxtSppd6fFpBQI79RqECFt40n059g5yiKb2OzTR7SiKpGRf9p_xlFOsAYUh87uISC1iN/s320/kallweit.jpeg" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><span face="Apercu, Arial, sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(33, 37, 41); color: #212529;">Nando Kallweit, </span><a href="https://www.artsper.com/us/contemporary-artworks/sculpture/881025/donne-v" rel="noreferrer noopener" style="box-sizing: border-box; color: black; font-family: Apercu, Arial, sans-serif; font-weight: 700;" target="_blank"><em style="box-sizing: border-box;">Donne V</em></a><span face="Apercu, Arial, sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(33, 37, 41); color: #212529;">, 2020</span></span></td></tr></tbody></table><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><br /></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Agota Kristof, Büyük Defter - Kanit - Ücüncü Yalan</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">Bu yılı az kalsın bir şaheser okumadım diye kapatıyordum. Istanbul'a gitmeden önce Basak mutlaka oku diye ümmügüme çökünce hemen aldım ve Istanbul'dan eve döner dönmez okumaya başladım. <o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">Bu kitaba iliskin ayrı bir post yapmak istiyorum. Beni hala düsündüren, henüz tam anlamıyla hazmedemedigim bir kitap oldu. Bu kitap savaşın romani, bu kitap göçmen olmanın romani, bu kitap yalnizligin romani, bu kitap sevildiğini bil(e)memenin romani, sevginin ve sevgisizliğin romani ve tam olarak seni seven bir kisi bile varsa bu dünyada yalnız olmadiginin kanıtı. Bu kitap bir şaheser. Mutlaka ama mutlaka okunmalı.<o:p></o:p></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjed0Y3vIxfZkxcH1XY6E0JdW7LoMHYBxWiBxfpdicD_nHOxLFbnh1afLeTSFuL3LEKAtXzua0sTyo7-vFrOc7kdJ7Hj7BSKo1X3tD8pexOfRadTWfkVbwmIxVu9IZiAsdsECKs_F2w8dTxfioRTFH-gin0DIRnVNWVCUvUbaSH4RubUO-AotSb5xnFd8HM/s644/ovize.jpeg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="429" data-original-width="644" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjed0Y3vIxfZkxcH1XY6E0JdW7LoMHYBxWiBxfpdicD_nHOxLFbnh1afLeTSFuL3LEKAtXzua0sTyo7-vFrOc7kdJ7Hj7BSKo1X3tD8pexOfRadTWfkVbwmIxVu9IZiAsdsECKs_F2w8dTxfioRTFH-gin0DIRnVNWVCUvUbaSH4RubUO-AotSb5xnFd8HM/s320/ovize.jpeg" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><span face="Apercu, Arial, sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(33, 37, 41); color: #212529;">Maude Ovize, </span><em style="box-sizing: border-box; caret-color: rgb(33, 37, 41); color: #212529; font-family: Apercu, Arial, sans-serif;"><a href="https://www.artsper.com/us/contemporary-artworks/painting/1680885/miroir-deau-diptyque" rel="noreferrer noopener" style="box-sizing: border-box; color: black; font-weight: 700;" target="_blank">Miroir d’eau (Diptyque)</a></em><span face="Apercu, Arial, sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(33, 37, 41); color: #212529;">, 2022</span></span></td></tr></tbody></table><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><br /></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Sevgi Soysal, Tante Rosa</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><span style="caret-color: rgb(55, 65, 81); white-space: pre-wrap;">Sevgi Soysal'ın "Tante Rosa" adlı romanı, beni Büyük Defter üçlemesi sonrasında etkileyen, ince ama içerik bakımından son derece derin bir eser oldu. Bu, benim Sevgi Soysal'ın dünyasına ilk adımım oldu ve tipki Suat Derviş'i geç keşfettiğim gibi, Sevgi Soysal'i da bu kadar geç keşfetmiş olduğum için esef duydum. Sevgi Soysal da tipki Suat Derviş gibi, sıkça karşılaştığımız erkek yazarların perspektifinden farklı bir hikaye anlatıyor. Tam olarak da bu sebeple, bize bu iki yazari bu kadar az biliyoruz. Kendileri, patriyarkanin biz kadınların okumasını pek istemediği yazarlardan.<o:p></o:p></span></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">"Tante Rosa", Madame Bovary, Anna Karenina, Aşk-ı Memnu gibi eserlerde gördüğümüz, hayati diledigi sekilde yasayan kadın karakterlerin ölmeleri gerektigi fikrine, meydan okuyan bir kitap. Suat Derviş'in Fosforlu Cevriyesi gibi, Tante Rosa da bize erkekleri bırakmanın, hayatın tüm renkleri ve karmaşıklıklarıyla yüzleşmenin, iyi ve kötüyle başa çıkmanın ve kimseyi suçlamadan, sorumlu tutmadan cesurca kendi seçimlerini kucaklamanın ve bu secimlerin sonuçlarına katlanmanın önemini öğreten bir başyapıt.<o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">Tante Rosa'nın karakteri, kadınları güçlü bir şekilde temsil ediyor. Kendi hayatını kucaklamaktan çekinmeyen, iyilerle kötüler arasında ayrım yapmayan, her türlü deneyimi cesurca yaşayan bir kadın. Onun hikayesi, kadınlara hayatın zorluklarına karşı durmada ilham verici bir rehberlik sunuyor. Sevgi Soysal'ın kaleminden çıkan bu eser, her kadının içindeki gücü keşfetmesi için bir fırsat sunuyor.<o:p></o:p></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvtpZ9fZk34KtPjd6WWMcVwWui4u2Oxst3F-6lDIFKl0N2wfonl2lOC9s2M7d9kNvX6dxoNfpA3hyphenhypheneP6mAzozaRY7HRWicF92QXRtYK8uXjDmZujwNfucBuCyef5sfnai3V_5siNtkVWGb4TDfBVdVTtuDAhRx2g-NhTyYw1EPze0Ke83_tMKX_1y1z450/s644/muriu-1.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="644" data-original-width="430" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvtpZ9fZk34KtPjd6WWMcVwWui4u2Oxst3F-6lDIFKl0N2wfonl2lOC9s2M7d9kNvX6dxoNfpA3hyphenhypheneP6mAzozaRY7HRWicF92QXRtYK8uXjDmZujwNfucBuCyef5sfnai3V_5siNtkVWGb4TDfBVdVTtuDAhRx2g-NhTyYw1EPze0Ke83_tMKX_1y1z450/s320/muriu-1.jpg" width="214" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><span face="Apercu, Arial, sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(33, 37, 41); color: #212529;">Thandiwe Muriu, </span><em style="box-sizing: border-box; caret-color: rgb(33, 37, 41); color: #212529; font-family: Apercu, Arial, sans-serif;"><a href="https://www.artsper.com/us/contemporary-artworks/photography/1122519/camo-18" rel="noreferrer noopener" style="box-sizing: border-box; color: black; font-weight: 700;" target="_blank">Camo 18</a></em><span face="Apercu, Arial, sans-serif" style="background-color: white; caret-color: rgb(33, 37, 41); color: #212529;">, 2021</span></span></td></tr></tbody></table><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><br /></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><b>Hikmet Hükümeoglu, Harika Bir Hayat</b><o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">“Atmaca" romani ile tanidigim Hikmet Hükümenoğlu, Melisa Kesmez ile birlikte çağdaş Türk edebiyatının önemli kalemlerinden biri olarak bende yerini aldi. "Harika Bir Hayat", Cumhuriyet tarihine ışık tutan, unuttuklarımızı hatırlatan ve bilmediklerimizi sürükleyici bir kurgu içinde sunan etkileyici bir roman. Verdigi bilgiler ve kurgusu ile dikkat cekici olmakla birlikte, bazen verilen bilgilerin fazla ansiklopedik ve didaktik olması, okurken bir tür rahatsızlık, bir olmamislik hissi yarattı bende. Ikinci bir olmamislik hissini de, Harika ve annesinin travmatik ilişkisi üzerinden anlatılanlarda hissettim. Bu bölümler derinliksiz ve hatta zaman zaman "new age" diline kayar bir izlenim birakti. <o:p></o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">"Harika Bir Hayat", yazarın edebiyat alanındaki yeteneğini göstermesi bakımından etkileyici olsa da, ödüllü olmasına rağmen yeterince yüksek edebiyat standardına ulaşamadığını düşünüyorum. Hikmet Hükümenoğlu'nun daha derinlikli ve bütünlüklü eserler üretebileceğine inanıyorum. Bu eleştiriyi yapmamın nedeni de tam olarak, yazarın yüksek edebiyat çıtasına uygun potansiyele sahip olması ve bu potansiyeli daha fazla geliştirmesi gerektiğine olan inancımdan kaynaklanıyor.</p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><br /></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;">29.12.2023 sene bitmeden ekleme</p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><b style="text-align: left; text-indent: 36pt;">Ayfer Tunc, Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatilan Kisa Tarihi</b></p><p style="line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify; text-indent: 36pt;"><span style="font-family: Times New Roman, serif;">Dün gece bitirdiğim ilk Ayfer Tunc caglayani. Ne de güzel kitap. Kadin kafasi gibi, kadın muhabbeti gibi. Daldan dala, cig gibi büyüyen, büyüdükçe cağlayan bir nehir. Türkiye gibi tam bir deliler evi. Baskalarinin depolarında kendimizi gördüğümüz, bazen kahkahalar attıran, erkekler icin okumasa zor olabilecek harika bir türkiye mozagi. Osmanli'dan başlayıp günümüze tespit gibi tespitler. </span><span style="font-family: "Times New Roman", serif;">Cok sevdim. Herkese tavsiye ederim.</span></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;"><o:p> </o:p></p><p style="font-family: "Times New Roman", serif; line-height: 24px; margin: 0cm; text-align: justify;">*Chicken literature: Pilic edebiyatı<o:p></o:p></p>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-40015375036158817042023-12-12T19:46:00.003+01:002023-12-12T19:50:36.198+01:002024 Yili Icin Vizyon Panosu Hazirlamali miyiz?<p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Yılın son ayında olmamızdan mütevellit, sosyal medya camiası, sen de hayal panosu ben diyeyim vizyon panosu ile çalkalanıyor. Bu yıl, bu akile katılsam mi diye düşünmemek elbette mümkün degil. Sadece kızımla yapılan bir etkinlik olmaktan ziyade, gercekten derin bir düsünce, belki biraz meditasyon, bir mum yakıp icime bakma süreci, aslında yapmadigim bir şey degil de, bu fikir, icimden gecenleri sadece sözlere dökmek yerine bu kez görsellere dönüştürmek belki de biraz farklılık katmamı saglar.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Buna zaman ayırabilir miyim emin degilim, ama ola ki yaparsam, nasıl yapabilirim, neler yapabilirim diye biraz düsündüm, biraz araştırma yaptım ve bulduklarımı sizlerle de paylaşmak istedim.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFrpae29Oi7cPqvFRTUg2T8TyUlrCRcb2ycQ-kRmOmMfLQahp_73hMa1c8GWqtgLx8ULK4D-p5wbSqJHq6btwUFE8o6VtXQtSH5kzeJTb0RYXczlOYL0aMzHLYh7hdT7SB5ay-t-E1VJeX7VX7mBoUkYLTWde6hIMQJrhmvJDG2M8RqZAAdqKOL4gNUvcI/s863/112%20Vision%20Board%20Ideas%20&%20Examples%20to%20Create%20A%20Vision%20Board%20Unique%20to%20You.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="863" data-original-width="736" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFrpae29Oi7cPqvFRTUg2T8TyUlrCRcb2ycQ-kRmOmMfLQahp_73hMa1c8GWqtgLx8ULK4D-p5wbSqJHq6btwUFE8o6VtXQtSH5kzeJTb0RYXczlOYL0aMzHLYh7hdT7SB5ay-t-E1VJeX7VX7mBoUkYLTWde6hIMQJrhmvJDG2M8RqZAAdqKOL4gNUvcI/s320/112%20Vision%20Board%20Ideas%20&%20Examples%20to%20Create%20A%20Vision%20Board%20Unique%20to%20You.jpg" width="273" /></a></div><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Öncelikle, vizyon panosu nedir ve ne ise yarar?</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Vizyon panosu, isteklerini, hayallerini, özlemlerini ve yaşam vizyonunu görselleştirmek ve somutlaştırmak için bir araçtır. Vizyon panon, hayallerini, hedeflerini ve vizyonlarını resimler, alıntılar, illüstrasyonlar, fotoğraflar ve metinlerle bir araya getirerek bir kolaj oluşturduğunda ortaya çıkar. Iddia odur ki, <i>vizyon panosunun harika tarafı, net bir şekilde görselleştirilmiş vizyonların altında bilinçaltının, bir sonraki adımların neler olduğunu zaten bildiği ve bu vizyonlarla uyumlu bir şekilde hareket ettiğindir. Bu, şüphelerin çok daha az güce sahip olduğu ve hayallerine giden yolda seni destekleyecek insanları, anları ve olayları hayatına çektiğin anlamına gelir.</i></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Vizyon panosu oluşturmanın amacı, kişinin içsel dünyasını dışa yansıtarak, hedeflerini somut bir şekilde görmesini sağlamaktır. Bu, sadece sözel olarak ifade edilen hedeflerin ötesine geçer ve görsel bir temsil ile kişinin bilinçli ve bilinçaltı düzeyde hedeflerine odaklanmasına yardımcı olur.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEuSyUSWarveWUtkJKjSRxyF96vSd_9MdRp1vjrL2P_fNawrhZCzyIDcyDSoIK23V6YZRseturKbfM1soPQPhiS5snrmFjkeoMUIuk4qrCIRczb2D88qV2QLT7DAcla_5CX2QCodIQE7ojPniVwSnAO2pDZUdRBZpNEICan7a1MJr7b_MY2YSifKRCJvVB/s564/f70a87f993ddadca1f30cc3a3a3c8e18.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="564" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEuSyUSWarveWUtkJKjSRxyF96vSd_9MdRp1vjrL2P_fNawrhZCzyIDcyDSoIK23V6YZRseturKbfM1soPQPhiS5snrmFjkeoMUIuk4qrCIRczb2D88qV2QLT7DAcla_5CX2QCodIQE7ojPniVwSnAO2pDZUdRBZpNEICan7a1MJr7b_MY2YSifKRCJvVB/s320/f70a87f993ddadca1f30cc3a3a3c8e18.jpg" width="320" /></a></div><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Hazırsanız, rehberimiz başlıyor.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;"><strong style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; color: var(--tw-prose-bold);">1. Hedef Belirleme:</strong></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerinizi belirleyin. Hayalinizdeki yaşamı düşünerek bu hedefleri netleştirin ve bir kağıda yazın. Buradaki en ama en önemli nokta, büyük düşünmek, kendinize sınır koymamanizdır. Cesur olun ve kalbinizi çarptıran her şeyi cesurca yazın. Bir şeyin imkansız veya başarılı olamayacağını söyleyen içsel sesinizi dinlemeyin. Ne kadar büyük, o kadar iyidir. </p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Hedeflerinizi daha iyi anlamak için onları 10 yaşam alanına bölmeyi düşünebilirsiniz: Yaratıcılık, Para ve Finans, İş Tatmini, Aile ve Arkadaşlık, Sağlık ve Fitness, Ruhsal Yolculuk, İlişkiler ve Aşk, Yaşam Alanı ve Konut, Macera ve Boş Zaman, Toplumsal Katılım ve Anlam.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Ve dilerseniz bunlar icin zaman çerçevesi de belirleyebilirsiniz: Bir sonraki yıl, 3 yıl, 10 yıl ve 30 yıl için gerçekleştirmek istediğin hedefleri belirlemeniz iyi olacaktır.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCtBt3X5_hSvHLiTUvoGTLeFWxMTtqybxwRk9LNnWGdzYAK9OIXjMx2Pox2E9zcJE_wxi-6485lVFG3wAvZKy9DeuhLOCSD1Lm431drUIs_UuM_tuwKD0dw9hcUs6hzJRqZNmE5PReK8zzP6f4g5Cl3joi5P7bl4lBHw6-66oscWFim9ljaDL9KAmETDs3/s649/aa6e0a7a7ee168a46ea0d6b1513f16dc.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="649" data-original-width="563" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCtBt3X5_hSvHLiTUvoGTLeFWxMTtqybxwRk9LNnWGdzYAK9OIXjMx2Pox2E9zcJE_wxi-6485lVFG3wAvZKy9DeuhLOCSD1Lm431drUIs_UuM_tuwKD0dw9hcUs6hzJRqZNmE5PReK8zzP6f4g5Cl3joi5P7bl4lBHw6-66oscWFim9ljaDL9KAmETDs3/s320/aa6e0a7a7ee168a46ea0d6b1513f16dc.jpg" width="278" /></a></div><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;"><strong style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; color: var(--tw-prose-bold);">2. </strong><strong style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; color: var(--tw-prose-bold);">Görsel Malzemeleri Toplama:</strong></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Dergilerden, kitaplardan, internetten veya kişisel fotoğraflarınızdan görsel malzemeler toplayın. Bu malzemeler, hedeflerinizi ve vizyonunuzu yansıtmalıdır.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Araştırma için ipucu: Dergiler ve pinterest gibi kaynaklar ilham verebilir ve uygun resimleri bulmanizda yardımcı olabilir. Ayrıca kendiniz de yaratıcı olup, alıntıları veya motive edici şeyleri yazabilir veya çizebilirsiniz de.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;"><span color="var(--tw-prose-bold)" style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box;"><b>3. </b></span><strong style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; color: var(--tw-prose-bold);">Düzenleme ve Kolaj Oluşturma:</strong></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Topladığınız malzemeleri kategorilere veya temalara göre düzenleyerek bir kolaj oluşturun. Bu, panonuza bir bütünlük ve akış kazandırır.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;"><span color="var(--tw-prose-bold)" style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box;"><b>4. </b></span><strong style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; color: var(--tw-prose-bold);">Panonuza Affirmasyonlar Ekleyin:</strong></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Hedeflerinizi destekleyen olumlu ifadeleri içeren affirmasyonları panonuza ekleyin. Bu, pozitif bir enerji sağlar.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMPCDCbvwIIvDCHMgrmQ_gFKTK4JeKs3If-mcuuTKovs4m8qGLn94EVVNahIZ_iC1d00t0Qn9-8STPKG8is2KDSHNEjhef9ZYSO6MgvFAsVVoSZ8ygFdPkfoMR4FWgEUtRXW9bVX_O85cyhvboKHao5gIPtP8YTNqR3IrQcAGiDVnoZbU5NO8ap8u7vnIy/s846/bb210f04f377a9bbef2126551068aece.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="846" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMPCDCbvwIIvDCHMgrmQ_gFKTK4JeKs3If-mcuuTKovs4m8qGLn94EVVNahIZ_iC1d00t0Qn9-8STPKG8is2KDSHNEjhef9ZYSO6MgvFAsVVoSZ8ygFdPkfoMR4FWgEUtRXW9bVX_O85cyhvboKHao5gIPtP8YTNqR3IrQcAGiDVnoZbU5NO8ap8u7vnIy/s320/bb210f04f377a9bbef2126551068aece.jpg" width="213" /></a></div><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;"><strong style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; color: var(--tw-prose-bold);">5. Vizyon Panonuzu Oluşturun</strong></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Vizyon Panonu tasarlama konusunda yaratıcılığın önüne hiçbir sınırlama koymayin. Bir poster, ahşap levha, pano gibi bir şeyler kullanılabilir. Resimlerin yanı sıra diğer malzemeleri de kullanabilirsiniz. Resimleri birbirine bağlamak için yün iplikler ve pinler kullanabilir, parıltılı folyo ekleyebilir, ahşap ve alçı ile çalışabilir ve daha birçok şey yapabilirsiniz. Böylece yizyon panonuz gerçek bir sanat eserine dönüşür. </p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Dilerseniz dijital vizyon panosu da hazırlayabilirsiniz. Üstelik dijital vizyon panosu, ekran veya telefon arka planı olarak da kullanılabilir. Higher Self Home dijital pano hazırlamak icin uygun bir ortammış diye okudum ama henüz kendim denemedim. Fakat üyelik gerekiyormuş.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;"><strong style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; color: var(--tw-prose-bold);">6. </strong><strong style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; color: var(--tw-prose-bold);">Görünür Bir Yere Yerleştirin:</strong></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Vizyon panonuzu her gün görebileceğiniz bir yerde konumlandırın. Bu, hedeflerinizi hatırlamanıza ve odaklanmanıza yardımcı olur.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKS76mKeBOdzPNAJ5zZYYl8pZ9NAzgLkr4RcQzExFFzUwGS9GPhVAB63Sr4UPRuIUwpwGyHcXfzM_ukdcwJaSr4oWnxGMhWZOeUTCVCxLuGBFifXRn_yrjvTJRIrOtsHI5SJXj-xDzLLo3P-6gRnqpXf6kSoAmJZrQbsSiQ9eNydHME5GEGqpeTAfdlFic/s846/1ad663909332aaa428db4c32a97b7a57.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="846" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKS76mKeBOdzPNAJ5zZYYl8pZ9NAzgLkr4RcQzExFFzUwGS9GPhVAB63Sr4UPRuIUwpwGyHcXfzM_ukdcwJaSr4oWnxGMhWZOeUTCVCxLuGBFifXRn_yrjvTJRIrOtsHI5SJXj-xDzLLo3P-6gRnqpXf6kSoAmJZrQbsSiQ9eNydHME5GEGqpeTAfdlFic/s320/1ad663909332aaa428db4c32a97b7a57.jpg" width="213" /></a></div><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;"><span color="var(--tw-prose-bold)" style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box;"><b>7. </b></span><strong style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; color: var(--tw-prose-bold);">Panonuzu Gözden Geçirin ve Güncelleyin:</strong></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Oluşturduğunuz vizyon panosunu düzenli olarak gözden geçirin. Hedefleriniz değişirse veya yeni hedefler belirlenirse, panonuzu güncelleyin.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;"><b>8. Şükredin: </b></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Vizyon panonunuzun yanından her geçtiğinizde, bu vizyonunuz ve görselleştirilmiş hayalleriniz için şükretmeye başlayan.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGkOT1bKgOyctnXsrX960wuWPte76sI4NoTZvEivm22WODr2eEFB6g5Jry4ofKqvNRrkHEvwmy1nlpSM4Y9hyphenhypheneIylrIBK26wrPmi_06E4JkDvoCuLFLVOdLUg_IXBwAYgI96N_OaY6rCKoeyhUHoR3wY94-n0bpQsCwaS2u6cgrPFqlYl53OsDH80cFVDL/s1002/c9ffc13f9708064be644471ad6f8f4f8.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1002" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGkOT1bKgOyctnXsrX960wuWPte76sI4NoTZvEivm22WODr2eEFB6g5Jry4ofKqvNRrkHEvwmy1nlpSM4Y9hyphenhypheneIylrIBK26wrPmi_06E4JkDvoCuLFLVOdLUg_IXBwAYgI96N_OaY6rCKoeyhUHoR3wY94-n0bpQsCwaS2u6cgrPFqlYl53OsDH80cFVDL/s320/c9ffc13f9708064be644471ad6f8f4f8.jpg" width="180" /></a></div><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">2023 yil ben icin bol cesaret ve yüzleşmelerle doluydu. Savaslar, yükselen irkçilik vs canimi çok yaktı. Yeni yıl icin umuda, güzelliklere ihtiyacım var. O yüzden belki yaparım. Belki siz de yaparsınız ve belki de bu listeye de eklemeler yaparsınız. Fakat ne olursa olsun evren düsünceyi ve hareketi alkışlar. Bebek adımları da olsa, hayalleriniz icin harekete gecmek zorundasınız. Bununla ilgili cok güzel bir örnegim var. Belki hatirlayanlariniz vardır, doktora yapmaya ilk karar verdigimde, robot hukuku alanıyla ilgileniyordum ve kendi sehrim disinda üniversitelerden bazıları ile kontaktaydım. Yani doktora yapmak ve tekrar üretmek istiyordum. Bu sirada Almancami da geliştirmekte istedim ve kendi sehrimdeki üniversitede yogunlastirilmis kurslara katilimimin ancak ögrenci olursam mümkün oldugunu gördüm. E o zaman burda doktoraya başvurayım diye düsündüm. Söyle bir baktım EU hukuku hocasını bulayım diye düsündüm, yarin gideyim dedim, ki bir pazartesi günüydü. Sali sabah kalktım ve hukuk fakültesini buldum. Gördüğüm ilk EU hukuku tabelasını takip ettim. Sonradan öğrendiğime göre sadece haftada iki gün belirli saatlerde fakülteye gelen, simdi ki doktora hocam odasındaydı ve beni iceri cagirdi, randevusuz gitmeme ragmen, beni dinledikten sonra is ilanı icin mi buradasiniz dedi, hayır dedim. O zaman perşembe günü is görüşmeleri var, biri iptal etti 11:00'de gelin dedi. Burada sadece sans yoktu, benim emek emek calisarak oluşturduğum iyi bir cv var. Calisma niyeti var. Gerisini evren halletmiş iste bir sekilde. Tesadüf mü, mucize mi, adi önemli degil. Sadece niyet etmek yeterli degil. Sonuc olarak, evren hareketi alkışlar. Ayrıca, disiplin de motivasyonu donununda sallar. O totolar kalacak bu yil. </p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Vizyon panolu ya da vizyon panosuz, 2024 hayallerimizin de ötesinde güzel olsun. Isil isil parlayalım.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">Not: Bütün görseller pinterest'ten.</p>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-91236637695971244572023-12-05T17:07:00.005+01:002023-12-06T07:38:18.052+01:00Ha 2024 mü? Paril Paril Parladigim Yil :)<p><span color="var(--tw-prose-body)" face="Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"" style="caret-color: rgb(52, 53, 65); font-size: 1rem; white-space: pre-wrap;">Bugün, kızımı tenise bıraktıktan sonra arkadaşımla birlikte dönüş yolunda, minik(!!!) kızımın hala Noel Baba'ya inandığını konuşuyorduk. Tam o sırada baca temizleyicilerinin minibüsü önümüzden geçti. "Aaaa, bu Almanya'da şans getiriyor degil mi?" diye içimden geçen sevinçle çığlık attım, arkadasimi da coşturdum tabii. Sonra bir düşündüm, halime güldüm. Kızım hala Noel Baba'ya inanıyor diye dalga geçerken, bir yandan da kendi sans getiricilere olan inancım ironik tabii.</span></p><p><span face="Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"" style="caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-size: 16px; white-space: pre-wrap;"></span></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzLAuPivhoU1X-Ra8lVDVK_oQb0iBx14N_lQmAaVyg1_jbo0I0z65G5U29mZqaPBsZAJCA491rav0r7pp9KeKqN9r_AsFTV47e1oUnu2LJerio5afQ_24Yp1L5EcscNaYH078MSaTW0i8H5T-G6PzkRySqM-tnJaCMIXEqo8PhQ_go1GiCJZ2WWfQnqvd5/s1400/showimg_ebg901-option1_fullmobile.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="1400" data-original-width="1138" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzLAuPivhoU1X-Ra8lVDVK_oQb0iBx14N_lQmAaVyg1_jbo0I0z65G5U29mZqaPBsZAJCA491rav0r7pp9KeKqN9r_AsFTV47e1oUnu2LJerio5afQ_24Yp1L5EcscNaYH078MSaTW0i8H5T-G6PzkRySqM-tnJaCMIXEqo8PhQ_go1GiCJZ2WWfQnqvd5/s320/showimg_ebg901-option1_fullmobile.jpg" width="260" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: courier;">Edward B. Gordon, Der Blick</span></td></tr></tbody></table><p></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px; white-space: pre-wrap;">"Hadi bakalım, bu sene farklı olacak," dedim kendi kendime. "Hayatımda yeni bir dönem başlıyor." Arkadaşım merakla sordu, "Neden, ne olacak?" Ben de gülerek anlatmaya başladım: "Sol ayak küçük parmağımda 10 yıldan fazladır bir katır tırnağı var. Evet, bir de katır tırnağını Almanca anlatmaya çalıştım tabii ki. 'Neden katır tırnağı?' diye sordu, ben de Türkçe'de böyle dediğimizi söyledim. Kadir tirnagi, gördük, biliyoruz mu neye benzyior? Hayir. Ama ben katır tirnagi deyince herkes ne demek istediğimi anliyor. Türkce'de... Neyse, her zamanki gibi çabaladım, cünkü gönül anlatmak istiyor.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px 0px; white-space: pre-wrap;">Ve buna rağmen, yeni bir tırnak çıkmış, alttan pırıl pırıl. Yepyeni bir dönem başlıyor benim için! Heyt be! Zeynep'e bu sene gün dogdu. </p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgba(69,89,164,0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 transparent; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 transparent; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 transparent; --tw-shadow: 0 0 transparent; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; border: 0px solid rgb(217, 217, 227); box-sizing: border-box; caret-color: rgb(55, 65, 81); color: #374151; font-family: Söhne, ui-sans-serif, system-ui, -apple-system, "Segoe UI", Roboto, Ubuntu, Cantarell, "Noto Sans", sans-serif, "Helvetica Neue", Arial, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Noto Color Emoji"; font-size: 16px; margin: 1.25em 0px 0px; white-space: pre-wrap;">PS: Isin gercegi yüzleştim, dönüştüm, dönüşüyorum. O yüzden artık parlama zamani. </p>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-84841954308077284242023-11-13T14:21:00.006+01:002023-11-13T14:35:08.184+01:00Kalbimi Acıtan Seyler<p>Bütün düsüncelerimi, hissettiklerimi toprlayabilecek miyim? Emin degilim. Ama denemek istiyorum. Yazarak, ruhumun dağılan parcalarini toparlamak istiyorum. Yazarak kendimi iyileştirmek istiyorum.</p><p>Aslinda bu girizgaha ihtiyacım yok. Entelektüel kapasitesi yeterli olan insanlar cok rahatlıkla anlayacaktır beni, ama amacim bu kapasitesi yeterli olmayanlar icin. Gerci onlar anlamak istemedikleri icin, bakış acilarini genisletemedikleri icin, ne kadar iyi eğitimli olurlarsa olsunlar, kendilerini ne kadar acik fikirli zannederlerse zannetsinler, anlamayacaklar.</p><p>Öfkeliyim. Girizgahtan anladiginiz üzere. Cünkü hayal kirikligina uğradım. Insanoglu beni sasirtmayi her zaman başarıyor. Sanmıyorum ki sebebi sadece benim naifligim olsun. Öfkeliyim. Haksizlik karsisinda öfkeliyim.</p><p>Kötü olan insanların kötülük yapması degil beni sasirtan. Hamas'in berbat bir terör örgütü olması, Filistin halkinin en basta Hamas yüzünden bu kadar aci çekmesi, bir kaç ay evvel Israil halkinin sokaklarda protesto ettigi Netanyahu'nun yaptıkları degil beni bu kadar yaralayan.</p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjUeqmkScgsnl6xNDFBi-Qxrh4Hz3LhG18i4Q9Xq_YC8g5iS-AITNMDg0eDEq-W85nV0CMFJ3skK0GwB_mSeLwk-MpJzNx7sYaReA-EiAsqeNU6m72UZZVjlKXsr_fC1_IfRjviby2H0-27OXYg6yEOqHgk2E6iSs3iG7udy8UVaHlXSM-zkvEtUkq9mGR/s798/rubin3.width-640.jpegquality-75.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="798" data-original-width="640" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjUeqmkScgsnl6xNDFBi-Qxrh4Hz3LhG18i4Q9Xq_YC8g5iS-AITNMDg0eDEq-W85nV0CMFJ3skK0GwB_mSeLwk-MpJzNx7sYaReA-EiAsqeNU6m72UZZVjlKXsr_fC1_IfRjviby2H0-27OXYg6yEOqHgk2E6iSs3iG7udy8UVaHlXSM-zkvEtUkq9mGR/s320/rubin3.width-640.jpegquality-75.jpg" width="257" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="background-color: white; caret-color: rgb(34, 36, 42); color: #22242a; font-family: Greta, GretaLangs, serif; font-size: 15px; text-align: start;">Reuven Rubin, </span><i style="box-sizing: border-box; caret-color: rgb(34, 36, 42); color: #22242a; font-family: Greta, GretaLangs, serif; font-size: 15px; text-align: start;">The Artist's Family</i><span style="background-color: white; caret-color: rgb(34, 36, 42); color: #22242a; font-family: Greta, GretaLangs, serif; font-size: 15px; text-align: start;">, 1926</span></td></tr></tbody></table><p>Kendimi hiçbir zaman müslüman kimliğimle tanimlamadim. (Insan, kadın, anne ve hukukcu olarak tanımlarım ama) Ama tanımlasaydım da radikal islamdan ve politik islamdan zerrece hoşlanmazdım. Düpedüz tiksiniyorum. Siyasal islamin ciğerini biliyoruz biz, maalesef. Seneler evvel temel hak ve özgürlükler diye EU tarafından desteklenen sayin Cumhurbaskanimizi bugün herkes ağzından köpükler saçarak eleştiriyor. Ben sevgili Avrupalı arkadaşlarımla oturup Türkiye'deki düsünce özgürlüğünün ne kadar kötü durumda oldugundan bahsedebiliyorum. Bir Israilli ile birlikte Erdogan ve Netanyahu eleştirebiliyoruz. Bir Filistin'li ile Hamas eleştirisi yapabiliyoruz ama bugünlerde bir Avrupali ile Avrupa eleştirisi hemen hemen hiç yapamıyoruz. Elbette istisnalar var. Ama o kadar az ki, 80 yilda bu topraklarda hiçbir seyin değişmediğini görmek canimi acıtıyor.</p><p>Bugün bir karar cikarip hadi bakalım Türkleri/Müslümanlari (cünkü enetektüel seviyesi cok yüksek Avrupalılar bir cirpida tüm müslümanlarla Hamas'i eşitledirler) kamplara gönderiyoruz deseler, o gün bilmiyordum diyenler bugün biliyorduk ama Hamas yüzünden hakettiler diyecekler. Iste bu kadar.</p><p>Bir kitap okumuştum. Ruslar Almanya'ya girdiklerinde Alman kadınlarına nasıl tecavüz edildiğini, kadınların paramparça vajinalarıni elleri ile tutarak nasıl yardim aradiklarini anlatan bir tarih kitabi. Bugün yazarken bile karnıma agrilar giriyor. Yazarken bile kalbim paramparça oluyor. Ama Hitler berbat bir seytan oldugu icin yapacak bir şey yokmuş o kadınlar icin diyemiyorum. Bugün olsa o kadınların hepsine destegimi belirtirdim. "Ama"siz, cesurca yanlarında dururdum. </p><p>Bugün büyük bir politik Islami grup neyi desteklediğini bile bilmeden Filistin davasını destekliyor. Bugün pek cok kimse neyi desteklediğini bilmeden Israil hükümetini destekliyor. Almanya'da sosyal medyada insanlar "benim Opa'm Naziydi ama barbar bir oryantal degildi" diye yorumlar yapıyorlar. Adete kendi gecmislerini barbar Ortadogulularla temize çekıyorlar. Temize çektiklerini sanıyorlar. Benim cahil politik islamcıdan beklentim yok zaten. O cahil olmasa politik Islamci olmaz zaten. Ama sen Avrupa'nin göbeğinde elinin altında her imkan varken büyürken bu kadar cahil kalmayı nasıl başarıyorsun? Cahilligi eğitimi geç, cocuklar ölüyor tamam ama Hamas diye baslayan bir cümle kurMAMAk icin eğitime ihtiyacın yok. Sadece insan olmaya ve vicdana ihtiyacın var. </p><p>Gecenlerde Neni Restaurantlarinin sahibi Haya Molch'un bir söylesine katildim. Bakin o bile kahrolsun Israil demiyor. Iki tarafın da cok aci çektiğini ve bu acıların bitmesi gerektiğini söylüyor. Harari entelektüel olarak tembel olmayin, okuyun, arastirin, kendi fikriniz olsun diyor. Adamlar daha ne desin gercekten? Bakin ben 7 Ekim'deki Hamas saldirisinda daha fazla empati yaptım. Bu hayatin bir gercegi. Ben defalarca ülkedeki politik Islamın moden IStanbul kadinlarini, sevdiklerimi saçlarından sürükleyip evlerinden cikaracaklarindan korktum. O yüzden dehset icinde izledim olanlari. Zavallı Yahudi halkinin senelerdir çektiği acıyı ve korkuyu anlayabiliyorum. Ben Filistin'li olsam, Israil'i, Hamas yönetimindeki bir Filistin hükümetine tercih ederim. Bu kadar acik söylüyorum size. Kendi eşrafım kapalı olmadıgı icin ben Filistin halkiyla, 7 Ekim'de Israil halkıyla kurduğum gibi bag kuramıyorum. Amaaa bu benim ordaki haksizligi, orantısız gücü görmeme engel degil. Benim icin degilse sizin icin de olamaz. </p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhdez9A1FdMuUlIPUpiVzSaowjlHhoZY61T1atJWeqHU0E9NkN2L-G3mPW53gbc-d_Xj7C_m1f2n5ytJPGDhyphenhyphenuDUASibmqW6CRcrWYjJtNqxak_WreB-oDxUd9hGQaA-7d-2-C8qq65h_6H-kbKBuJfxUqQkNbo7xWjZDHRnKiVyK7IPu6g9NqeQuqN1CgJ/s800/D0Qz-XUWwAA8yK3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="450" data-original-width="800" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhdez9A1FdMuUlIPUpiVzSaowjlHhoZY61T1atJWeqHU0E9NkN2L-G3mPW53gbc-d_Xj7C_m1f2n5ytJPGDhyphenhyphenuDUASibmqW6CRcrWYjJtNqxak_WreB-oDxUd9hGQaA-7d-2-C8qq65h_6H-kbKBuJfxUqQkNbo7xWjZDHRnKiVyK7IPu6g9NqeQuqN1CgJ/s320/D0Qz-XUWwAA8yK3.jpg" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="background-color: white; caret-color: rgb(147, 149, 152); color: #939598; font-family: Roboto, Tajawal; font-size: 15px; text-align: start;">Nabil Anani </span></td></tr></tbody></table><p>Bakin taraf tutmak zorunda degilsiniz. Ben taraf tutmuyorum. Ben Israil halki icin cok üzülüyorum. Anti-semitizme karisiyim ve buna karşı her yerde dimdik konuşurum. Ayrıca dünyanın neresine gidersem gideyim her zaman Yahudilerle yakinlik kurdum, tipki Yunanlilar gibi, yemeğimiz, müziğimiz, kültürümüz cok benzer. O yüzden hemen birbirimizi bulur, yakinlik kurarız. Ben Araplarla böyle bir şey hiç yaşamadım mesela. Hiç yakinlik hissetmedim bu sebeplerden. Sevdiğim arkadasslarım elbette var ama ne demeye calistigimi anlıyorsunuz sanirim. Dünya politik sahnesinde de Almanya gibi bir ülkede de Yahudiler ve Müslümanların yanyana durması ve birbirine destek olması gerektiğini düsünürüm. Ama, su anda Hamas'i alt etmek icin öldürülmeleri mesrulastirilan sivil Filistin halki icin de ayni derecede üzgünün. Müslüman oldukları icin degil. Insan oldukları icin. </p><p>Cumhurbaskanligi secimlerinde cesurca karsilarinda durduğum insanlarla hiçbir ortak noktam olmamasına ragmen, haksizlik yapan adaletsiz insanlar olmalarına ragmen, eğer adaletsizce saldırıya uğrarlarsa cesurca onların bile yanında dururum. </p><p>Cünkü bakin burada mesele Israil Filistin degil, mesela ihlal edilen hukukun, bastırılan seslerin bugün önemsemediğiniz Filistin halki icin olması, yarin o açılan yolda ayni tabancanın size döneceği gercegini değiştirmez. Bugün göz yumduğunuz hukuksuzluk, yarin sizi de bulur. Bu tarihte asla değişmemiştir. Tarihte adalet her zaman tecelli etmemişti belki ama hukuk ihlaline göz yumanların ayni ihlallerle zarara ugramamsi sasmamistir. </p><p>Iste bu yüzden icimde adini koymakta, kelimelere dökmekte zorlandigim bir aci var. Haksizliga sahit olmak ve insanların bu haksizlik karisindaki tutumları. Insanlarin umariszligini, tarihin tekerrürden ibaret oldugunu, Frankfurt kitap fuarı gibi entelektüel bir oluşumda sırf Filistinli oldugu icin bir yazarın ödülünün iptal edilmesini, sırf tarafsızca baris istediği icin Fazil Say'in konserinin iptal edilmesini, Erdogan Türkiye'sinde bile insanların haksizliga ses çıkarmaktan kormamasina ragmen, Akademisyenlerin islerini kaybetme pahasına ses çıkarmaktan korkmamasina ragmen Almanya gibi bir ülkede hakkini Insan Hakları Mahkemesi düzeyinde arayıp hukuksal olarak asla zarar görmeyeceği garanti olan bir ülkede insanların, özellikle hukukcu akdemisyenlerin ses cikarmamasini anlayamıyorum. Elbet tek tük sesler ama bizdeki gibi bir Akademisyen oluşumu yok. Acik mektup yok. Bakin Filistin halkına özgürlük cagrisi falan demiyorum. Sivillerin uluslararası hukuka aykiri bir sekilde öldürülmesine karşı cikilmasindan bahsediyorum. Hitler Almanya'sinin tecavüz edilen kadınları icin ayağa kalkmayan halk bugün Filistin sivilleri icin de kalkmıyor. Almanya'nin otorite ile olan bu sorunlu iliskisi irkciligin cok cok üzerinde. Bu halk bunu kendi halki icin bile yapmadi. Ama gidişat kötü. Ifade özgürlüğü, temel hak ve özgürlükler tehlikede. Avrupa'yi kara günler bekliyor. AFD ve tüm radikal saglar yükselişte. Sapla samani ayırma, farklı kaynaklardan beslenme, eleştirel bir sorgulama geliştirmek cok cok önemli. ve en önemlisi de hukuksuzluğa göz yummamak. </p><p><br /></p>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-73916678215613329272023-10-05T01:48:00.000+02:002023-10-05T01:48:00.142+02:00 ADAM OLMAK<p><span style="background-color: white; font-family: Times; font-size: large;">çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse</span></p><pre style="background-color: white;"><span new="" roman="" style="font-family: Times; font-size: medium;">sen aklı başında kalabilirsen eğer
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
hem kendine güvenebilirsen eğer
bekleyebilirsen usanmadan
yalanla karşılık vermezsen yalana
kendini evliya sanmadan
kin tutmayabilirsen kin tutana
düşlere kapılmadan düş kurabilir
yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer
ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir
ikisine de vermeyebilirsen değer
söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz
kandırabilir diye safları dert edinmezsen
ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz
koyulabilirsen işe yeniden
döküp ortaya varını yoğunu
bir yazı-turada yitirsen bile
yitirdiklerini dolamaksızın dile
baştan tutabilirsen yolunu
yüreğine sinirine dayan diyecek
direncinden başka şeyin kalmasa da
herkesin bırakıp gittiği noktada
sen dayanabilirsen tek
herkesle düşüp kalkar erdemli kalabilirsen
unutmayabilirsen halkı krallarla gezerken
dost da düşman da incitemezse seni
ne küçümser ne de büyültürsen çevreni
her saatin her dakkasına
emeğini katarsan hakçasına
her şeyiyle dünya önüne serilir
üstelik oğlum adam oldun demektir</span></pre><pre style="background-color: white;"><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXQxKUO7A1H5fqR4O4oz25CgzFNu1JLeOASM51DuRc_-IERKmXOHlAukPnUSfTnHnDBaMTDFtiweHVxDHbsZXWlvPvN6BHwvbFkLx5gGjkXNjj6I2owgt-kZeanLIgIX20XIduV7ydp5qR4AquHsCB1FZTgKQWGWFtUcLy-Ghp1GoKBhV1wOoi0qChPmP4/s1024/kop.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="710" data-original-width="1024" height="222" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXQxKUO7A1H5fqR4O4oz25CgzFNu1JLeOASM51DuRc_-IERKmXOHlAukPnUSfTnHnDBaMTDFtiweHVxDHbsZXWlvPvN6BHwvbFkLx5gGjkXNjj6I2owgt-kZeanLIgIX20XIduV7ydp5qR4AquHsCB1FZTgKQWGWFtUcLy-Ghp1GoKBhV1wOoi0qChPmP4/s320/kop.jpg" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; text-align: start;"><span style="font-family: georgia; font-size: xx-small;">Hopper, Morning sun</span></span></td></tr></tbody></table><br /><span new="" roman="" style="font-family: Times; font-size: medium;"><br /></span></pre>Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5992871104165362686.post-7752031886250324782023-10-03T10:05:00.000+02:002023-10-03T10:05:00.147+02:00Göc, Göçmenler, Entegrasyon <p data-pm-slice="0 0 []" style="text-align: justify;">Göç ve göçmen entegrasyonu, bugünün dünyasında ve iklim krizi nedeniyle geleceğin dünyasını uzun süre boyunca etkileyecek önemli konulardan biri olarak karşımızda duruyor. Bu bağlamda, eleştiri yapmak yerine bizlerin bir arada daha iyi nasıl yaşayabileceğine dair bazı yapıcı çözümler üzerine düşünmek istiyorum.</p><p style="text-align: justify;">Öncelikle, Almanya'nin doğusundan gelen tüm göçmenlere, girişte bir "bireycilik kiti" vermekle baslayabilirsiniz. Bu kitaplar, algısı düşük olanlara Ayn Rand'ın "Hayatın Kaynağı"nı, algısı daha yüksek olanlara ise Jean-Jacques Rousseau'nun "Emile"ini içerebilir. Isin şakası tabi, üstelik bu kitaplar üzerine de çokça tartışabiliriz ama ne demek istediğimi anladınız sanirim. Bu kitaplar, bireysel özgürlüğü ve düşünmeyi teşvik eder, ki bu entegrasyon sürecinde cok ama cok önemlidir. Kollektivist Dogu toplumlarından gelen tüm bireylerin "ben" olmayi öğrenmesi mümkün olmadan entegrasyonu mümkün kılan bir "biz" mümkün olmayacaktır. Kanit arıyorsanız bugün kendini Alman gibi hisseden tüm son jenerasyon Türklere bakin. Hepsinin ailesinin onların"ben" olmasina izin verdigini ya da bu kisilerin "ben" olmakta diretecek kadar cesur olduklarını göreceksiniz.</p><p style="text-align: justify;">Bu bağlamda entegrasyon kurslarına Almanya'nın coğrafi ve politik yapısından önce "Bireycilik 101" dersi eklemek önemlidir. Bu dersler, insanlara önce kendilerini ve buna bağlı olarak yerel kültürleri ve toplumsal dinamikleri daha iyi anlama fırsatı sunar.</p><p style="text-align: justify;">Her ne kadar entegre olmak gelenin yükümlülüğü olsa da, 60'li yıllardan beri entegrasyonun devam eden bir problem oldugu düsünülünce, bu sürecinin biraz empati ve anlayış gerektirdiği asikardir.</p><p style="text-align: justify;">Ne demek istediğimi bir örnekle acmak istiyorum. Sözleşme özgürlüğü örnegi ile. </p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh92P5HqnNCT7E9hbwHZ-zrC8jLRGDpymoy_vayCMMkN_Hv-767kn7fGt9mojNr6u2F2uSSDEDBmTbYhTNz-5g9F-fQTqF7sTv575-pP-E7ZSNuVyqSouJS4HpSom15JQwb9jCzTLavJceChYSmlESQwrCeoDxRf-SE9f3rvBensdbtsk7QkqtFRMI-z2tE/s2048/30tmag-promo-superJumbo-v2.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="1347" data-original-width="2048" height="210" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh92P5HqnNCT7E9hbwHZ-zrC8jLRGDpymoy_vayCMMkN_Hv-767kn7fGt9mojNr6u2F2uSSDEDBmTbYhTNz-5g9F-fQTqF7sTv575-pP-E7ZSNuVyqSouJS4HpSom15JQwb9jCzTLavJceChYSmlESQwrCeoDxRf-SE9f3rvBensdbtsk7QkqtFRMI-z2tE/s320/30tmag-promo-superJumbo-v2.jpg" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="background-color: white; caret-color: rgb(54, 54, 54); color: #363636; letter-spacing: 0.3px; text-align: left;"><span style="font-family: georgia; font-size: xx-small;">Edel Rodriguez's “Strangers,” 2018</span></span></td></tr></tbody></table><p style="text-align: justify;">Sizler 17.ve 18. yüzyıllarda, bireyin özgürlüğünü ilan eden düşünce akımlarını ortaya çıkaran halklarsınız, ki bu akımlar Fransız Devrimi ile siyasi ve toplumsal etkilerini göstermiştir. Sözleşme özgürlüğü ilkesi, 19. yüzyıldan itibaren kodifikasyon hareketleriyle birlikte günümüz hukuk sistemlerinde sağlam bir yer bulmuştur. O dönemin aydinlanmaci hukukçuları, bireylerin kendi çıkarlarını gözetebilecek kadar rasyonel ve aydınlanmış olduklarına ve bu nedenle sözleşme sistemlerinde tamamen özgür ve özerk olduklarına ve istedikleri sözleşmeyi yapabileceklerine inandıkları için sınırsız sözleşme özgürlüğünü desteklemişlerdir. Ancak sözleşme hukukunda, sosyal ve ekonomik gelişmelerin de etkisiyle iş hayatının, işletmelerin güçlenmesiyle tekelleşmesi ve zamanla deneyimsiz, cahil ve zayıf kişilerle muhatap olunması nedeniyle sözleşme özgürlüğü ilkesinin sınırlandırılması ihtiyacı doğmuştur. Bugün sahip oldugunuz tüm tüketici hakları bu sinirlandirmaya dayanmaktadır. Eğer tüketici hukuku olmasaydı bankalar karsisinda 10 puntoluk yazılarla yazilmis yüzlerce sayfalık sözleşmelerin tüm maddelerinden, fahis faiz oranlarından sorumlu olacaktiniz. Dolayisiyla sinirsiz özgürlük adalet getirmez. Ayni sekilde sinirsiz bireycilik de adalet getirmez. Söylemeye calistigim şey su, sizler aydınlanmayı yasamis, aydinlamanin en ünlü filozoflarını yetiştirmiş halklar olarak yüzlerce yıldır birey olmayi öğrendiniz. Artik bes parmaginiz gibi, üzerine düşünmediğiniz bir parçanız bireycilik. Fakat kendinize dürüst olup bireyciliginizin sinirlerini sorgulamanızı istiyorum. Sizler 19. yüzyılın sinirsiz sözleşme özgürlüğü gibi mi bireycisiniz yoksa bugünün regüle edilmiş, adaletli ve koruyucu sözleşme özgürlüğü müsünüz?</p><p style="text-align: justify;">Sizler kendinizi korumak icin çizdiğiniz sınırlarla, sizi kirmamak icin size sinir çizemeyen insanların sinirlerini zorladiginizi farkettiniz mi? Size sinir cizmedigi icin, kendini birey degil, toplumun bir parçası gördüğü icin, sinir çizemeyen bu insanları hunharca eleştirirken hiç empati yaptiginizi düşünüyor musunuz? Yoksa böyle bir yükümlülüğünüz olmadigini mi düşünüyorsunuz. Herkes yetişkin. O sinir çizmiyorsa, sizin ihlal etme hakkiniz var mi? Baska bir deyişle gecmisin fahis faizli bankası misiniz?</p><p style="text-align: justify;">Her iki toplumun da, göçmeni kabul eden Almanya'nin, Fransan'nin, Ingiltere'nin, Isvec'in, hangi gelişmiş batili ülkenin adini koyarsanız koyun, gelen göçmenin de üzerine cok düşünmediği bir kültürel farklılık bu. Kolektivist toplumun göbeğinden cikip gelen, belki hayatında hiç birey olmamış, kendi ihtiyaclarının da önemli olabileceğini hiç düşünmemiş, "komsusu acken tok yatan bizden degildir" düsturuyla büyümüş insanlardan bahsediyoruz. Toplum öyle istediği icin tüm arzu ve isteklerini bastirmis, babası istediği icin doktor olmuş, öyle olması gerektiği icin ömrünü kayınvalidesiyle yaşayarak, büyüklere saygı duymak gerektiği icin hiçbir zaman agzini acip kayınvalidesine farklı bir görüş belirtmemiş insanları "ne olursan ol gel" diyen folozoflarin diyarından alıp, aydınlanmayı, bireyciligi ve Fransız devriminini yaratan filozofların diyarına getirip hadi simdi kaynasın demek ne kadar gerçekçi? Kendini sadece ormanın bir parçası gibi gören bir insana aslinda "bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine" yasamayı nasıl anlatirsiniz? </p><p style="text-align: justify;">Ve diger tarafa gececek olursak bir ağaç gibi tek ve hür ve sadece kurallara uyması gerektiği kadar kendini ormanın bir parçası gören bir kültüre, kendi tek ve hürlügüne zarar vermeden orman gibi kardeşcesine olmayı anlatabilir misiniz? </p><p style="text-align: justify;">Bu nedenle, ilkokuldan itibaren çocuklara empati derslerini dahil etmek çok değerlidir. Ve belki de "kolektivizm 101", siz kollektif olun diye degil ama empatinin bir parçası olarak, bu insanların nasıl bir kültürden geldigini anlamak icin. Sizi şüphelendiren fazla iyi niyetlerini, sofrasındaki son lokmasını misafiriyle paylasmasini öğütleyen masallarla büyüyen bu insanların baskalarini kendinden önce neden düşündüğünü anlayabilmek icin. Cok misafirperver olmakla geçiştirilemeyecek kadar önemli, hatta en önemli kültürel fark oldugu icin.</p><p style="text-align: justify;">"Ben" olamayan da "sadece ben" olan da "biz" olamaz. Gelene ben olmayi, burdakine de bir parca empatiyi öğretmeden, Almanlar tek ve hür, göçmenler kendi komünitelerinde kardeşçe yasamaya devam edecek. Ama bizim istediğimiz herkesin bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine yasaması.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br />Zeynephttp://www.blogger.com/profile/15990477522375998146noreply@blogger.com1